Looking great tradutor Turco
754 parallel translation
Well, you're looking great.
İyi gözüküyorsun.
All right, Charles. You're looking great.
- İyiyim, Charles.
You're looking great, champ!
Harika görünüyorsun, şampiyon!
You're looking great.
Çok iyi görünüyorsun.
Right, you're looking great.
Harika görünüyorsunuz, Bay Jarrett.
Looking great, Eddie.
Gayet iyi görünüyorsun Eddie.
- You're looking great today, mum.
- Bu sabah çok güzelsin, anne.
- Eagle looking great.
- Kartal harika görünüyor.
You're looking great.
Harika görünüyorsun!
You're looking great, babe.
Harika görünüyorsun, bebeğim.
My act is looking great
Oyunum harika
- Looking great.
- Harikasın.
You are looking great!
Harika görünüyorsun!
"Boss, the" Great Unknown " we are looking for -
"Patron, aradığımız" Muhteşem Meçhul Adam "...
But you know, my dear Vicky, how I'm always looking for great dancers.
Sevgili Vicky, her zaman harika dansçılar aradığımı biliyorsun.
That's a great-looking bunch of Indians.
Tıpkı kızılderililer gibi olmuşlar.
You incur great expense looking after this girl.
Bu kızın bakımını üstlenerek büyük bir masrafın altına girdin.
They're looking for the wife of the Great Printer of Kyoto.
Kyotolu'Büyük Yayımcı'nın karısını arıyorlarmış.
Sure makes a great-looking soldier.
Tam bir askere benzedi.
And we're looking forward to seeing you again. " Great! Until then we'll play Cowboys and Indians!
Tekrar sizleri göreceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyoruz. "
But what he forgot to say was there'd be a great big old red eye looking straight at me.
Ama söylemeyi unuttuğu şey, büyük... ve ihtiyar bir kırmızı gözün bana bakıyor olacağıydı.
Got it? I was walking down the street looking up at this great big tree.
Kocaman bir ağaca bakarak yolda yürüyordum.
You know, looking back, I don't think Matt would have made a great president.
Biliyor musun, geçmişe bakıyorum da bence Matt iyi bir başkan olamazdı.
If you're looking for a story to write there's a great one in that diary for you, Mr. Spilett.
Yazacak hikaye arıyorsanız... o güncede sizi harika bir öykü bekliyor Bay Spilett.
A great-looking specimen, but I can tell she has no soul.
Görünüşü çok güzel... ama ruhsuz olduğunu söyleyebilirim.
I keep seeing it in color... and it keeps looking at me. The Great Buddha of Kamakura.
Sürekli onu görüyorum ve Kamakura'nın Büyük Buddha'sı da sürekli bana bakıyor.
- I'm looking for The Great Zeno.
- Ben Büyük Zenoyu arıyorum.
Dear Great Pumpkin, I'm looking forward to your arrival on Halloween night.
Sevgili Büyük Balkabağı Cadılar Bayramı'ndaki ziyaretini dört gözle bekliyorum.
So these two little queers went into this bar and this great big old barman was looking at them for a long time.
Sonra bu iki tuhaf tip bir bara gitmiş. Yaşlı barmen onları uzun uzun süzdükten sonra "Kardeş misiniz?" diye sormuş.
We're looking for someone who's of great importance to us.
Bizim için çok önemli birini arıyoruz.
- You're not that great looking.
- O kadar da güzel değilsin.
Of course she's great-looking.
Çok güzel biri tabii ki.
So that's a great looking urn.
"Kül kutusu" çok güzel!
Everyone in countryside politics is looking forward and expecting great things from you in the national political arena.
Kırsal bölgelerdeki herkes ulusal politikada sizden çok büyük beklenti içindeler.
Another little housewife looking for a great love
Bir başka ev hanımı daha büyük aşkı arıyor.
I go into that shop and they're so great-looking.
Dükkana giriyorum ve hepsi harika görünüyor.
You're looking very great today, you know that?
Çok iyi görünüyorsun. Biliyor musun?
As for you you're tough, smart and you've got a lot of great-looking bits and pieces.
Sana gelince Sen zor, akıllı Ve mükemmel görünümlü bit ve parçaları bir sürü var.
- She's great looking.
- Evet, harika görünüyor.
Looking back, from the oldest of 78 to the youngest of just 15, each and every one, all 46, no, each and every man who gave up his life to achieve this goal was truly a great comrade.
Geriye bir bakın, 78'indeki en yaşlısından, 15'indeki en gencine kadar, hepsi, hepsi, 46 kişi, Bir teki bile bir amaç uğruna hayatını feda etmekten vazgeçmedi. Bu gerçek muhteşem bir yoldaşlıktı.
You have great-looking kids, George.
Harika çocukların var, George.
She's great-looking and has huge boobs.
Çok güzel ve büyük göğüsleri var.
- And you're looking so great.
- Çok harika görünüyorsun.
I'm looking for a great warrior.
Ben büyük bir savaşçıyı arıyorum.
One afternoon... he was sitting, looking at the sun that drowned at a great river... and he got sad.
Bir öğleden sonra... oturmuş, güneşin nehirde kayboluşunu seyrederken... bir acı hissetti.
A great-looking man.
- Tabii, eminim.
She's great looking from any angle
O bence harika biri.
Oh, hi, Zaphod, great to see you. You're looking well.
Oh, merhaba, Zaphod, seni görmek de çok güzel.
Great-looking ship, though.
Ama harika bir gemiydi.
They hanged my great-grandmother on Gallow's Hill, with Cotton Mather looking on sanctimoniously.
Onu Gallows Tepesi'nde, dindarlık taslayan Cotton Mather'ın gözleri önünde astılar.
I turned around and there's this great looking girl.
Dönüp baktım ve muhteşem bir kız vardı.
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great song 31
great guy 76
great minds 35
great idea 483
great party 136
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great guy 76
great minds 35
great idea 483
great party 136
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great game 51
great job today 19
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30
great talk 24
great plan 56
great story 54
great job today 19
great show 88
great seeing you 38
great khan 37
great speech 37
great king 30
great talk 24
great plan 56
great story 54