English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Is that your brother

Is that your brother tradutor Turco

456 parallel translation
Is it of your own free will that you thus depose your brother Richard the Lion-Heart of England?
Ağabeyiniz Aslan Yürekli Richard'ı kendi isteğinizle mi tahttan indiriyorsunuz?
The only thing that could embarrass you... would be the lovely things I want to say to him about you – your face, your form – things that a brother is naturally blind to.
Seni utandıracak tek şey hakkında söyleyeceğim güzel sözler olacaktır - O güzel suratın, fiziğin, abinin doğal olarak görmeyeceği şeyler.
Is that love for your'brother in Christ'?
"Din kardeşine" sevgin bu mu?
Well, good. Repeat that in court and you'll guarantee your brother is in for five years.
Bunu mahkemede söyle de, ağabeyin en az 5 yıl yesin.
Do you understand that your brother is shouldering the entire burden of our existence by himself?
Kardeşinin tüm geçim yükümüzü tek başına omuzlarına aldığını anlıyor musun?
How it is to hate yourself and your brother, Make him feel that he's guilty, That...
Kendinden ve kardeşinden nefret etmek suçluluk duymasına sebep olmak kendini suçlu hissetmek nasıldır?
Because that means that chap you're with is your brother, not your husband.
Çünkü bu demektir ki yanınızdaki beyefendi ağabeyiniz, eşiniz değil.
Tell your father that the brother's name is Pastin in Marseilles.
Babana söyle kardeşinin soyadı Pastine ve Marsilya'da yaşıyor.
It's forgetting that every fellow down here is your brother in Christ.
Buradaki herkesin İsa'nın huzurunda kardeşiniz olduğunu unuttunuz.
Laddie, someday you'll get the sense in that heavy skull of yours to conclude that your future brother-in-law is too much man for you.
Evlat, bu adam ilerde senin enişten olacak bunu kalın kafana sok.
It was meet that we should make merry and be glad for this, your brother, was dead and is alive again.
Biz kardeşin ölü ya da diri geldiği için, bir karşılama yapmak zorundayız.
Our brother is imprisoned by your means... myself disgraced and the nobility held in contempt... while great promotions are daily given to ennoble those... that scarce some two days since were worth a noble.
Sizin yüzünüzden kardeşimiz hapsedildi, ben gözden düştüm, asiller aşağılandı. Öte yandan, daha iki gün önceye kadar beş para etmeyen insanlara büyük payeler, asalet unvanları verildi.
You say that Edward is your brother's son. So say we too, but not by Edward's wife.
Diyorsunuz ki Edward ağabeyinizin oğlu, bizce de öyle, ama ağabeyinizin eşinden olma değil.
That fellow round the corner with a banged-up face is your brother.
Şuradaki yüzü gözü şiş adam kardeşiniz oluyor.
Now, what kind of way is that to talk about your brother?
Ağabeyin hakkında ne biçim konuşuyorsun?
Your affection for Spock, the fact that your nephew is the last survivor of your brother's family.
Spock'a olan sevgini. Kuzeninin, ağabeyinin ailesinden kalan tek kişi olmasını.
Please remember that a most curious secret involving your beloved brother is within my keeping.
Ama lütfen, ağabeyinizin bulaştığı bir olayla ilgili sırrın bende olduğunu unutmayın.
This is the way your brother came in that night, isn't it?
- Bu kardeşinin o gece kullandığı yol, değil mit?
And I am convinced that your brother is the man who...
Ben şuna ikna oldum ki kardeşiniz- -
Your brother learned that it is easy to leave everything behind when you are 20....
Kardeşin 20 yaşındayken her şeyi geride bırakmanın kolay olduğunu öğrendi..
Let all your feuds be abolished you must know that every Muslim is the brother of every other Muslim and all Muslims are brothers of one-another
"Şunu iyi bilin ki, Müslümanlar birbirinin kardeşidir."
Now that there is room in this corner your father will build a shelf for my needles and threads so that your little brother will not lose what I need, and- -
Artık o köşede yer olduğundan baban, iğnelerim ve ipliklerim için bir raf kuracak ki ufak kardeşin ihtiyacım olanları kaybetmesin ve...
Is that the time to announce that your brother is in Paris?
Kardeşinin Paris'te olduğunu söyleyecek zaman mıydı o?
Call your brother, the plumber, that sink upstairs is screwed up.
Kardeşin aradı. Su tesisatçısı üst kattaki lavabo visadını sıkıştırmış.
No, sir. That's Minna all right. Where is your brother Ben now?
