I thought that maybe tradutor Turco
1,177 parallel translation
And I thought that maybe if you asked Rick to go sailing with you guys Jesus Susan I mean, giving him a pep talk is one thing But taking your fiance sailing with us?
Tanrım Susan, yani onunla ayaküstü konuşmak neyse de..... nişanlını bizimle tekne gezisine götürmek..
I was at the medical school because I thought that maybe they'd have her name on file.
Tıp fakültesine gittim çünkü belki dosyalarda kızın adı vardır diye düşündüm.
I thought that maybe if we appeal I could have some more meetings with my lawyer.
Düşündüm ki ; eğer temyize başvurursak avukatımla daha çok görüşme gibi bir şansım da olabilir.
I thought that maybe, just once, you'd be able to help me out here.
Bir kez olsun bana yardım edeceğini düşünmüştüm.
Thank you for these. Mm-hmm. And I thought that maybe later we could have another séance.
Teşekkür ederim ve bu gece daha sonra bir seans daha yaparız diyordum.
I'm really... I'm... I'm in trouble with my finances, and... you know, I thought that maybe that was a way for me to get out of the hole, but it was... I never should have tried to take advantage of you.
Ben gerçekten de... Ben... Finansal olarak zorluk yaşıyorum, ve... bilirsin, düşündüm ki belki de beni düştüğüm deliğin içinden çıkmama yardımcı olur, ama bu senden faydalanmaya çalışmamı mazur göstermez.
Actually Isabel and I thought that maybe we could start things off on the right foot by asking you if you'd consider being my best man.
Aslında Isabel ve ben düşündük ki bu işe doğru adımlar atarak başlamalıyız bu yüzden sana, sağdıcım olup olmayacağını sormak istiyorum.
For two seconds, I thought that maybe...
İki saniye için bir işi doğru yapabileceğimi düşündüm!
I thought that maybe...
Düşündüm ki belki de...
I thought that maybe you might feel that way, too.
Senin de öyle hissetmiş olabileceğini düşündüm.
I thought that maybe...
Düşündüm de belki...
And I thought that maybe you...
Senin de belki bana karşı...
Um... okay, at first I thought that maybe I was doing something wrong... running too many DNA samples, you know?
Şey... tamam, ilk başta düşündüm ki belki ben bir şeyleri yanlış yapıyorum çok fazla DNA örneği kullanmak gibi.
I saw you and I thought maybe if he heard it from you, if he could see that you're actually a person... a nice person...
-... iyi biri olduğunu- -
And then I thought it was for me, that... that maybe I'd find myself or something.
Sonra kendim için geldiğime inandım kendimi bulurum filan diye.
And so, i sort of thought that Maybe you and me should take a break for a while.
Yani, bunları düşününce belki bir süre ara versek iyi olur.
I thought you maybe liked me, but it's obvious that you're not interested.
Belki benden hoşlanıyorsun sanmıştım, ama ilgilenmediğin açık.
And then I tried to kiss her, and I could see that, um... that, um, you know, something was wrong, and I thought that... maybe I did something wrong, so...
Sonra onu öpmeye çalıştım. Bir terslik olduğunu görebiliyordum. Belki ben yanlış bir şey yaptım diye düşündüm.
- No, but I just thought that maybe- -
- Hayır ama düşündüm ki...
So I thought maybe I could get some information about her from you... her class schedule, something from her last school... anything personal that might help us make her feel more at home.
Yani belki senden onunla ilgili biraz bilgi alabilirim.. Ders programı, eski okulundan birşeyler.. Herhangi kişisel birşey bize yardımcı olur onun daha çok evinde hissetmesini sağlar.
Well. I thought maybe for once we could play a song that wasn't written by Sousa.
Bir kez olsun Sousa tarafından yazılmamış bir şarkı çalmayı düşünmüştüm.
Uh, all right, maybe there was a time when I thought of pursuing Lyndsay, but I closed the door on that when we both got assigned to Voyager.
Ah, tamam, daha önce Lyndsay ile herhangi bir şey yaşamayı düşünmüştüm, ama her ikimiz de Voyager'da görevlendirilince, o kapı kapandı.
- I thought at first that maybe the suit had malfunctioned, that one of the charges had blown inward.
Önce giyside arıza oldu diye düşündüm. Patlayıcıların biri içeriye doğru patlamış olabilirdi.
I haven't thought about you once, but maybe that was a mistake.
Ben seni bir kere bile olsun düşünmedim, ama belki de hata yaptım.
I thought that with the fight and everything maybe we should cool it for a little while.
kavgadan ve diğer şeylerden dolayı belki bir süre ara versek iyi olacak.
I thought maybe I could bum a ride off you or something, but that's cool.
Belki takılırız diye düşünmüştüm ya da öyle bir şey, tamam boş ver.
And I thought, I hoped, That maybe there was a way out for me as well.
Ve düşündüm ki bu benim için de bir kurtuluş olabilirdi.
I mean, it's like maybe you thought her up... in your mind or some stuff like that.
Belki de onu kendi zihninin içinde yaratmışsındır.
I thought I should tell other folks, like yourselves so that maybe, just maybe, you wouldn't be horribly mutilated too.
Sizin gibi bu civarda yaşayanlara haber vermenin iyi olacağını düşündüm böylece belki, hani bir ihtimal, siz de korkunç bir şekilde parçalanmazsınız.
I thought maybe you'd come by So they're headed that way and I don't know where.
