English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Is that your plan

Is that your plan tradutor Turco

217 parallel translation
Is that your plan?
planın bu mu?
Okay, so is that your plan?
Planın bu mu?
Is that your plan?
Planın bu mu?
And why should he, with things going as well as they are? That part of your plan is doomed from the start.
Savaş onlar için bu kadar iyi giderken... planınızın bu parçası onların mahvolması demektir.
Now that you are single, what is your plan?
Şimdi bekarsın demek. Peki ne yapmayı düşünüyorsun?
Is that your woman's way of saying... you oppose my plan to seize this chance for power?
Bu planlarıma karşı olduğunun dolaylı bir yolu mu, anne, söylesene?
Now that Scarabus is out of the way... we've got to make immediate plans... for your assumption of the grand mastership.
Artık Scarabus ortadan kalktığına göre büyük ustalığı alman için hemen plan yapmalıyız.
Colonel Statter... aside from the obvious suicidal aspects of your scheme... I personally don't believe that war is ever a solution to political conflict.
Albay Statter planınızın intiharı andırması bir tarafa ben şahsen, savaşın siyasi çatışmaya çözüm olduğuna inanmıyorum.
Does that mean that your plan is to hand over your secret work to a communist country?
Bu gizli çalışmanızı komünist bir ülkeye mi veriyorsunuz?
Colonel, my one consolation is that, thanks to my sister, your plot has failed.
Albay, bunun kardeşim sayesinde olmasına çok seviniyorum. - Planınız başarısız oldu.
Is that part of your plan?
Bu da planının bir parçası mı?
The fact is that Colonel Morrison discovered your plan and you weren't about to let him stand in the way of 50 million piasters.
Gerçek şu ki, Albay Morrison plânınızı keşfetti ve onun 50 milyon piasterden pay almasına izin vermediniz.
I'm sorry about that, Your Honour, but we believe Ludwig is involved in a plot to assassinate the Queen.
Çok üzgünüm Sayın Yargıç fakat Ludwig'in Kraliçe'yi öldürmek için plan yaptığını sanıyoruz.
If Dawn planned to seize power. I'm afraid that your father's life is in danger. Not now.
eğer Dawn güç planını ele geçirdiyse korkarım babanın hayatı tehlikede şuan değil.
Remember that maintaining your health plan benefits is your responsibility.
Unutmayın, sağlık hizmetleri sizin sorumluluğunuzda.
There is cops everywhere isn't that a part of your plan?
Bu da planının bir parçası değil miydi zaten?
- Well, there's a bounty on your head and we plan to collect it. - And why is that?
- Ve nedenmiş o?
That is your plan?
Planın bu mu yani?
Is that your long. Term plan?
Uzun vadedeki planın bu mu?
This whole burn lawsuit I plan to initiate it might get a Iittle crazy, so here is my phone number. You will need that for your attorney or if you want to have coffee again sometime.
Sana açmaya düşündüğüm şu kol yakma davası biraz çığırından çıkabilir o yüzden numaramı veriyorum.
And that-that's your plan, is it?
Planın bu mu şimdi?
Look, Dylan, my crew seems to think that your plan is our best chance of getting out of here alive.
Dylan, Ekibim senin plânını uygulamanın buradan canlı çıkabilmek için en büyük şans olduğuna düşünüyor.
But see, we're all there trying to map out a game plan and rehearsal schedule... and I'm sure whatever you two are talking about here... is so much more fascinating and important and, let's just say it, fun... but I'd really like to get an'A'on this assignment, and to do that... you'll have to discuss your sock hops and clambakes some other time.
Şurada plan yapmaya çalışıyoruz. Eminim konuştuğunuz konular çok daha ilğinç,.... ... önemli ve eğlencelidir, ama bu ödevden A almak istiyorum.
This is a plan that, unlike your plans, will succeed.
Bu sefer bu plan işe yarayacak.
Does your wife know that this is part of your plan?
Karın bunun planın bir parçası olduğunu biliyor mu?
Maybe it's that your plan is gonna fail.
Belki de planının başarısız olacağıdır.
- That is your plan?
- Planın bu mu?
So the device that killed the planet is your backup plan?
