In his words tradutor Turco
363 parallel translation
See the truth in his words!
Sözlerindeki doğruluğu görün!
There was such sincerity in his words, that it brought tears to my eyes.
Sözlerinde, gözlerimi yaşartan... bir samimiyet vardı.
- The premier says what he means... but sometimes there's more in a man's voice than in his words.
- Başbakan fikirlerini söyleyecektir... fakat bazen bir insanın sesinde kelimelerin ötesinde anlamlar yatar.
I'd like him to come again now and explain in his words why we must return her.
Şimdi de onun tekrar gelmesini ve İchi'yi neden geri vermemiz gerektiğini bize açıklamasını istiyorum.
In his words go life and strength.
Onun sözleriyle hayatın ve gücün gidecek.
In other words, it means that he has yet to meet a woman who'll be beneficial to his business?
Diğer bir deyişle işlerinde yardımcı olacak doğru kadınla henüz tanışmadı.
By these words, he jumps in with the fire poker in his hand, pushes Mary, whose head hit the table, and collapses, unconscious.
Bu sözlerle, elinde maşayla içeri dalıyor, Mary'yi itiyor ki, kadının kafası masaya çarpıyor, kadın yere yığılıp kendinden geçiyor.
Them words is in his bloomin'will in which he leaves me 3,000 pounds a year... on condition I lecture for the Wannafeller Moral Reform League... as often as they ask me, up to six times a year.
Wannafeller Moral Reform League'de... yılda altı kere ders vermem şartıyla... bana yılda 3,000 sterlin vereceğini söyledi.
I repeat, when Igor Stravinsky wrote his ballet, The Rite of Spring, his purpose was, in his own words, to "express primitive life."
Tekrarlıyorum, Igor Stravinsky "Bahar Ayini" balesini yazdığında kendi sözleriyle amacı,'ilkel yaşamı ifade etmekti.'
Those were his actual words in the war of 1870
1870 savaşında söylediği sözler
Filled with curiosity about places and people remote from his own experience, he wandered to the haugh world of london, the words of lord henry vibrating in his mind.
Londra'nın kenar bölgelerini, hiç tanımadığı insanları ve mekanları merak içinde geziyordu. Lord Henry'nin sözleri kulağında çınlıyordu :
My Lord, when Latour gave his evidence in chief the words used by him were, "The Colonel told me to go away."
Efendim, LaTour ifadesini verdiğinde "Albay gitmemi istedi." ibaresini kullandı.
"The words of his mouth were smoother than butter, but war was in his heart."
ama savaş kalbindeydi.
Mrs Holland, will you tell Their Lordships in your own words the substance of the conversation you had with your husband the evening before his death?
Bayan Holland, Lord hazretlerimize, kendi kelimelerinizle anlatır mısınız... ölümünden önceki gece kocanızla yapmış olduğunuz konuşmanın konusu neydi?
His words meant very little to me then, but as time passed I came to know that the death of Sonseeahray put a seal upon the peace.
Sözleri o zaman bana çok az şey ifade etmişti. Ama zaman geçtikçe Sonseeahray'in ölümünün barışı mühürlediğini anladım.
In any case, his life and fate have best been summed up... ironically enough, in the words of Nazi Germany's sternest enemy... the honorable Winston Churchill.
Ne olursa olsun, onun hayatının ve kaderinin en iyi özeti... ironik bir biçimde Nazi Almanyası'nın en büyük düşmanı olan... saygıdeğer Winston Churchill tarafından yapılmıştır...
In other words, general sympathy for Watanabe-san has given rise to a special interpretation of his death at the park.
Diğer bir deyişle, Watanabe-san'a duyulan ortak sempati parktaki ölümüne dair özel bir yoruma yol açtı.
... thinks kindly of the general idea, or in his own words...
Genel olarak iyi düşünüyorsa ya da kendi sözleriyle Amerikalı gibi söylersek...
Roberto's words, his trust in me, had given me the courage to leave.
Roberto'nun söyledikleri onun bana olan güveni gitmem için beni cesaretlendirmişti.
His words to Nicodemus.
- Nicodem'in söylediği sözler.
Don't put words in his mouth, Steinbrenner.
Lafı ağzına tıkama Steinbrenner.
In his own words, this isn't a debate, it's a cross-examination in a murder trial.
Kendi sözleriyle, bu bir münazara değil, bir cinayet davasının sorgulaması.
Sometimes a man has no occasion to remember the words in the whole of his life.
İnsan bazen, hayatı boyunca kelimeleri hatırlamak için bir neden bulamaz.
Because he discovered something that, in his own words "exceeded all tales of eyewitnesses and my wildest expectations".
Çünkü, kendi sözleriyle bu "görgü tanıklarının tüm rivayetlerini ve benim en uç beklentilerimi aşan" bir şeydi.
Words that Stendhal wrote during his stay in Italy.
Stendhal'in İtalya'da kaldığı sırada yazdığı sözler.
( DALEKSUPREME ) His words betray greater intelligence than normal in human beings.
Onun konuşması insanlardan daha zeki.. .. olduğunu ele verdi.
But, in his own words from a speech filmed less than two months ago...
" Ama iki ay önceki bir konuşmasında şunu demişti :
You can carve his words in stone if you've a mind to.
Eğer aklın başında ise, bu sözleri o taş kafana sok.
In the words of his brave countess :
Vakur eşinin sözleriyle...
