Interim tradutor Turco
368 parallel translation
Between the acting of a dreadful thing and the first motion, all the interim is like a phantasma, or a hideous dream.
Korkunç bir şeyin yapılmasıyla ilk adımın atılması arasında geçen zaman bir kabus, korkulu bir rüya gibi bir şey.
My efficient colleague - should I say, my heir presumptive - has been collecting evidence that every interim Number Two who's served during my leave has been cautioned by you.
Atılgan meslektaşım... Olası halefim diyelim... Görev başındaki tüm 2 Numara'ların senin tarafından komplolara karşı uyarıldığına yönelik kanıtları toplamayı başarmış.
Having convened in secret session at the request of the president, the commission makes these interim recommendations.
Başkanın emriyle gizli yapılan toplantı sonucunda komisyon aşağıdaki geçici tavsiyelere karar vermiştir. Halka, zorlu uzay yolculuğu ve bunun getirdiği şöhret yorgunluğu sebebiyle, maymunların gözden uzak ve gizli bir yerde dinlenmelerinin sağlanacağı açıklanacaktır. Bir :
In the interim, the other cartels...
Bu arada, diğer karteller...
The first step should consist of an interim examination in laboratory conditions.
İlk aşamada laboratuvar şartlarında gerçekleştirilecek bir yüzeysel muayene olmalı.
You gotta admit, for an interim gig, this really wasn't bad.
Geçici bir iş için bunun fena olmadığını itiraf etmelisin.
Major Ellis would like you to look over these interim reports, captain, sir.
Binbaşı Ellis bu geçici raporlara bakmanızı istedi, yüzbaşı.
Interim reports!
Geçici raporlar!
I'm hangin'in there, like an interim post-war government waiting for the palace to be overrun by younger men.
Evet beraberdim. Şimdi, benden daha genç bir adamın gelip kaleyi kuşatmasını bekliyor. Anladın mı?
Let this sad interim like the ocean be... which parts the shore... where two contracted new come daily to the banks... that, when they see return of love... more blest may be the view.
Şu hazin ayrılık günleri okyanuslar gibi olsun tıpkı ; Birbirinden ayırdığı kıyılara her gün gelen İki yeni nişanlı, sevginin dönüşünü görünce Bir kat daha coşsunlar, doyum olmasın sevinçlerine.
It's for short, just an interim.
Kısa bir süre için, geçici olarak.
You gotta mix up the drinks and mix up the food... and knead'em around... and not let everything float off in the interim.
İçeceği ve yemeği karıştırıp.. ... yoğurmak zorundasınız çünkü. Ve yaparken içeriyi batırmamaya dikkat etmelisiniz.
We have an interim, sir.
Bilmeniz gereken bir şey var, efendim.
In the interim, stand ready to initiate transporter-code 1 4 at my signal.
Bu arada, emrimle beraber ışınlama kodu 14'e hazır olmanızı istiyorum.
- Have you read the CID interim report?
- CID'nin geçici raporunu okudunuz mu?
None of this was in the interim report.
Hiç biri geçici raporda yoktu.
I am naming an interim successor...
Geçici halefimi belirliyorum...
What is the point of some interim position?
Geçici pozisyonun anlamı nedir?
I will, in the interim, undertake one of Hercules'labors... which is to bring Signior Benedick and the Lady Beatrice... into a mountain of affection, the one with the other.
Bu arada ben de Herkül'ün görevlerinden birini üstleneceğim ve Sinyor Benedick'le Leydi Beatrice'in birbirlerinden hoşlanmalarını sağlayacağım. Onları birleştirmek niyetindeyim.
even though you're currently interim president, i'd like to make you permanent.
Geçici olarak başkanlık yapıyor olsan da bu işi sana vermek isterim.
Right, now there is something you could do for me in the interim.
Aradaki zaman içerisinde bana yapabileceğin bir şey var.
Brian, I got some interim forecasts for you to...
