Intercepted tradutor Turco
933 parallel translation
"The revolutionists have intercepted most of our supplies."
Devrimciler, levazımlarımızın büyük bir çoğunluğunu ele geçirmiş durumdalar.
That's when you should've intercepted him
Onu işte o zaman yakalayacaktınız.
The string of carts from Smolensk... has been intercepted again by that Russian officer.
Smolensk'ten gelen arabaları... Rus subaylar ele geçirmiş.
Our Frenchmen were intercepted.
Bizim Fransızlar ele geçti.
By examining the intercepted mail of unsuspecting Nazi agents... the F.B.I. uncovered many secret channels of communication.
FBI Nazi ajanlarìnìn mektuplarìnì gizlice inceleyerek birçok gizli iletisş im kanalìnì ortaya çìkardì.
Shortly after we intercepted this data... $ 5,000 was paid into your bank account.
Bu belgeyi ele geçirmemizden kïsa süre sonra hesabïnïza 5.000 dolar yatïrïlmïş.
That's an intercepted message direct from Germany.
Bu dogrudan Almanya'dan gelen bir mesaj.
Once again the Rigans and the Hanseatics have intercepted the English ships.
Riga'lılar ve Hanseatic'liler İngiliz gemilerinin yolunu bir kere daha kestiler.
Here are three letters we intercepted.
Ele geçirdiğimiz üç mektup var.
Yet our forces have always been intercepted by raiders.
Ancak kuvvetlerimiz haydut saldırılarıyla engellendi.
He's made penciled crosses where he intercepted every one of the herds.
Her durdurduğu sürünün yerini haritada işaretlemiş.
Which means that somebody intercepted that order and sent us those beads.
Bu da demektir ki, başka birisi o siparişi aldı, ve yerine bu boncukları gönderdi.
If they are to be intercepted, it's work for the legions!
Eğer yakalanacaklarsa, bu iş lejyonlara düşer!
We intercepted a radio message.
Bir telsiz mesajı yakaladık.
We've intercepted hundreds of messages in the Iast year, hundreds!
Yıl boyunca yüzlerce mesaj yakaladık. Yüzlerce!
Aforce field that intercepted the radiation.
Radyasyonu engelleyen bir enerji alanı.
He intercepted that report, steamed open the envelope and as you will observe, calculated the amount to which our miscreant was profiting per year.
Raporu ele geçirdi, buharla zarfı açtı ve görebileceğiniz gibi dolandırıcının yılda ne kadar kar ettiğini hesapladı.
A letter and a telegram were intercepted.
Ulaşması engellenen bir mektup ve bir telgraf.
We intercepted an enemy dispatch.
Bir düşman emri elimize geçti.
The message we intercepted from the Nova Sibursk appeared routine.
Nov o Sibursk'tan aldığımız mesajlar programlanmış gözüktüler.
I will continue to disarm the charges... in the event that we are intercepted by an Allied warship.
Müttefik savaş gemilerinin yolumuzu kesme durumuna karşı düzenekleri zararsız hale getirmeye devam edeceğim.
And if the German fighters intercepted in strength... we could lose the lot in one night, and with it, the war.
Ve Alman avcıları güçlü bir savunma yaparlarsa... bir gecede çok uçağımızı ve dolayısıyla savaşı kaybedebiliriz.
We should've intercepted by now.
- Şimdiye kadar yolumuza çıkmalıydı.
Two weeks ago a million dollars in gold bullion intended for the underground in one of the anti-Western satellites was intercepted by that government's military police. Preparations are now being made to ship the gold behind the Iron Curtain.
İki hafta önce batı karşıtları için, direnişçi bir örgütün milyon dolar değerindeki külçe altınına hükümetlerinin jandarması aracılığıyla el konuldu ve hemen, Demir Perde arkasına altını götürmek için hazırlıklara başlanıldı.
Felicia Vabar, a member of an enemy spy apparat, had one of the couriers intercepted and the overlay he was carrying stolen.
