English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Intermittent

Intermittent tradutor Turco

200 parallel translation
And of course the expression of this are intermittent earthquakes.
Ve elbette bunun göstergesi de bu fasılalı depremlerdi.
Instead of attempting to duplicate the ultrasonic devices of our visitors we try to interrupt their magnetic field by projecting a highly intermittent induced electrical field. - Now, suppose we take... - Of course!
Onların ultrasonik cihazının aynısını yapmaktansa, yüksek dalgalı elektrik akımı alanıyla onların manyetik alanlarına parazit yapacağız.
'There is a possibility of intermittent showers later.
Geç saatlerde aralıklı olarak yağmur geçişleri görülebilir.
Intermittent showers, state-three sea.
Aralıklı sağanak, 3. derece deniz durumu.
But of an unusual and intermittent nature.
Ama periyodik ve alışılmadık bir doğaya sahip.
The forecast for this afternoon is intermittent entertainment between intermittent showers.
Bugün öğleden sonrası için hava durumuna göre, kısa kısa, kısa aralıklı yağışlar bekleniyor.
Intermittent showers.
Aralıklı sağnak yağışlı.
Profuse bleeding of the gums, hair falling out, and intermittent blindness.
Diş eti kanaması, saç dökülmesi, anlık körlük gibi.
All you'll get from me is a couple months of intermittent sex and recriminate and ugly little scenes like the one we had last night.
Benden alacağın tek şey, uzun aralıklı bir seks hayatı ve dün akşamki gibi birbirimizi suçladığımız çirkin sahneler.
We are receiving intermittent transmissions in a code we can't decipher from his recon viper.
Aralıklı sinyaller alıyoruz onun Viper ından gelen anlamını çözemediğimiz bir kodla..
I have intermittent memory loss. [Gasps]
Arada bir hafıza kaybı yaşıyorum.
Mr Murdock has paranoid anxiety delusions and intermittent memory loss.
Bay Murdock'ın paranoyak anksiyete saplantısı ve yer yer hafıza kaybı var.
Intermittent snow flurries.
Aralıklı hafif kar yağışı.
A low-intensity beam of intermittent pulse, inside this starship.
Gemide aralıklı bir iletim yapan, düşük yoğunluklu bir sinyal var.
The window is allowing intermittent readings.
Aralık, kesik kesik okuma yapmamıza imkan veriyor.
Twilight descended over her mind... and, of all the earth's noises, she heard only... the intermittent sobbing of her poor love... as soft and faint as the last echo of a symphony... fading away.
Artık kimseye kin duymuyordu. Aklına karanlık gibi bir perde iniyordu, ve yeryüzündeki gürültülerin arasında duyduğu tek bir ses vardı. O da, gittikçe uzaklaşan bir senfoninin son yankıları gibi, zavallı kalbinin tekleyerek çıkan belirsiz feryatlarıydı.
Doctor, return to the intermittent signal.
Doktor, periyodik sinyallere dönün.
Dr Marr, we must return to the intermittent signal.
Doktor Marr, periyodik sinyallere dönmek zorundayız.
We have been picking up a curious intermittent blip.
İlginç bir kesintili sinyal saptıyoruz.
I've got some intermittent sensor readings here.
Burada bazı aralıklı algılayıcı okumaları mevcut.
Some kind of intermittent EM-field pattern.
Bir çeşit, aralıklı elektro manyetik alan örneği.
We have an intermittent failure of the inertial-damping system.
Atalet sönümleyici sistemde gidip gelen problemimiz var.
There is intermittent contact in the input polarisers.
Girdi kutuplaştırıcılarında kesintili iletim mevcut.
Intermittent?
Kesintili mi?
The effect would be intermittent.
Etkisi yalnızca kesintili olabilir.
The atmosphere's not so good and trade fairs are intermittent while the girls come here all the time.
Evet ama oradaki atmosfer pek uygun değil. Ayrıca Ticaret Fuarı sürekli değil. Kızlar sürekli buraya geliyor.
But this evening, he had intermittent pain in the mid-back.
Ama bu akşam sırtında aralıklı sancı hissetmiş.
It's been intermittent.
Aralıklarla oldu.
However, we may experience intermittent system failures and power surges as a result.
Ancak ara sıra sistem hataları ve güç kesintileri yaşayabiliriz.
.. with scattered rain and intermittent thunder showers.
Gök gürültülü sağanak yağış beklenmekte.
The signal was intermittent, like Morse Code.
Sinyal kesik kesikti, aynı Mors kodu gibi.
Intermittent signal, very faint.
Kesikli bir sinyal, çok zayıf.
- Is it constant or intermittent? - Both.
Sürekli mi, aralıklı mı?
Intermittent EM readings?
Aralıklı, EM değerleri mi?
Sensors are picking up intermittent gamma and thermal emissions.
Sensörler aralıklı gama ve termal emisyon tespit ediyor.
Lieutenant Torres and I are investigating some intermittent sensor readings we picked up this morning.
Teğmen Torres ve ben de bu sabah kaydettiğimiz ve aralıklarla devam eden sensör okumalarını araştırıyoruz.
This is how they could cope with their intermittent success at hunting seals. And how they will cope with little food in the months to come.
Bu ; fokları avlamaktaki başarılarının nasıl üstesinden geldiklerini ve az bir yiyecekle nasıl hayatta kaldıklarını gösteriyor.
We have intermittent comm, but we are go!
Sinyal kesik, ama devam.
Sir, we have a small, intermittent contact on the surface.
Efendim, yüzeyde küçük, kesik bir bağlantı var.
As I've just explained, Christine has what the D.S.M. Refers to... as Intermittent Explosive Disorder.
Öz geçmişlerinizi dağıtın. 3 hafta daha uzatmaya çalışırım. İyi. 12 dakika içinde kanıt yetersizliği duruşman var.
Intermittent coral.
Yer yer mercan.
The aperture of the phenomenon- - which I prefer to call an intermittent cyclical vortex- - is unfixed.
Olgunun açıklığını- -... ki onu intermittent. periyodik girdap olarak adlandırmayı tercih ederek- - ayırırım.
Intermittent RF pulses, low frequency.
Kesik RF atımları, düşük frekans.
Intermittent lock on prime.
Birinciye kesintili kilitlendi.
Intermittent timer.
Aralıklı zamanlayıcı.
If he's been employed it's intermittent, menial.
Çalışıyorsa bile hep iş değiştiren, vasıfsız işler yapan biridir.
It's too intermittent to beam out the hostages, but we could use it to deploy the pathogen.
Rehineleri geri ışınlamak için yetersiz, ama virüsü yerleştirmek için kullanabiliriz.
so blue still and calm so calm with a calm which even though intermittent is better than nothing but not so fast and considering what is more that as a result of the labors left unfinished crowned by the Acacacacademy of Anthropopopometry
bulutlar öylesine sakindir ki seyrek görülse de insana yine de hoş gelir ama acele etmeyelim ve daha dikkatli bakılırsa öte yandan henüz tamamlanmamış ama yine de Çokbilmişler Antropopopometri Akakakademisince ödüllendirilen insanı araştırma konusu yapan
Long-range sensors are detecting extremely high neutrino emissions accompanied by intermittent graviton flux approximately three light-years away.
Uzun menzilli sensörler, üç ışıkyılı uzakta kesintili çekimsel akışla birlikte sıra dışı nötrino yayımı tespit ediyorlar.
- Intermittent pain?
- Kesik kesik bir ağrı mı?
I'm just getting an intermittent signal off the left wing.
Sol kanattan, aralıklı bir sinyal alıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]