In the castle he's built at Vaux with money stolen from the state, his coat of arms and motto are everywhere - a squirrel with these words :
Kalede, devletten çalınan parayla Vaux inşa ettirdi,... arması ve sloganı her yerde... şu sözleri taşıyan bir sincap :
In his own words :
Kendi sözleriyle, şöyle biri :
Or, in other words, beware of the Hun in the sun... who, for reasons best known to himself... has confined his recent attacks to our channel convoys.
Ya da diğer bir deyişle güneşteki Almanlarda sakınma saldırıları kanal konvoylarımızla sınırlamıştır.
He merely recited the first two words, "In the" before his death.
Ölmeden önce yalnız ilk iki hecesini söyleyebildi.
Perhaps already in prison he remembered his priest and his words.
Kaçmaya çalıştı. Muhtemelen içeride, rahibi ve onun telkinlerini hatırladı.
Yes, a man who did everything on his own. In a time when many authors produce hollow words Henri Roubier's message spoke of actions. I Did It On My Own, a real manual for success was awarded because of its effectiveness.
Henry Roubier, "Ben Kendimi Yetiştirdim" in yazarı birçoklarının boş şeyler yazmak için kaleme sarıldığı bir çağda bize bir eylem adamının mesajını ulaştırmak için kendini yazmaya verdi.
His words sounded like those quoted in the papers this morning in connection with the writer and his wife who were assaulted.
Sözleri saldırıya uğrayan yazar ve karısıyla bağlantılı olarak bu sabah gazetelerin yazdığı sözlere benziyordu.
And by repeating the Saint's words we tell the ambassador of his Majesty :
Ve Aziz'in sözlerini tekrarlayarak Majestelerinin elçisine şu sözleri söyleyeceğiz :
In other words, his veins, his feet, his hands, his organs would all have to be increased in size.
Diğer bir deyişle toplar damarları, elleri, ayakları, organları büyük olmak zorunda.
Wherever he goes, he'll be better off than in his own home... where, in his own words, "he was beaten!"
Nerede olursa olsun ona kötü davranan ailesiyle olduğundan daha iyi olacağı bir gerçek. Açıkcası dayak yiyordu.
But an unhappy child is helpless. He may not know how to put it in words, but he feels... that he cannot even contest... his parents'right to hurt him.
Ama mutsuz bir çocuğun böyle bir düşüncesi olamaz, mutsuzluğunu hisseder ama ona bir ad koyamaz aynı zamanda kendi benliğinde ona ızdırap çektiren ailesini veya diğer yetişkinleri bundan sorumlu tutamaz.
They are God's words, not his
- Allah'ın emri onlar, Muhammed'in değil!
Muhammad's body contains too much his mind, his words
Muhammed in varlığı çok şey ifade ediyor. Davası, sözleri.
What do the words of this man contain... that even Satan in his pride still obeys blindly?
Gururlu şeytanın bile körü körüne... söylerine itaat ettiği bu adam kimdir?
It was spearheaded by the local archduke who vowed to restore Catholicism to the province and in his own words "would rather make a desert of the country than rule over heretics."
Oradaki arşidük katolikliği korumak maksadıyla, kendi sözleriyle de bunu destekleyerek : "Dinsizlere hükmetmek yerine, ülkeyi bir çöle döndürmeye razıyım" demişti
Because he discovered something that, in his own words "exceeded all tales of eyewitnesses and my wildest expectations."
Çünkü, kendi sözleriyle bu "görgü tanıklarının tüm rivayetlerini ve benim en uç beklentilerimi aşan" bir şeydi.
You mean it has to be in his own words?
Onun sözleri olmalı mı demek istiyorsun?
In other words, he's still on his feet.
Başka bir deyişle ; herif sapasağlam ayakta.
'a freak wormhole opened up in the fabric of the space-time continuum'and carried his words far back in time'across almost infinite reaches of space to a distant galaxy'where strange and warlike beings'were poised on the brink of frightful interstellar battle.
Uzay-zaman süreminde bir ucube solucan deliği oluştu ve Arthur'un sözlerini zamanda geriye, neredeyse sonsuz uzaklıktaki bir galaksiye taşıdı. Bu galaksideki acayip ve savaşçı yaratıklar yıldızlararası bir savaşın eşiğindeydiler.
In other words, I am accusing him of either being a busybody or of being a fraidy-cat, not wanting to face things of his own nature.
Onu suçluyorum çünkü ya işgüzar davranıyordu ya da kendi mizacındaki şeylerle yüzleşmeye korkuyordu.
... that you helped Lieutenant George with the German words in his letters?
- Şey... pekala...
He claimed that Mr. Yamada possessed in his humble way the essence of style, and consequently that it was up to him to use his invisible brush to write upon this first day in Tokyo the words'the end.'
Ona göre, Bay Yamada kendi mütevazi yoluyla tarzdaki öze sahipti ve sonuç olarak görünmez firçasini kullanarak Tokyo'daki bu ilk güne "son" kelimesini kondurup kondurmamak kendisine kalmisti.
in his bedroom 16
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his head 18
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his head 18
in his room 52
in his 52
in his way 22
in his eyes 23
in his case 29
in his hands 21
in his mind 49
his words 65
words 313
words to live by 22
in his 52
in his way 22
in his eyes 23
in his case 29
in his hands 21
in his mind 49
his words 65
words 313
words to live by 22