My home tradutor Turco
17,429 parallel translation
♪ Make yourself at my home, tell me where you been... ♪
# Kendini evinde hisset, bana nerede olduğunu söyle... #
As long as my home and my family stays intact.
Evim ve ailem sağlam kaldığı sürece.
I'll use the clinic as my home base. I'll work out of my own office, regardless of how we split this up.
Ben kliniği merkez olarak kullanacağım, kendi ofisimde çalışacağım nasıl bölüşeceksek bölüşelim.
You appear after two years, and I'm supposed to flee my home on what?
- İki yıl sonra çıkageliyorsun ve evimi terk etmem mi gerekiyor?
It's my home. And it's under attack.
Burası benim evim ve saldırı altında.
It's my home.
- Orası benim evim.
I mean, this is my home, isn't it?
Yani burası benim evim değil mi?
It's my home, too, you guys.
Burası benim de evim, çocuklar.
My home is all about- - hey, hey, hey!
Evimde tamamen...
America will never be my home!
Amerika asla memleketim olmayacak!
This is my home.
Evim, burası.
Been my home since I was a kid.
Çocukluğumdan beri benim evim burası.
Stay away from my home, my husband, my son.
Evimden, kocamdan ve oğlumdan uzak dur.
I hear you saw my home?
Evimi gördüğünü duydum?
- I lost my home, my job...
- Evimi, işimi kaybettim...
The musketeers came to my home looking for him.
Silahşörler onu aramak için evime gelmişlerdi.
Heaven is my home.
Cennet benim yuvamdır.
I've lost everything - my home, my job, my whole future.
Her şeyimi kaybettim. Evimi... İşimi...
He was my home.
O benim yuvamdı.
That's for when you're at work late, and I'm at home on my own.
Sen işteyken evde yalnız kaldığım zamanlar için.
My personal transport is in orbit, waiting to take you home.
Özel nakil aracım yörüngede, seni eve götürmek için bekliyor.
You guys, uh, you split the pot and then, well, I just go home, lick my wounds?
Kumar parasını bölüşeceksiniz ben de eve gidip yaralarımı mı saracağım?
I will be taking my brother's body home to where our family is from.
James, bunu okuduğunda, kardeşimin cesedini ailemizin memleketine eve götürüyor olacağım.
Did you run my prints when they brought me home from the hospital?
Beni hastaneden getirdikten sonra benim de parmak izlerimi araştırdın mı?
When she came home from school, he took my baby.
Okuldan geldikten sonra kızımı kaçırdı.
I'm not putting my dad in a home, OK?
Babamı bir huzur evine koymayacağım, tamam mı?
I've been waiting to take my brother home for 20 years.
Kardeşimi 20 yıldır eve götürmek için bekliyordum.
And when you're wed and you leave this home, you'll break my heart.
Evlenip bu yuvadan gittiğinde beni kıracaksın.
My mom got a big screen at home.
Annemin evinde daha büyüğü var.
Every penny I saved to come home to my family.
Kazandığım her kuruşu aileme dönmek için biriktirdim.
I'm going home... Carolina... with my son.
Oğlumla eve, Carolina'ya gidiyorum.
Trying to get home before the Prophet reaches my farm.
Peygamber çiftliğime ulaşmadan önce evime gitmeye çalışıyorum.
I have to find my way home.
Eve gitmem lazım.
Help me find my way home. I miss your cooking, Michie.
Eve gitmeme yardım edin.
I've come to take my son home.
Oğlumu eve götürmeye geldim.
I just want to take my son home.
Sadece oğlumu eve götürmek istiyorum.
My father died yesterday, and you never even came home.
Dün babam öldü ve sen eve bile gelmedin.
I cannot go until my son's body returns home.
Oğlumun cesedini almadan eve dönemem.
It's an old archeological dig site near my family's home.
Ailemin evinin yakınlarında eski bir arkeolojik kazı alanı.
You guys told my partner that you were all home that night.
O geceyi beraber evde geçirdiğinizi söylemiştiniz.
All right, well, look, hurry up before my loser foster mom gets home and makes us stop.
Pekala, üvey annem gelip bizi durdurmadan önce çabuk gir de oynayalım.
My wife Micheline is home alone.
Karım Micheline evde tek başına.
Me, when I had to tell my kids who are stuck here that I have no idea when they get to go home, and you know what would make all of that just a tiny bit better?
Burada sıkışıp kaldığımızı oğluma söylemek zorunda kalan, ve ne zaman eve döneceğimiz hakkında en ufak fikri olmayan ben. Bunları ne daha katlanılabilir hale getirirdi biliyor musun?
It's taking me some time to get home to my wife.
Eve eşimin yanına dönmek epey bir zamanımı alıyor.
- No, I got to get home to my kids.
Hayır, çocuklarıma gitmem lazım.
You know, with an ocean between us, so I can have my fun time and go back home like it never happened.
Yani işte aramızda koca bir okyanusla. Hem ben eğleneceğim hem de hiçbir şey olmamış gibi eve geri dönebileceğim.
My melodramatic self will find another way home.
Aşırı duygusal tarafım eve başka bir dönüş yolu bulacak.
No point in going home to my... my broken life in Sydney.
Sidney'deki yıpranmış hayatıma geri dönmemin bir anlamı yok.
They brought him home to my mam in a sack labelled "Property of South Hetton Coal Company."
Onu üzerinde Güney Hetton kömür madeni malıdır yazan bir çuvalın içinde eve getirdiler.
I come back after years of fighting for this country and this is my welcome home?
Yıllarca bu ülke için savaştıktan sonra eve geliyorum evde böyle mi karşılanacağım?
You're offering me a seat in my own home?
Kendi evimde bana "otur" mu diyorsun?
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeless guy 17
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeless guy 17
home dad 33
homeland security 122
home away from home for diplomats 21
my honey 34
my house 284
my honor 18
my horse 74
homeland security 122
home away from home for diplomats 21
my honey 34
my house 284
my honor 18
my horse 74