In his mind tradutor Turco
1,314 parallel translation
Just got it in his mind one day.
Öylesine karar verdi.
Believing that Etta Heine's son would never sell him the land, land that in his mind belonged to his family.
Etta Heine'nin oğlunun aklınca kendi ailesine ait olan toprağı kendisine satmayacağını biliyordu.
In his mind, I started selling out the Tiger Claw... the moment I stepped onboard!
Onun fikrine göre, Tiger Claw'ı kendi çıkarım için satmaya başladım... fakat şuan onun üzerinde duruyorum!
And in his mind I'm just another wetback.
Ve ben onun için sadece sıradan bir kanun kaçağıyım.
I thought he won't speak because he's blaming me. Deep down in his mind.
Yoichi benim suçlu olduğumu düşünüyor, bu yüzden bir daha konuşacağını düşünmüyorum.
It's essential to his recovery, a purgative for the toxins in his mind.
Tedavisi için mecburi. Kafasındaki zehri kusması için gerekli.
He used to go through all his battles in his mind weeks before he fought them.
Tüm savaşlarında aklından hep bu geçiryordu.
Maybe we're just existing in his mind, And all of a sudden he'll wake up to go drink out of the toilet, And we'll be gone.
Belki de biz sadece onun zihninde varız ve birden tuvaletten su içmek için uyanacak ve biz gitmiş olacağız.
- In his mind, poetic justice.
- Ona göre adaleti yerine getirdi.
- He's the best. - In his mind.
- En azından kendi aklında öyle.
He went somewhere in his mind, and he barely made it out.
Aklında biryerlere gitmişti, Ve zar zor geri dönmeyi başarmıştı.
He seems, to us, to be suffering greatly in his mind.
Bize göre zihni çok rahatsız.
In his mind, the union of his offspring would cleanse the blood and renew a lineage weakened by mismarriages.
Ona göre, oğlu ve kızının birleşmesi, "soylarını" zayıflıktan kurtaracaktı.
In his mind, this was not considered betrayal.
Ona göre, bu hesaplanmış bir ihanet değildi.
He had his country uppermost in his mind. My deepest regrets.
- Savaşta ölmemiş olsa bile yine de ülkesi için öldü.
The only way I can help him, is to show him the difference... between what is real and what is in his mind.
Ona yardım edebilmemin tek yolu... gerçeklerle, kafasındakiler arasındaki farkı ona göstermek.
His mind has overcome the lies Apophis placed there.
Zihni Apophis'in yerleştirdiği yalanları yendi.
plus, he can, Iike, cut guns in half with his mind.
Ve, beyin gücüyle, silahları ikiye ayırabiliyor.
But in all that time, Mike, did you ever get off a plane, walk into a room... and find that a source for a story changed his mind?
Fakat her seferinde, Mike, hiç uçaktan inip, odaya girip... hikayenin kaynağının fikrini değiştirdiğini gördük mü?
All right, the way you tell is... A little voice pops up in the back of your mind to say that this guy who's sitting before me, or she, is lying through his teeth and telling me stories.
Pekala, farkı anlamanın yolu... o ses bana, karşımdaki adam veya kadının söylediği her şeyin yalan olduğunu ve bana maval okuduğunu söyler.
But in some obsessive-compulsive nether region of his mind... he thinks that he can wipe the violence, the murder away like it never happened.
Ama beyninin zorunlu-takıntılı bir alt bölgesinde şiddeti, cinayeti sanki hiç olmamış gibi temizleyeceğini sanıyor.
We've sent probes to the addresses Colonel O'Neill entered in the computer, hoping that one would lead us to the race that affected his mind.
Albay O'Neill'ın bilgisayara girdiği adreslere sondalar gönderiyoruz, bizi onun zihnini etkileyen ırka yönlendirecek bir gezegen bulma umuduyla.
Yeah, but you can testify about Childers'frame of mind, his behavior while you were there.
Evet ama Childers'in yaklaştığı mantığı doğrulayabilirsin. Sen orada bulunduğun süredeki davranış şeklini.
I did everything that J.T. Marlin taught me to do... and I made up his mind for him.
J.T. Marlin'in bana yapmamı söylediği her şeyi yaptım. Bunu yapması için onu zorladım.
But Charlie Baileygates had other things on his mind.
Fakat Charlie Baileygates'in aklı başka şeylerle meşguldü.
You must be if you know the combination to his closet and he doesn't mind you being in here. In their bedroom.
Dolabının şifresini bildiğinize ve yatak odasına girmenize ses çıkarmadığına göre öyle olmalısınız.
The look of a man in love, who can read his wife's mind.
Karısının düşüncesini okuyabilecek, aşık olmuş bir adamın bakışı.
With Stargher, his mind | is unfamiliar territory, and she`s lost. | She thinks this is real.