Düşündüm ki siz gelene kadar o da bu taraftan gitti ama tam bilmiyorum.
And part of me the part of me that was still hopeful thought that maybe you and I could be on hold.
Bir tarafım ikimizin hala beklemede olduğunu düşünecek kadar umutluydu.
I just thought that since you're a cop, maybe we could walk a littler faster,
Polis olduğun için belki daha hızlı yürüyebiliriz diye düşündüm.
look, I thought that I was the real me, and that that other guy, the, the guy on Talyn... that he's the clone, but I'm startin'to think maybe I'm the photocopy
bak, ben düşünüyordum ki.. ... onun gerçek ben olduğunu, diğer oğlanın, yani Talyn'deki oğlanın ise klon olduğunu düşündüm, ama şimdi belki de kendimin bir fotokopi olabileceğimi düşünmeye başladım
I just thought... if this is so important to you... that maybe... maybe if I learned a little about it... we might have something to talk about.
Sadece düşündüm ki... eğer senin için bu kadar önemliyse... bu belki de... belki biraz bilgi edinirsem... oturup konuşabilecek bir şeylerimiz olurdu.
I thought maybe that vendor might...
Belki şu satıcı... Buldum, satıcı.
But then I thought maybe it's not that I'm more beautiful today.
Ama sonra düşündüm de, belki de bugün daha güzel değilim.
I THOUGHT FROM THE HUG THAT MAYBE YOU WERE NORMAL.
Sarılmanızdan normal olabileceğinizi düşünmüştüm.
THAT'S PROBABLY'CAUSE THAT'S THE FIRST TIME I EVER HAVE. I JUST THOUGHT THAT MAYBE WE COULD, UH...
Düşündüm de belki... kaçamak yapıp laflarız ha?
But I just thought that maybe as an option...
Fakat düşündüm de belki alternatif olabilir...
I mean, I thought that he would call from Europe and maybe I would meet up with him in the summer. I never heard from him.
Demek istediğim, Avrupa'dan arayacağını sanmıştım ve muhtemelen yazın yanına gidecektim ama ondan hiç haber alamadım.
I guess we thought that maybe... Susan Orlean and Laroche could fall in love, and...
İleride Susan Orlean ve Laroche birbirlerine aşık olabilirler diye düşündüğümüzü sanıyordum, ve...
I just thought that maybe we could have a brief, totally unsatisfying sexual encounter.
Doyurucu bir seks deneyimi yaşarız diye düşünmüştüm.
Mrs. Slocumb found out I was stationed in New Jersey now so she just thought that maybe lgby, since he worked here this summer....
Bayan Slocumb beni New Jersey'den yolladı Igby'nin burada olabileceğini düşünmüş, yazın burada çalıştığını varsayarak...
That's when I thought maybe we should leave markers behind, in case we doubled back and got side-tracked.
O zaman geride işaretler bırakmamız gerektiğini düşünmüştüm... eğer geri dönmemiz gerekirse, yolu bulabilelim diye.
Neither did I. I just thought that maybe we weren't ready to get married and you felt it too.
Ben de öyle. Sadece, belki de evlenmeye hazır değiliz diye düşündüm, ve sen de öyle hissediyorsun sandım.
I don't know, maybe it was sloppy, maybe they thought we were just too far gone to care, that we wouldn't fight back, but they put that machine gun down right across from your cot...
Biraz saçma olacak ama, belki bizim karşı koyamayacak kadar kötü durumda olduğumuzu düşünüyorlardı. Makineli tüfeği senin yatağın başucuna bıraktılar.
So... my wife and I were having trouble... and I said I thought maybe we were in a rut... and that maybe we should try something... to liven things up, and she said, "Like what?"
Yani... karım ve ben bazı sorunlar yaşıyorduk... ona bunun hayatımızın monoton olmasından kaynaklandığını... belki de hayatımızı tekrar canlandırmak için... bir şeyler denememiz gerektiğini söyledim, oda "Ne gibi" dedi.
I thought maybe that's why you left.
Bizi bu yüzden terk ettiğini sandım.
I just thought maybe if you go through high school and then put it on after high school, that then if then, at least at that point in life, you'll be able to see what you want to do in life, and that.
Sadece bir gün Liseye gideceğini düşünüyorum. Liseden sonra tekrar giyersin. En azından bu noktada, hayatında ne yapmak istediğini de görme imkanın olacak.
I think that maybe living with a secret is harder work than I thought.
Belki de diyorum... bir sırla yaşamak sandığımdan zordur.
- Actually, I thought, and Groo agreed that since you have to repaint the room anyway maybe you'd like a change, for a change.
Nasıl olsa odayı yeniden boyatacaksın belki değişiklik olsun diye değiştirmek iyi olabilir.
i thought you were mad at me 17
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought you loved me 27
i thought 2845
i thought you were sleeping 18
i thought you'd never ask 124
i thought you were my friend 71
i thought you were 177
i thought i did 154
i thought so 720
i thought it was you 92
i thought i was going to die 44
i thought about it 224
i thought you were someone else 53
i thought you 107
i thought i'd lost you 79
i thought you were at work 20
i thought we were friends 161
i thought you were different 43
i thought as much 65
i thought you were dead 378
i thought about it 224
i thought you were someone else 53
i thought you 107
i thought i'd lost you 79
i thought you were at work 20
i thought we were friends 161
i thought you were different 43
i thought as much 65
i thought you were dead 378