In full tradutor Turco
6,927 parallel translation
I was recounting to them my conversation at the tavern last night and wondering aloud if I were to fuck the lady Guthrie to within an inch of her young life while they watched, would the crew consider her debt to them repaid in full?
Dün gece bardaki konuşmamızı aktarıp ben Guthrie Hanımı çatır çatır sikerken tayfa da oturup izlese zararlarını tazmin edilmiş sayarlar mı diye soruyordum onlara.
A short window that coincides with a British warship sitting in anchor 40 miles from here and my having stolen a Spanish warship in full view of a company of Spanish soldiers.
Buradan 40 mil açıkta bir İngiliz savaş gemisi demirlemişken ve İspanyol askerlerinin önünde İspanyol savaş gemisi çalmışken aleyhimize işleyecek bu aralık.
Consider this payment in full.
Siz bunu bi'daha düşünün.
I'm sorry... are you offering to put me in full charge os Nucleus?
Anlayamadım. Bana Nucleus'un tam yetkisini vermeyi mi teklif ediyorsun?
And better than 70 of them are sitting right now just outside your harbor in full support of it.
Ve 70'inden fazlası tam destekle limanında demirli hâlde.
Shade by day, bright by night, to do my will in full moon's light!
Günü gölgelik, gecesi açık olsun, istediğimi yapmak için dolunayı beklesin!
Shade by day, bright by night, to do my will in full moon's light!
Günü gölgelik, gecesi açık olsun, istediğimi yapmak dolunayı beklesin!
By order of the King, all duties are to be paid in full, no exception.
Kralın emriyle, tüm gümrük vergileri tam olarak ödenecek, istisna yok.
I don't care if they're in full British uniform.
Baştan aşağı İngiliz üniformalı olsalar dahi.
I mean, It Takes a Nation, Straight Outta Compton... Paid in Full was ahead of their time.
"It Takes a Nation, Straight Outta Compton, Paid in Full" zamanlarının ötesindelerdi.
An I will make sure that ebt is pai in full when we get to our community.
Topluluğumuza ulaştığımızda bu borcumu tamamen ödeyeceğimden emin olun.
Sorry, Deewan Saheb, we can't take you in our team our team's full! We give you to the girl's team!
Üzgünüm, Deewan Saheb, bizim takım tam, seni kızlar takımına vermek zorundayız!
I am the only one telling the truth in a room full of liars.
Yalancılarla dolu bir odada doğruyu söyleyen tek kişiyim!
but now it looks like murder, so full forensics, murder forensics, not bear forens... it's awful in there.
Ancak artık cinayet gibi görünüyor bu yüzden tam adlî tıp yani cinayet adlî tıp raporu ayı adlî tıp raporu değil... içerisi korkunç durumda!
As soon as the tank is full, I'm honking the horn... and all of you guys have 10 seconds to hop back in... or I'm leaving your asses.
Depo dolar dolmaz kornaya basarım... ya 10 saniye içinde arabaya atlarsınız... ya da basar giderim.
The captain of Scarborough, he offered me and nine men of my choosing full pardons if I would aid him in the capture of a fugitive from justice.
Scarborough'nun kaptanı, eğer ona yardım edersem, seçtiğim 9 adamla beraber affedileceğimizi söyledi.
If we want Master Ho's full cooperation in catching this perverted demon, we must show him our dedication.
Efendi Ho'nun bu iblisi yakalamak için bizimle işbirliği yapmasını istiyorsak ona bağlılığımızı göstermeliyiz.
Pity the man who lives in a house full of women.
Kadınlarla dolu bir evde yaşayan adamın vay haline.
I have a high degree of confidence in the full array of assets we've deployed.
Yolladığımız uçaklara güvenim tam.
It was a simple exchanging of vows in a room full of friends. It was very moving.
Basit bir yemin töreniydi odayı arkadaşlar doldurmuştu.
But I am prepared to pay your full asking price in cash... today.
İstediğin bedeli ödemeye hazırım nakit olarak... bugün.
Best full-forward in the history of Oodnadatta.
Oodnadatta tarihinin en iyi forvetiydim.
He's the best full-forward in the history of Oodnadatta!
Oodnadatta'nın gelmiş geçmiş en iyi forveti.
The intelligence you gather could give us the upper hand... in a full thermonuclear exchange with the Soviet Union.
Toplayacağınız istihbarat Sovyetler Birliği'ne karşı nükleer takasta elimizi güçlendirecektir.
You need a full working beta up in the next few months.
Birkaç aya tam çalışır beta teslim etmelisin.
full disclosure... he killed 11,000 people... in January.
Ocak'ta 11,000 kişiyi öldürdü.
And when others get a wind of it, we'll sell in one full sweep.
Ve diğerleri bunun rüzgarına kapıldıklarında, Bir tam süpürme satacağız
A puppy in a full body cast and he's crying and in the reflection of one of the tears, there's a unicorn and he's starving to death.
- Bir tam vücut döküm bir köpek yavrusu. Ve o ağlama ve yansıma var. Gözyaşları birinin, orada bir tek boynuzlu at ve o var.