Brian, ilk çeyrek kar oranları için...
And I, a heavy interim, shall support by his dear absence.
Çok yalnızlık çekerim onun yokluğunda.
The interim's mine and a man's life no more than to say "one."
Ama aradaki zaman benim insan ömrü nedir ki "bir" demeye bile yetmez.
So, in conclusion, my client will be appealing the decision to the federal court... and, as an interim, will be seeking an injunction... to stop any further action in this matter.
Sonuç olarak müvekkilim davayı temyiz için federal mahkemeye götürecektir. Bu esnada da geçici de olsa mahkemeden, herhangi bir faaliyette bulunulmamasına dair emir çıkarılmasını talep etmektedir.
We'd like to ask you a few questions in the interim.
Arada sana bir kaç soru sormak istiyoruz.
In the interim... Lorien says there are rules of engagement between the two.
Lorien'in söylediğine göre ikisinin arasında geçmişten gelen bazı çatışma kuralları varmış.
In the interim, things have changed.
O arada, işler değişti.
The interim is mine.
Benim ki geçici.
Or the Interim Chief.
Ya da şefe bağlanıyor.
This is Dr. Kerry Weaver, Interim Chief.
Bu Kerry Weaver. Geçici şefimiz.
And I'm not interested in continuing as Interim Chief.
Geçici şef olarak çalışmaya devam etmeyi istemiyorum.
Interim? Yes.
- Geçici olarak mı?
No, it's just around the table we felt that "interim" was a more accurate term.
Hayır. Toplantıda "geçici" tanımlamasının daha uygun olacağını düşündük.
So you're the Interim Chief, Kerry.
- Geçici şefsin, Kerry.
What does "interim" mean to you?
Mark. Sence "geçici" ne demek?
- The Interim Chief?
- Geçici şef mi?
One might have hoped for a bit of social progress in the interim.
Bu süre zarfında, bir miktar sosyal ilerleme sağlamalıydınız.
We've brought in an interim commanding officer... until we can appoint a permanent replacement for Colonel Hart.
Albay Hart'ın yerine sürekli olacak birini belirleyene kadar komuta boşluğumuz oldu.
"However, it is the interim, the limbo between two worlds, that is so terrible."
"Bu çıkmaz, iki dünya arasındaki bekleme yeridir, çok korkunç olsa gerek."
Just like they said, for review by the Interim Chief.
Söyledikleri gibi, geçici acil servis şefi tarafından incelenmesi için.
So how's this Interim Chief thing working out?
Geçici şeflik nasıl gidiyor?
To be Interim Chief of the ER?
Acil servisin geçici şefi mi olacaksın?
In the interim, we will require quarters and sustenance.
Boş zamanımızda, odaya ve yiyeceğe ihtiyacımız olacak.
♪ Being worshipped is a breeze ♪ ♪ Which rather suits us in the interim ♪ ♪ Interim, interim, it's me and him ♪
Tapınılmak güzel şeymiş gerçekten şimdilik bu durum iyi gelir bize şimdilik, şimdilik, sadece sana ve bana
But in the interim, be grateful I don't take your pretty little face off.
Fakat senin güzel yüzünü almadığım için bana minnettar olacaksın.
In the meantime, we were hoping that you wouldn't mind acting as interim diplomat.
Bu arada, umuyorum ortada bir diplomat rolü yapma.
And I must say, you've done a first-rate job here as interim security chief.
Söylemeliyimki bu sürede güvenlik şefi olarak birinci sınıf iş çıkardın.
In the interim... I sincerely hope you acquire some professionalism.
Bu arada biraz profesyonellik kazanmanızı, yürekten umarım.
Maybe like on an interim basis.
Bilirsin, belki bir temel aralıkta gibi opera gibi bir şey...
Interim mutual defence pact, in lieu of an actual commonwealth.
Gerçek Bağımsız Devletler yerine geçici savunma anlaşması.
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29