On the wall tradutor Turco
3,932 parallel translation
All we would need is open space and some mirrors on the wall, and I don't know if you've noticed, but we've got a lot of open space.
Bizim tüm ihtiyacımız açık alan ve duvarda birkaç ayna fark ettin mi bilmiyorum ama epeyce bir açık alanımız var.
Then they'd put them up on the wall until the end of the year.
Sonra onları yıl sonuna kadar duvara asarlardı.
And if you need any help, just press the red button on the wall behind you.
Yardıma ihtiyacınız olursa sadece arkanızdaki duvardaki kırmızı tuşa basın.
I'm telling you, he painted this apartment on the wall!
Hayır.'Mutluluk'yazan binanın resmini katil daha önceden duvara yapmış.
So, you painted it on the wall hoping somebody would see it
Bu nedenle duvara suç mahallini resmettin. Belki biri görür diye düşündün.
There's blood on the skirting and on the wall.
Pervaz ve duvarlara kan sıçramış.
Why has he got my picture on the wall?
- Niye duvara resmimi asmış?
I got my den fixed up exactly like I want it... wood paneling, deer head on the wall, flat screen TV.
Sığınağımı, ahşap panelli, duvarda geyik kafalı düz ekran televizyon falan olarak tam istediğim gibi düzelttirdim.
No, I hung Nolan's painting on the wall.
Hayır, Nolan'ın resmini duvarıma astım.
Probably into the ladies'room to write something on the wall about you.
Duvara senin hakkında bir şey yazmak için kadınlar tuvaletine galiba.
And in this job, you better damn well have that going for you, or you and your buddy's badges will end up on the wall at the academy.
Bu işte adamlarını iyi seçmen gerekir. Yoksa senin ve dostlarının sonu akademinin duvarında olur.
♪ walking through the club ♪ I felt your shadow on the wall ♪
* Gölgeni duvarda hissettim, dolaşırken kulüpte *
Any punk killer who wants to fool with you can paint a smiley face on the wall.
Seninle dalga geçmek isteyen herhangi bir sokak katili duvara gülen yüz çizebilir.
They'd just sweep their mess under the rug and give him a star on the wall.
Pisliklerini örtüp duvarda isminin yanına bir yıldız asarlar.
On the wall, I mean.
Duvara demek istiyorum.
Lieutenant Daniels said that was on the wall above the couch.
Yüzbaşı Daniels, onun duvara doğru, kanepenin üstünde olduğunu söyledi.
# I was sittin'on the wall with the mandem
Oturuyorduk duvarın üzerinde.
Look at all these photos on the wall.
Duvarda bir sürü fotoğraf var.
The dice are still on the wall.
Zarlar hâlâ duvarda.
There's dots on the wall and there's a lampshade.
Duvarda noktalar var, bir de lambanın gölgesi.
See the mark on the wall?
Duvardaki işareti görüyor musun?
You get my mug on the wall,
Sen duvara fotoğrafımı asacaksın.
I did everything I could to keep Rayna happy, and she was happy for a long time, but I saw the writing on the wall, and I didn't wait for my wife to pack her bags and abandon me like yours did.
Onunla anlaşma imzaladık. Popstar yarışmasını ikinci olarak bitirdi. - Yetenek yarışması.
And that's damn sure going up on the wall.
Ve bu da duvara yazılacak.
At Mario's, the picture of Sinatra on the wall is signed by Frank Junior.
Mario'nun duvarındaki Sinatra posterini Frank Junior imzalamış.
Or do I have to spell that out on the wall for you, too?
Yoksa onu da duvara yazayım mı?
There's a big shadow on the wall.
Kendimi bir korku filmindeymişim gibi hissettim, anne.
The lady on the wall, it's her.
Duvardaki kadın.
When the wall fell, it became difficult to hold on to my convictions.
Ama Duvar yıkıldığı zaman doğru yolda olduğuma inancım sarsıldı.
Get on top of the music college compound wall..
Okulun müzik duvarına çık..
You start with hard sciences on the north wall, and then you move clockwise around the room in descending order of academic rigor.
