Great stuff tradutor Turco
748 parallel translation
That's great stuff.
Tadı güzelmiş.
Great stuff.
Çok iyi.
Great stuff knowing a district attorney.
Bir başsavcıyı tanımak harika bir şey.
I hear that shaving lotion's great stuff.
Şu tıraş losyonunun harika olduğunu duydum.
It's a small shop, but they've got great stuff.
- Şurada. Küçük bir mağaza, ama harika eşyalar var.
That's great stuff you're drinking there.
İçtiğin şey çok faydalı.
Man, I don't know what they're serving over there, but it sure must be great stuff.
Orada ne sattıklarını bilmiyorum ama iyi mal olmalı.
I've got some great stuff here.
Yanımda çok iyi ilaçlar var.
That's great stuff.
Bu harika bir parça.
Great stuff!
Müthiştiniz!
Boy, that's great stuff.
Vaov, bu harika birşey.
Great stuff.
Güzel mazeret.
Do you know what I'm going to do with all this great stuff?
Bütün bu harika malla ne yapacağım biliyor musunuz?
It's great stuff, Alvy.
Harika, Alvy.
It's great stuff, huh?
Harika şeyler ha?
Great stuff, this bourbon.
Bu burbon harika bir şey.
There's some great stuff on it.
Çok iyi şeyler var.
Great stuff.
İyi parça.
THIS IS GREAT STUFF, DENISE.
Bu harika birşey Denise.
You're just trying to say all great stuff so I'll feel even worse that you're not around.
Bu güzel şeyleri, sen yokken kendimi daha kötü hissedeyim diye söylüyorsun.
Great stuff happening in them days. Yeah.
- O günlerde harika şeyler oluyormuş.
Great stuff happening all the time.
- Her zaman harika şeyler olur.
This is great stuff!
Tam aradığım haber!
I have some great stuff to show you later.
Daha sonra sana göstereceğim harika şeyler var.
Great stuff,
İyi işti.
Great stuff.
Harikalar var.
Great stuff.
İyi bir maç.
Well, sure it is. I am learning all this great stuff about the ozone.
Elbette varıyor, ozon hakkında müthiş şeyler öğreniyorum.
And we just want you to know that we remember all the great stuff you did for the ones you loved.
Şunu bilmeni isteriz ki, sevdiklerin için yaptığın... tüm harika şeyler hatırımızda.
Hey, guys. Where'd you get all that great stuff?
Hey, bu harika şeyleri nereden buldunuz?
Fair enough. Great stuff.
Süper oldu.
- Great stuff here.
- Harika bir malzeme.
We could've bought tons of great stuff.
Tonlarca harika şey alabilirdik.
Great stuff!
İyi malzeme!
Look, I know I'm not as smart as you and stuff, and I don't like to do stuff that you like to do and stuff, you know, but, I mean, the sex is great, right?
Bak, senin kadar zeki olmadığımı biliyorum, ve yapmaktan hoşlandığın şeyleri ben sevmiyorum ama yani seks harika, değil mi?
That princess stuff's a great idea.
Prenses lakabı harika fikirdi.
Charlie's a great fighter, Mr. Quinn. He's got the natural stuff.
Charlie çok iyi bir boksör Bay Quinn.
These are great worlds composed largely of the gases hydrogen and helium, some other stuff too.
Bunlar, büyük bir kısmı, hidrojen, helyum gibi gazlardan meydana gelen devasa gezegenlerdir.
He's great with this kind of stuff. Us players get clobbered all the time.
Böyle konularda üstüne yoktur çünkü biz oyuncular sık sık birbirimize gireriz.
Great stuff.
Olağanüstü.
I imagine they do a great deal of your stuff on television.
Televizyonda yaptığınız şeylerle ilgili olduklarını düşünüyorum.
Most of my stuff hasn't been that great, if you want to know the truth.
Gerçeği bilmek istersen, harika işler yaptığımı söyleyemem.
Look how easy it is to make great globs of this stuff.
Bu karışım ne kadar da evrensel baksanıza.
Great new stuff.
Yeni malzeme harika.
This stuff's great.
Bu harika birşey.
I got a great show for you today with some wonderful weird stuff!
Bugün size şahane tuhaflıklarla dolu muhteşem bir gösterim var!
this is great human interest stuff.
Bu insanların ilgisini çekecek bir malzeme..
Great stuff.
Harika.
and this one we have like 16 songs and its really eclectic and its lotsa new stuff this is gonna turn you on ta even more new bands and I'm really proud of it and I think its a really great opportunity for people to hear stuff that
O.C. üzerinden para kazanmak için yapmayacağımız şey yok. DVD çıkacak. CD çıkacak.
Some of this stuff would look great on you.
Bu tarz şeyler sana çok yakışırdı.
To me, the great hope is that now these little eight-millimeter video recorders and stuff are coming out, some people who normally wouldn't make movies are gonna be making them.
Bana göre güzel olan şu anda bu küçük 8 milimetrelik kameraların ve malzemelerin ortaya çıkıyor olmasıdır. Normalde film yapmaya imkanı olmayan insanlar kendi filmlerini yapabilecekler.
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great to see you again 26
great to meet you 111
great scott 63
great to see you 248
great shot 34
great work 234
great idea 483
great song 31
great guy 76
great minds 35
great to meet you 111
great scott 63
great to see you 248
great shot 34
great work 234
great idea 483
great song 31
great guy 76
great minds 35
great party 136
great news 351
great place 25
great day 31
great meeting you 24
great man 24
great game 51
great seeing you 38
great show 88
great job today 19
great news 351
great place 25
great day 31
great meeting you 24
great man 24
great game 51
great seeing you 38
great show 88
great job today 19