I mean, part of me wishes we could have someone, you know, full-time, live-in...
Bir parçam keşke tam zamanlı, yatılı birisi olsa diyor...
Okay, let's say the judge is sitting in the park with his orange juice, and, and along comes someone with an exact matching cup full of poison...
Tamam şöyle diyelim, yargıç parkta meyve suyuyla oturuyor, ve, ve birisi tıpkısının aynısı ama zehir dolu bir bardakla yanına geliyor...
Full partner in every sense.
Evet, herşeyde tam ortaklık.
Check it out. Some idiot left a full bottle of champagne out in the courtyard. Let's celebrate!
şuna bakın.salağın teki avluda dolu bir şişe şampanya bırakmış hadi kutlayalım süpriz bu muydu buda bir süpriz tabi
My new job at City University of New York involves a jump in pay and full professorship.
New York City Üniversitesi'ndeki yeni işim maaşımda bir sıçrama sağlıyor ve bana kürsü veriyor.
I mean, we're in a city that's full of graffiti, right?
Tamamen graifitilerle dolu bir şehirde yaşıyoruz, değil mi?
I have full faith in Michel's talent.
Michael'ın yeteneğine güvenim tam.
And she got herself in just the right place to take full advantage of him.
Ve bunu kullanmak için tam da doğru yerdeydi.
Those two were a couple of spoons in a drawer full of knives.
Onlar bıçak dolu bir bir çekmecedeki kaşıklardı sadece.
'Cause we're in a cat box full of crap.
Saçmalık havuzunda yüzüyoruz resmen.
Or worse, to die in a hospital... full of nurses wanting to get a picture with me.
Ya da daha kötüsü, benimle fotoğraf çektirmek isteyen hemşirelerle dolu bir hastanede ölmeyi istemiyorum.
... Unc | e you know about the water shortage in Delhi still he wants a bucket full of water because he's not satisfied with that jet spray...
Amca, biliyorsun Delhi'de su sıkıntısı var. Yine de bir kova dolusu su istiyor çünkü klozetten akan suyla memnun olmuyor.
# Somebody full of stars in her life #
# Somebody full of stars in her life #
Surrounded by eighteen full body bags, but there was not a whole person in any one of them.
Tam on sekiz ceset torbasıyla çevriliydik ama hiçbirinin içinde bütün bir insan yoktu.
I'm in hurry but the ladies'room is full.
Çok sıkıştım ama kadınlar tuvaleti dolu.
In today's fast-paced society, national parks are still the best place for full moon werewolf transformations.
Günümüzün hareketli toplumunda kurt adam dönüşümü için halen biçilmiş kaftan ulusal parklardır.
Last week, just as I was about to click "Buy" on a full 5-season DVD set of "Charles In Charge," she texted me "Don't."
Geçen hafta tam "Charles In Charge" ın 5 sezonluk dvd'sini almak üzereydim ki "sakın" diye mesaj attı bana.
At sundown, Vincent is gonna drop that barrier spell, and those doors are gonna open, and we are gonna be smack in the middle of a parade full of innocent people.
Gün batımında Vincent bariyer büyüsünü kaldıracak ve şu kapılar açılacak geçit töreni yapan masum insanların arasına düşeceğiz.
Never, in my life, I'd imagined days so full of happiness.
Bu kadar mutluluk dolu günler geçireceğimi asla hayal etmemiştim.
Hey, listen, I don't know what else these MCC goons got up their sleeve, but I want you to know I got full confidence in you.
Bu MCC kiralık katilleri başka ne saklıyor bilmiyorum ama sana güvenimin tam olduğunu bilmeni istiyorum.
I'm leaving. I'm leaving because you are full of shit and I know exactly what you're doing and I'm not gonna be a pawn in your game.
Gidiyorum. idiyorum çünkü siz tam anlamıyla boksunuz ve tam olarak ne yapmaya çalıştığını biliyorum senin oyunundaki piyon olmayacağım.
And you are full of shit in a different way.
Ve sen tamamen bambaşka bir bok yolunun içindesin.
Well, I must admit that having a third set of experienced hands would be useful in picking up the slack, but know this... you come back, you come back as subordinate to me with the full respect and deference that implies.
Üçüncü bir tecrübeli cerrahın ellerine ihtiyacımız olduğunu kabul etmeliyim. Ama şunu da bil ki geri döndüğünde benim astım olacaksın ve bunun gerektirdiği saygı ve itaati beklerim.
full 416
fully 48
fuller 109
full house 106
full of shit 18
full of grace 139
full of surprises 23
full name 30
full speed ahead 41
full moon 37
fully 48
fuller 109
full house 106
full of shit 18
full of grace 139
full of surprises 23
full name 30
full speed ahead 41
full moon 37
full disclosure 127
full time 22
full speed 26
full of 17
full steam ahead 24
full throttle 32
full power 58
full stop 110
fully loaded 26
fullmetal alchemist 49
full time 22
full speed 26
full of 17
full steam ahead 24
full throttle 32
full power 58
full stop 110
fully loaded 26
fullmetal alchemist 49