English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Is that so wrong

Is that so wrong tradutor Turco

332 parallel translation
Is that so wrong?
Bunun nesi yanlış?
Is that so wrong?
Çok mu yanlış bu?
Is that so wrong?
Bu yanlış mı?
Is that so wrong?
Bu çok mu yanlış bir fikir?
And is that so wrong?
Bunun nesi yanlış?
Is that so wrong?
- Bunları istemem çok mu yanlış?
Is that so wrong?
Yanlış birşey mi bu?
I just want to know more about the guy. Is that so wrong?
O adam hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum.
I like it when old friends get together. It makes me feel... you know, warm. Is that so wrong?
Eski arkadaşların bir araya gelmesi... kötü bir şey mi?
Is that so wrong?
Çok mu uygunsuz?
Is that so wrong?
Bu bu kadar zor mu?
Now, tell me, is that so wrong?
şimdi, söyle bana bunda yanlış olan ne?
Now that everything is going so right... before something goes wrong, you ought to take a little time off.
Her şey yoluna girdiğine göre... bir sorun çıkmadan, biraz ara vermelisiniz.
But it is one of the peculiar imbecilities of our time that we place a grid of morality upon human behaviour, so that the action of every man must be measured against an arbitrary latitude of right and a longitude of wrong in exact minutes, degrees and seconds.
Fakat insan davranışının üzerine ahlak taşını koymak, böylece insanın her hareketinin dakika, derece ve saniye kesinliğinde doğrunun enlemi ve yanlışın boylamı kıyaslanarak tartılmak zorunda olması zamanımızın en tuhaf embesilliklerinden biridir.
Is that so very wrong?
Bu çok mu yanlış?
Is this a good night to go out with the wrong man so that the right man will ask me to marry him?
Bu gece yanlış erkekle çıkmak için uygun mu ki doğru kişi bana evlenme teklif etsin?
That was when I was married to the wrong one. I didn't like the colour. This is the one I want to have, so if you could just change the forms round
Belgeleri değiştirirseniz bunu şimdi alabilirim.
So you feel that, just as you feel there'a reason for going on through the course this is the same way to try and deal with what you feel is wrong with the system in America?
Yani sen diyorsun ki yola devam etmenin geçerli bir sebebi var Yani sana göre bu, Amerika'daki yanlış sisteme karşı... mücadele etmenin bir başka yolu, öyle mi?
Thank God our technical progress is not so perfect that things don't occasionally go wrong.
Tanrıya şükür ki teknik gelişmemiz kusursuz değil bu şeyler nadiren bozulmadan çalışır.
Look, you're wrong to take the attitude that everything is so desperate and serious now.
Her şeye bu kadar umutsuz ve ciddi gözle bakmakla hata ediyorsun.
how is it that someone can be so right and still be so wrong?
Biri nasıl bu kadar haklıyken hala bu kadar haksız olabilir?
Stealing cable is wrong, so I'm not watching it in the hope that others will follow my example.
Korsan kablolu yayın yanlış, bu yüzden bir daha izlemiyeceğim umarım herkes beni takdir eder ve onlarda izlemez.
So is that wrong?
Bu yanlış mı?
That is so wrong.
Bu çok yanlış.
And so in light of the videotape evidence and the eyewitness account of the now-traumatized student who had the misfortune of opening the door at exactly the wrong moment we must conclude that Bud Bundy is absolutely 100 percent guilty.
Video kasetin şahitliği doğrultusunda ve yanlış zamanda açık kapıdan bu olayı görme bahtsızlığı yaşamış travma geçiren öğrencilerin görgü tanıklığı ile Bud Bundy'i kesinlikle yüzde yüz suçlu ilan etmeliyiz.
They may unlock the secret to ancient mysteries... Powers so strong that it is within the interest of all decent people to do everything they can to keep it out of the wrong hands.
Eski gizemlerin sırrının kilitini açabilirler... güçleri çok kuvvetli, bu da... ilgisini çeken bütün terbiyeli insanlar... bunu yanlış ellerden uzak tutmak için herşeyi yapabilirler.