Gezegenimizi öldüren silah, yedek planın mı?
After that, you'll hit your yellow line here, which is your plan B.
Sonra, sen buradaki sarı çizgiye geleceksin, ki bu senin B planın.
Really? So I try to manage that risk by avoiding danger... and having a plan and knowing what my next move is, and I guess you don't exactly live your life that way.
- Ve böylelikle riski, tehlikeden kaçarak yönetmeye çalışıyorum... ve plan yaparak ve bir sonraki hareketimi bilerek, ve görünüşe göre sen hayatını böyle yaşamıyorsun.
Is your lack of a plan that different than my plan?
- Senin planın benimkinden değişikmi?
You know that even this work is as much an education for your future as instruction on begging or how to plan contagious wards or any spiritual direction.
Geleceğin için iyi bir eğitimi tercih edersin. ... yoksa ruhani bir yolu mu?
Gob, I think we both agree that we would do things your way... if you had a business model.
Gob, senin bir iş planın olsaydı eğer bunu senin yönteminle yapacaktık hani...
Is that where your plan ends?
Planın buraya kadar mıydı?
May be this is your plan? That's why you joined the army?
Yoksa senin istediğin de bu mu?
Look, to be completely serious, your idea about cutting that bulwark away at the side is the best idea I've heard for an alternate plan yet,
Senin şu küpeşteyi yandan kesme fikrin, şimdiye kadarki en iyi alternatif plan.
That's your big plan, is don't have a dream,'cause if you have a dream, it'll only turn to shit.
Bir rüyan olmaması senin büyük planın... çünkü bir rüyan olursa, boka dönecek.
Your name is on a lease in a building in chatsworth that was used by the terrorists to plan today's attack.
Chatsworth'daki, teröristlerin bu günkü saldırıyı planladıkları binanın kira kontratında ismin vardı.
Your name is on a lease on a building in Chatsworth that was used to plan the attack.
Teröristlerin bu günkü saldırıyı planladıkları binanın kira kontratında ismin vardı.
Nothing I can say is gonna change how you feel, and nothing can come out of your reaction that is gonna change what I plan to do, so I prefer to say nothing.
Söyleyeceğim hiçbir şey hissettiklerini değiştirmeyecek. Gösterdiğin tepki de yapacaklarımı değiştirmeyecek. Bir şey söylememeyi tercih ediyorum.
Is that your master plan or is that just an unfortunate by-product of what you two do for a living?
Bu, sizin ana planınız mı yoksa ikinizins yaşamak için yaptıklarınızın ortaya çıkardığı talihsiz sonuçlar mı?
well, call'em up and explain it to them, walter. your plan is so fuckin'simple i'm sure they'll fuckin'understand it. that's the beauty of it.
İyi, ara onları ve bunu kendin açıkla planın o kadar basitti ki, eminim bunu hemen anladılar.
Goddammit! Is that part of your plan?
Lanet olası!
You know I mean, is there any way that you can... reschedule your dinner?
Yani akşamki yemek planını değiştirebilir misin?
Less than 12 % and that is provided you are able to in act the plan before the black hole's gravity decimates your ship.
Kara deliğin çekim gücü geminizi parçalamadan önce planı uygulamanız koşuluyla.
Is this all part of your plan, Ron- - make me so fuckin'depressed that I hang myself?
Beni iyice umutsuzluğa götürüp, kendimi asmamı mı istiyorsun?
So this committee is to understand that your department was able to plan and implement an international conspiracy without some Cabinet-level approval?
Yani bu komite, sizin departmanızın meclis onayı olmadan uluslararası bir komplo hazırladığınızı ve planladığınızı kabul edebilir
YOUR BIRTH PLAN IS JUST THAT, IT'S A PLAN.
Doğum planınız sadece bir plan.
Okay, as your maid of honour, I have to say that two months is not enough time to plan a wedding.
Baş nedimen olarak söylemeliyim ki, iki ay bir düğün planlamak için yeterli değildir!
- Is that your plan?
- Planın bu mu?
The scandalous news, your time is bought, that was the plan, wasn't it?
Skandal çıkınca zaman kazanırız. Planın buydu, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]