Stargher'in beyni ona yabancıdır, ve o da kaybolmuş durumdadır.
The judge, in his mind, because he can pick up on the telepathy, will sometimes give him the blue ribbon. " Hey, judge! What's going on in there?
" Jüri başkanı, burada neler oluyor?
Can a dog win it or lose it in this last round or has the judge made up his mind?
Başkan kararını verdi mi yoksa bu son turun etkisi olacak mı?
We know that Lord Edgware changed his mind on the subject of divorce and that he wrote to his wife to acquaint her of that.
Lord Edgware'in boşanma konusunda fikrini değiştirdiğini ve bunu bildirmek üzere karısına bir mektup yazdığını biliyoruz.
Even this crazy Mario was in the beginning, too. But later on he changed his mind and took what wasn't his
Çılgın Mario da bizden biriydi, ama fikrini değiştirdi ve kendisinin olmayanı almaya kalktı.
Where's Jack the Cricket, the sharpest mind of all... the smartest and boldest, even in his sleep?
Nerede o keskin zekâIı, uykuda bile herkesten akıllı ve cesur o Çekirge Jack şimdi?
The strength of Tesla's mind was almost certainly in his sense of visualization, to be able to see things move in front of him.
Tesla'nın zekasının gücü neredeyse tamamen, hayalini kurduğu şeyleri gözünün önünde canlandırabilmesini sağlayan görsel algısındaydı.
In order to take his mind off the torment that is Darla we sent Angel after a box that makes you crazy.
Aklını Darla denen işkenceden kurtarmak için Angel'ı insanı delirten bir kutunun peşine yolladık.
You throw in the altitude and the air-pressure changes in the cabin and our guy was probably out of his mind.
Yükseğe çıktıkça kabindeki hava basıncı değişir. Adam aklını kaçırmıştır.
Once he gets something in his mind- - l'm sorry.
Aklına bir şey koyunca... Özür dilerim.
And this Adler kid, who's wasted out of his mind... dives in the shallow end. Smacks his head... lands in a coma for fifteen days.
Adler dut gibi sarhoşmuş sığ kısımda suya balıklama atlamış, Kafasını çarpmış ve 15 gün komada kalmış.
It's someone in whom I have great faith though his mind is undeveloped and he's accomplished nothing.
Öyle birisi ki düşüncelerine güvendiğim ama anlayışı henüz gelişmemiş ve bir başarı elde edememiş biri.
If he's not in his right mind, hell, yes.
Akli dengesi bozuksa, evet.
In case you haven't noticed Gawain is becoming a man with a mind of his own.
Fark etmedin galiba, Gawain bir adama dönüşüyor. Kendi aklı olan bir adama.
His mind and body are in deep conflict.
Aklı ve vücudu derin bir karışıklık içinde.
Look, it's not like Max has changed his mind or anything.
Bak, Max'in fikrini filan değiştireceği yok.
In any case, it might be best if Evan had other things to distract his mind.
Her koşulda Evan'ın kafasını başka şeylerle dağıtması en iyisi.
On August 2nd, 1 492, as Columbus finally set off on his epic voyage to cross the Atlantic Ocean, he had not one, but two goals in mind.
2 Ağustos 1492'de, Kolomb en nihayet Atlantik okyanusunu... geçmek için epik seyahatine başlarken, zihninde bir değil, iki hedef vardı.
I'll tell you what I fall in love with in a man... his mind, period.
ama bu mesele değil. Sana bir erkekte neye âşık olduğunu söyleyeyim.
Your tears will raise a lot of questions in Rohan's mind and... we won't have any answers to his questions.
yaşların Rohan'ın aklında çok soruya yol açacak... ve bizim o sorulara verecek cevabımız yok.
In his mind, Sierr is his father.
Sierr'i babası biliyor.
They may have told him to build a prison, but, in his own mind, he was raising walls to protect himself.
Ona bir hapishane inşa etmesini söylemiş olabilirler, ama kendi kafasında... o kendisini koruyacak duvarları inşa ediyordu.
He read in my mind, and I read his.
Aklımı okurdu ; ben de onunkini.
And in this pot, my brother made up his mind.
Ve o potanın içinde ağabeyim son kararını verdi.
in his bedroom 16
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his head 18
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his head 18
in his room 52
in his 52
in his eyes 23
in his way 22
in his case 29
in his hands 21
in his words 17
mind 439
mindy 774
minded 447
in his 52
in his eyes 23
in his way 22
in his case 29
in his hands 21
in his words 17
mind 439
mindy 774
minded 447
mind over matter 19
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391
mind yourself 33
mind your manners 33
mind your business 83
mind control 21
mind you 638
minding my own business 39
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391
mind yourself 33
mind your manners 33
mind your business 83
mind control 21
mind you 638
minding my own business 39