Ladies and gentlemen, may I suggest that those of you... with weak constitutions leave the arena, - for this act is so dangerous... that if the slightest thing should go wrong -
Bayanlar ve baylar, içinizde kalbi zayıf olanlar varsa... burayı terketmelerini öneririm, çünkü bu çok tehlikeli bir gösteri... önemsiz şeyler bile sorun çıkarabilir...
What is wrong with it, that frightens everyone so much?
Evlilik neden herkesi bu kadar çok korkutuyor?
Ladies and gentlemen, may I suggest that those of you... with weak constitutions leave the arena, - for this act is so dangerous... that if the slightest thing should go wrong- - - No!
Bayanlar ve baylar, içinizde kalbi zayıf olanlar varsa... burayı terketmelerini öneririm, çünkü bu çok tehlikeli bir gösteri... önemsiz şeyler bile sorun çıkarabilir...
- I think that is so wrong.
- Bu çok yanlış bir şey.
And all she wants is a day off - what's so wrong about that?
Bütün istediği bir günlüğüne özgür olmak. Bunun nesi yanlış?
That is so wrong.
Çok kötü oldu.
- So what? There is nothing wrong with that.
- Ne olmuş yani?
What bugs me out is that we're so damn deep in the woods and people are going to try and... And come out here and mess with us, then they got to have something wrong with them. - And I'm not going to play with that.
Zaten ormanın ortasındayız, eğer insanlar bizimle uğraşmak istiyorlarsa o zaman bir sorunları var demektir ve ben buna bulaşmayacağım.
So, Max, what I'm gonna suggest to you... is that we just go back into the bio lab now so that I can take a sample... so that I can see what I'm thinking is wrong, you know... that I got the wrong cells.
Sana tavsiyem, biyoloji laboratuvarına gidelim böylece bir parça örnek alıp yanılıp yanılmadığımı anlayabiliriz. Yanlış hücrelere baktığımı...
Is it wrong that I feel so good in this?
Bunun içinde kendimi çok iyi hissetmem, tuhaf mı?
That is so wrong... although I don't know why.
Bu çok yanlış... sebebini bilmesem de.
So I think that there is a the... - but I could be wrong.
Bana kalırsa başında "Bir" var ama yanılıyor olabilirim.
It means that maybe Frenchy wasn't so wrong to try and make something out of her self.
Demek istediğim Frenchy'nin kendini aşmaya çalışmakla doğru bir iş yapmış olabileceği.
Seems wrong that I should die while the sun is still so bright.
Güneş hala böyle parlarken benim ölmem çok yanlış gözüküyor.
I know that this is so wrong.
Bunun çok yanlış olduğunu biliyorum.
The novice's disguise is so effective that an adult male can be deceived into courting the wrong sex
Aceminin kılık değiştirmesi o kadar etkilidir ki yetişkin bir erkek bile yanlış kişiyle çiftleşecek kadar kandırılabilir.
You felt bad, so you tried to put them back on her feet but you got them on the wrong feet, is that right?
Buna üzüldün ve ayakkabılarını giydirmeye çalıştın ama ters giydirdin. Öyle değil mi?
It is a question. I'm asking if fuzzy is or isn't fuzzy. What is so wrong about that?
Bu bir soru, vizildayip vizildamadigini soruyorum.
Is that so very wrong?
Bu çok mu yanlış birşey?
That is so wrong.
Bu çok kötü.
That is so wrong.
Bu haksızlık.
WHAT'S WRONG WITH THE LUBE? THAT GREASE IS SO CHEAP,
O kadar ucuz ki, içinde tavuk kızarır.
Here, I engaged you and gave you the impression that I actually care, which is just so wrong!
Şimdi sana ilgilendiğim izlenimini verdim ki bu da çok yanlıştı.
No matter how wrong or ugly that thing is... so long as I have fought with everything I have to kill it?
Bugüne dek tüm gücümle yok etmeye çabaladığım bu illetin ne kadar yanlış ya da çirkin olduğunun ne önemi var?
Because I killed a student? Is that so wrong?
Bu çok mu yanlış?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]