Yok efendim bu bizim Mina abin nerede şimdi?
Sadly I must tell you... that your brother, Billy, is dead.
Ağabeyin Billy'nin öldüğünü üzülerek söylemek zorundayım.
This dart is the weapon that was used to kill your brother.
Ağabeyini öldürmek için bu oku kullanmışlar.
It was all that business he was doing with your brother.
Sadece kardeşin ile olan bir iş münasebeti idi.
Is that your little brother?
O senin küçük kardeşin mi?
Do I tell people that your brother Harry is scared of spoons?
Kardeşin Harry'nin kaşıklardan ödü patladığını söylüyor muyum millete?
Is that your little brother?
- Bu senin küçük kardeşin mi?
Is that any way to talk about your little brother?
Bu kardeşin hakkında konuşmanın herhangi bir yolu mu?
Brother,... if your music is the be all to end all, as you state, to ensure that you better get rid of Giant as your manager.
Kardeşim, eğer müziğin belirttiğin gibi en önemli şeyse... Giant'tan menajerin olarak kurtulsan iyi olur.
Is that for your brother?
Kardeşin mi?
You have of late stood out against your brother... and he hath ta'en you newly into his grace... where it is impossible you should take true root... but by the fair weather that you make yourself.
Son zamanlarda erkek kardeşinize karşı çıkıyordunuz. Sizi daha yeni himayesine aldı. Ait olduğunuz yerde kalabilmek için, önce havanızı yumuşatmanız gerekiyor.
But the fact of the matter is your brother opened fire on that plane and panicked, and 14 people are dead.
Ama o panikledi, ateş açtı ve 14 insan öldü.
He is living on the street that your brother is going to.
Kardeşinin gittiği caddede oturuyor.
That is some good weed that your brother has.
Bu bok gerçekten çok iyi..
I am so sorry to hear that! Your brother is dead!
Üzgünüm, adam görevini yapıyor işte.
- yes it is - he may be weak that boy was he your friend or brother?
- Evet, öyledir. - Zayıf olabilir. O genç sevgiliniz mi kardeşiniz mi?
Your brother is kind of missing that thing that having a mom gives you.
Kardeşinde de annelerin verdiği parıltı yok.
But don't get me wrong. I think that you your brother is a good goddamn chef.
Yanlış anlama, bence ağabeyin şahane bir aşçı.
Tell me that is not your brother.
Bunun senin kardeşin olmadığını söyle.
Our brother is imprison'd by your means myself disgraced the nobility of the house held in contempt while great promotions are daily given to ennoble those that scarce, some two days since, were worth a noble.
Sizin sayenizde kardeşimiz zindanda. Bendeniz utanç içinde, soylular hor görülmekte iken iki gün önce beş para etmeyecek soysuzları soylulaştırmak için her gün büyük payeler dağıtılıyor.
Don't you see that this brother is trying to mess with your heads?
Bu kardeşin kafamızı karıştırmaya çalıştığını görmüyor musunuz?
The constant reminder that your brother is destined to be ruler just because he was lucky enough to be born first.
Onu değişmez bir şekilde hükümdar olma hakkı sadece, ilk önce doğmuş olma şansıdır.
I cannot see how a man like that can be exonerated, even if he is your brother.
- Evet. Bir insan nasıl bu kadar alçalabilir anlamıyorum. Kardeşin olsa bile.
I think it's from that woman, your brother's, and this is a letter from home.
Abinin yanındaki kadından. Bu mektup ise evden geliyor.
What I meant is, uh, that I'm not going anywhere... until your brother helps me, uh, first.
Benim demek istediğim, kardeşin bana yardım etmeden, hiçbir yere gitmeyeceğim.
This is an insurance company requirement, it states that you're aware that the game exists and that you're willing to participate in said game so on and so forth our guarantee that the payment's entirely at your brother's discretion as a gift it's dependent on your satisfaction.
Bu, sigorta şirketinin koşulu ; diyorlar ki, farkında olmalıymışsınız bu bir oyun ve siz de bu söz konusu oyuna kendi isteğinizle katılıyorsunuz öyle ya da böyle, garanti ediyoruz ki, ücret tamamen kardeşinizin size bir hediyesidir ve sizin memnuniyetinize bağlıdır.
You wasted your time at Oxford, pretending you were going into the Foreign Office, where that Jew queer Rosebery is Foreign Secretary and buggers the juniors, including your brother.
" Oxford'ta zamanını harcamayacaksın artık.. Dış işleri bakanlığına gitmeni sağlayacağım.. O ibne yahudi, Roseberry..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]