Düşman bir casusluk örgütü üyelerinden Felicia Vabar kuryelerden birinin yolunu keserek kuryenin taşıdığı parçayı çaldı.
It appears we have accidentally intercepted someone's transporter beam, captain.
Kazara birisinin ışınlama ışınlarına rastladık.
Why have you intercepted me? Security.
- Neden yolumu kestiniz?
Recheck all news broadcasts, decode any government-intercepted mess...
Tüm haber yayınlarını kontrol ederek, mesajları deşifre et...
Must have intercepted the Enterprise trying to beam me onboard.
Enterprise'ın beni ışınlamasına müdahale etmiş oldun.
Commander. We have intercepted an alien transmission.
Yabancı bir yayın tespit ettim.
The fact remains... that our bombers continue to be intercepted.
Gerçek şu ki bombardıman uçaklarımızın yolu kesilmeye devam ediyor.
I intercepted it when it got stolen 20 years ago
20 yıl önce biri daha onu çalmaya çalışmıştı.
It was three guys who intercepted a German convoy on the road, threw three grenades, shot two rounds, and took off in the wilderness.
"Ulusal isyan elden ele özgürlükle birlikte gider." Direniş daimi bir gerilla savaşıydı.
The Chamaliére Gestapo had intercepted a denunciation letter, and that denunciation was the reason I had been arrested.
Aslında arkadaşım olan eşiydi. Onlar da yerel halktandı, yaklaşık benim yaşımda.
The letter was intercepted by the Chamaliére Police.
Niçin? Politikacı falan değildim.
We've intercepted some signals that suggest some action at a bridge... near Clermont.
Clermont yakınlarında bir köprüde hareket olduğuna dair sinyal tespit ettik.
- cos l intercepted a pass?
- Ben bir pası kestiğim için?
We intercepted a German radio message.
Efendim, Alman telsiz mesajı yakaladık!
Contact Cairo for the Star of Islam is intercepted by a destroyer.
Kahire'de gemi hakkında haber iletilsin ve gerekli önlemler de alınsın...
Intercepted by number 33. Oh, he's long gone.!
Evet sayın seyirciler, gole doğru ilerliyor.
When Truman was stops the Europe in 7 of July, to congregate with Stalin and Churchill, it wise person, for intercepted messages, that Japan wanted the end, but one did not surrender unconditionally.
Truman, Stalin ve Churchill'le görüşmek üzere, 7 Temmuz'da yola çıktığında ele geçirilen mesajlardan, Japonların savaşa son vermek istediğini biliyordu. Fakat kayıtsız şartsız değil.
Intercepted by the swarthy little number nine, Conchito Maracon.
Karşısında dokuz numara küçük Conchito Maracon.
Me, no, no. To put the circumstance In a nutshell, your messenger was intercepted, father.
- Durumu özetleyeyim, haberciyi yolda kesip durdurdum, baba
We learned this from a note we intercepted.
Bunu elimize geçen bir nottan öğrendik.
Letters get intercepted and read by certain parties.
Mektuplar birilerinin eline geçebilir ve malum şahıslar tarafından okunabilirdi.
We intercepted a radio transmission from Tokyo to Admiral Yamamoto.
Tokyo'dan Amiral Yamamoto'ya gönderilen bir telsiz mesajı aldık.
Where are those transmissions you intercepted?
Size gelen bilgileri nereye kaydettiniz?
– We intercepted no transmissions.
– Bize bir şey gönderilmedi.
Who these people are and where they were going when we intercepted them may be crucial to our survival.
Bu insanların kim olduğu ve biz onları durdurduğumuzda nereye gidiyor oldukları bizim yaşamımız için çok önemli olabilir.
Where were you bound for when we intercepted you?
Sizi durdurduğumuzda nereye gidiyordunuz?
I was beaming to Earth when you intercepted me.
Yeryüzüne ışınlanıyordum.
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interesting 2082
intercom 16
interrupted 16
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29
interesting 2082
intercom 16
interrupted 16
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29