Miss lemon tradutor Turco

- Miss Lemon?

- Bayan Lemon?

Thank you, Miss Lemon.

Teşekkür ederim, Bayan Lemon.

Miss Lemon dreams of the perfect filing system besides which all other filing systems will sink into oblivion.

Bayan Lemon, diğer dosyalama sistemlerini tamamen tarihe karıştıracak bir dosyalama sisteminin hayalini kuruyor.

Miss Lemon, Captain Hastings and I will be away until tomorrow.

Bayan Lemon, Albay Hastings ve ben yarına kadar uzaktayız.

- No, no, no, miss Lemon.

Hayır, Bayan Lemon.

You have that, miss Lemon?

Yazdınız mı, Bayan Lemon?

No, my dear Miss Lemon, perhaps she will not, but perhaps her new employers will.

Hayır, sevgili Bayan Lemon, belki okumaz ama belki yeni işverenleri okur.

- No word from Eliza Dunn, miss Lemon?

- Eliza Dunn'dan haber çıkmadı mı, Bayan Lemon?

- Yes, miss Lemon, yes?

- Evet, Bayan Lemon, evet?

- Reads it to us, miss Lemon.

- Mektubu okuyun, Bayan Lemon.

Thank you, miss Lemon.

Teşekkür ederim, Bayan Lemon.

Miss Lemon, at least one centimetre to the left.

Sol tarafa. Bayan Lemon, en azından bir santimetre daha sola.

But I do, Miss Lemon.

Ama kabul ediyorum, Bayan Lemon.

Life first, Miss Lemon.

Önce can sağlığı, Bayan Lemon.

Miss Lemon, back to M. Raffles.

Bayan Lemon, Bay Raffles'ı dinlemeye devam edin.

Kindly ask Miss Lemon to get me the Chief Inspector Japp on the telephone.

Bayan Lemon'a söyle de, Baş Müfettiş Japp'ı telefona bağlasın.

Miss Lemon says he makes pies.

Bayan Lemon, adamın turta yaptığını söylüyor.

Another tisane, if you please, Miss Lemon.

Bir bardak ıhlamur suyu daha, Bayan Lemon.

Well, serious measures are called for, Miss Lemon.

Önemli meseleler beni bekliyor, Bayan Lemon.

Do you have the time, please, Miss Lemon?

Saati söyler misiniz, lütfen, Bayan Lemon?

What are you doing, Miss Lemon?

Ne yapıyorsunuz, Bayan Lemon?

Miss Lemon, you are beautiful.

Bayan Lemon, siz çok güzelsiniz.

No, no, no, no, no, no, Miss Lemon.

Hayır, hayır, Bayan Lemon.

No, no, no, no, no, no, nonsense, Miss Lemon.

Hayır, saçmalamayın, Bayan Lemon.

Well, what do you think, eh, Miss Lemon?

Ne düşünüyorsunuz, Bayan Lemon?

I'm worried about Poirot, Miss Lemon.

Poirot için endişeleniyorum, Bayan Lemon.

Miss Lemon, my tisane, if you please.

Bayan Lemon, ıhlamur suyumu getirin lütfen.

I say, Miss Lemon, I'm fearfully worried about the keys.

Bayan Lemon, söylemeliyim ki anahtarlar konusunda çok endişeliyim.

Order and method, Miss Lemon.

Düzen ve metot, Bayan Lemon.

The Lagonda's got a hole in it, Miss Lemon.

Lagonda'da bir delik var, Bayan Lemon.

The little gray cells, Miss Lemon.

Küçük gri hücreler, Bayan Lemon.

Miss Lemon!

Bayan Lemon!

Miss Lemon, I have the cakes.

Bayan Lemon, pastaları getirdim.

Yes, Miss Lemon.

Evet, Bayan Lemon.

- Thank you, Miss Lemon.

- Teşekkür ederim, Bayan Lemon.

Go and intercept her, Miss Lemon.

Gidip onunla konuşun, Bayan Lemon.

Hum! Well, Miss Lemon.

Evet, Bayan Lemon.

- Perhaps not, Miss Lemon.

- Belki değildir, Bayan Lemon.

Miss Lemon, it becomes denser by the minute.

Bayan Lemon, işler gittikçe daha da karışıyor.

"Get up there hunt out", Miss Lemon?

"Sahaya mı ineyim", Bayan Lemon?

Miss Lemon, the door, if you please.

Bayan Lemon, kapıya bakar mısınız?

Miss Lemon, small animals have no part to play in the homelife of a private detective from Belgian.

Bayan Lemon, Belçikalı özel bir dedektifin hayatında bu küçük hayvanların yeri yoktur.

Mais certaînement, Miss Lemon.

Aynen, Bayan Lemon.

Analysis and synthesis, Miss Lemon.

Analiz ve sentez, Bayan Lemon.

Hastings, Miss Lemon, I trust you have no money in the bank of Davenheim and Salmon?

Hastings ve Bayan Lemon, anladığım kadarıyla Davenheim ve Salmon bankasında paranız yok?

- I expect to be crash within the next few days, Miss Lemon.

- Birkaç gün içinde iflas etmelerini bekliyorum, Bayan Lemon.

Put her through, Miss Lemon.

Telefonu bağlayın, Bayan Lemon.

- Miss Lemon? - Mr. Poirot.

- Bayan Lemon?

Miss Lemon?

Bayan Lemon?

Excellent work, Miss Lemon.

Harika bir iş çıkardınız, Bayan Lemon.

How true, Miss Lemon.

Doğru.