Kuzeydeki duvarda pozitif bilimlerle başlayıp akademik kesinliğe göre azalan sıra ile oda boyunca saat yönünde ilerliyorsun.
Reminds me of interning on Wall Street, you know, minus the dignity and the future.
Bana Wall Street'deki stajyerlik günlerimi hatırlatıyor. bilirsin haysiyet ve gelecek kaygısı olmayan günlerimi.
From what I can tell, she's on a tandem bike tour of the Great Wall of China with some guy named Ping.
Anladığım kadarıyla Ping diye bir adamla beraber Çin Seddi'nde tandem bisikleti turundalar.
Scar tissue on the anterior wall.
Ön duvarda hasarlı doku var.
She had one hanging on the wall at the home.
Ofisimdeki telefonu kullanabilirsiniz.
Leading the Blind doing on your wall?
tablosunun duvarınızda ne işi var?
What is on the other side of the wall?
Duvarın diğer tarafında ne var? Kaşarlar nereye gidiyor?
Moran slammed his head against the wall at least a dozen times.
Moran kafasını en az on kere duvara vurmuş. Yaşıyor mu?
I thought he was referring to the security cameras on the prison wall.
Hapishane duvarındaki güvenlik kameralarını kastediyor sanmıştım.
You backed her against the wall, leaned into her body and put your hand on her buttock.
Onu duvara yaslamışsınız, üzerine eğilip kalçalarını okşamışsınız. - Asılsız.
Do you really believe that he didn't push that girl up against the wall because she didn't want to be another notch on his belt?
Yattığı kızlar kervanına katılmak istemediği için kızı zorla duvara yaslamadığını mı düşünüyorsun yani? Onunla bir mazimiz var.
Look, Mom, just-just... click on the photo on your wall, and then under "menu" "click on" options " "
Anne, şimdi duvarındaki fotoğrafa tıkla ve menünün içindeki "seçeneklere" bas.
His back's against the wall, his feet are on the ground.
Sırtını duvara yaslamış, ayakları yere basıyor.
But not everyone wants to put up a wall on the Internet.
Fakat herkes internete bir duvar örmek istemiyordu.
HERE, HOLD ON TO THE WALL WHILE I GET THIS.
Kepenkler varmış. Ben açarken duvara tutun.
- Mmm-hmm. - I kind of want to be the fly on a wall.
Müdahele etmek istemiyorum hiç.
The original is still in the museum, leaning on a wall where no security camera can see it.
Gerçeği hala müzede, Güvenlik kameralarını göremeyeceği bir duvara yaslanmış durumda.
Wall Street journal on the doormat...
Kapıda Wall Street journal gazetesi.
Indeed, it was Shiganshina District, on the south side of Wall Maria, that the Titans attacked.
Gerçekten de Devler ilk başta Duvar Maria'nın güneyindeki Shiganshina'ya saldırdılar.
As a result, the fortified city of Trost on the south side of Wall Rose was deemed their next most likely target.
Bu yüzden de Devlerin sonraki hedeflerinin Duvar Rose'un en güneyinde yer alan daha evvel tahkim edilmiş Trost şehri olabileceğinden şüphelenilmişti.
Then throughout the rest of the night, they siphoned the cash up to the guys back on the roof through that one little shaft in the wall.
Gecenin kalan kısmı boyunca da paraları duvarın içindeki küçük bir kanaldan çatıdaki adamlara aktarmışlar.
on the whole 55
on the tv 16
on the other hand 1607
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the tv 16
on the other hand 1607
on the table 116
on the plus side 107
on the 426
on the floor 300
on the way home 32
on the roof 79
on the ground 440
on the contrary 1002
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the dot 66
on the internet 51
on the house 231
on the record 70
on the other side 107
on the bench 17
on the right 145
on the beach 77
on the other 48
on the dot 66
on the internet 51
on the house 231
on the record 70
on the surface 75
on the one hand 116
on the side 64
on there 23
on the street 102
on the inside 58
on the sidewalk 17
on their own 19
on the back 61
on their way 28
on the one hand 116
on the side 64
on there 23
on the street 102
on the inside 58
on the sidewalk 17
on their own 19
on the back 61
on their way 28