One phone call tradutor Turco
705 parallel translation
You can each of you make one phone call home but you must not, under any circumstances, tell them where you are and what is happening.
Her biriniz evden bir kişiyi arayabilirsiniz ancak hiçbir koşul altında, nerede olduğunuzu ve neler olduğunu söylemeyeceksiniz.
Just one phone call to the electrician... and he would see to it right away.
Elektrikçiyi arayarak bunu anında düzeltebilirsiniz.
One phone call, Josephson, and you're a wealthy man for the rest of your life.
Bir telefonuma bakar, Josephson. Ömür boyu zengin olacaksın.
One phone call and it'll be too late.
Bir telefon ederse, çok geç olacak.
One phone call to my parents and I'll be back.
Eve telefon edip geleceğim.
Could I make one phone call first?
- Önce telefon etmeme izin verin.
I make one phone call.
Bir kere telefon edeceğim.
If he wanted, he could fix this with one phone call.
İstese bir telefonla bu işi halleder.
One phone call, from a friend.
Bir telefon, bir dosttan.
One phone call to the captain and your ass is in a sling.
Baş komisere bir telefon ve hapı yutarsınız.
- From Bill Fraser, one phone call :
- Bill Fraser'den, bir telefon çağrısı.
They let you make one phone call.
Bir telefona izniniz var.
They book you, then they give you a dime and let you make one phone call.
Kayıt yaptıktan sonra on sentlik bir telefona izin verirler.
I did place one phone call to my agent.
Menajerimi, bir telefon görüşmesi için görevlendirdim.
( Miller ) You got one phone call.
Bir telefon açma hakkın var.
How come one phone call gets an address you wanted so long?
Bu kadar istediğin adres bir telefon uzağındaydı, öyle mi?
I mean, you made one phone call, but I don't think anybody showed up.
Yani bir telefon görüşmesi yaptın ama kimse gelmedi.
Just one phone call...
Sadece bir telefon...
You were gonna settle this with one phone call.
Ama sen bu işi bir telefonla halledeceğini söylemiştin.
You said one phone call.
Bana sadece bir telefon demiştin.
One phone call.
sadece bir telefon.
One phone call?
bir telefon?
One phone call.
bir telefon.
One phone call to Palermo and Johnny's lunch wagon will have concrete tires.
Palermo'yu bir ararsam Johnny'nin servis arabası paramparça olur.
We are one phone call away from this whole thing being settled.
Bir telefon gelecek ve bütün bunlardan kurtulacağız.
I spent 15 years bleaching and dying and piercing just to create this awesome image, and it is shot to hell with one phone call.
İnek. Tam 15 yılımı piercing yaptırarak ve saçımı boyatarak bu muhteşem imajı elde etmek için harcadım ve lanet bir telefon yüzünden kaybettim.
You were waiting for the lucky star in your room I was too late to notice it in that one phone call that day.
* Odanda şanslı yıldızını bekliyorsun * * O gün telefon aramasında bunu farketmekte geç kaldım *
All I have to do is make one phone call to Serge Handfeld, and you'll do 20 years for kidnapping and extortion.
Tek yapmam gereken Serge Handfeld'a, bir telefon açmak ve adam kaçırma ve gasptan 20 yıl yatarsın.
You have the right to make one phone call.
Bir telefon konuşması yapma hakkın var.
One phone call will do it.
Bir telefon görüşmesi işi çözecek.
One phone call and I'll be free.
Bir telefon görüşmesi ve kurtulacağım.
One phone call, like pushing a button, right?
Bir telefon yeter, öyle değil mi?
And if they don't - if it looks like that snitch might rat on us - one single phone call and this whole place gets blown sky-high.
Eğer başaramazlarsa - biri bizi gammazlıyor gibi görünürse tek bir telefon aramasıyla tüm bu yer havaya uçar.
It seems to me that one little phone call is causing an awful lot of excitement.
Bence, basit bir telefon görüşmesi için gereksiz telaşa kapılıyorsunuz.
If someone can buy a raid on one of my banks For a nickel phone call, I want my $ 50,000-A-Year politician
Biri beş sentle yaptığı telefon görüşmesiyle bankalarımdan birine rüşvetle baskın düzenletebiliyorsa yılda 50 bin dolarımı alan politikacımın bana nedenini söylemesini istiyorum.
There is no electricity, no phone, no one within miles, so, no way to call for help.
Elektrik yok. Telefon yok. Yakınlarda kimse yok
ONE MORE BOARD MEETING PHONE CALL, REPORT, PROBLEM I WOULD HAVE J U M PED RIGHT OUT THE WIN DOW.
Bir kurul toplantısı, telefon konuşması, raporlama ve sorun daha olsa kendimi muhtemelen pencereden aşağı atardım.
If I get one more call from you I'll have the phone disconnected!
Eğer bir kez daha ararsanız telefon hattını keseceğim!
Just one simple phone call.
Sadece bir telefon konuşması.
He received a phone call from one of our guards.
Muhafızlarımızdan birinden bir telefon gelmiş.
I don't have any proof, but one day he had this strange phone call.
Hiç bir kanıtım yok. Bir gün tuhaf bir telefon gelmiş.
For a prisoner, that one event means everything in the world, and for me, that event was Marianne's phone call.
Bir tutuklu için, o bir olayın anlamı dünyadaki her şeydir ve benim için, o olay Marianne'nin telefonuydu.
Yesterday at 16.20, Sarah Cross received a local phone call, the same message as the one monitored in Vienna to someone here in Washington.
Dün saat 16.20'de Sarah Cross bir telefon görüşmesi yaptı. Viyana'da kaydedilen mesajın aynısı burada Washington'da başka birine daha geldi.
If phone lines are down in the area, no one nearby can call in.
Bütün bölgedeki telefonlar kesik. Yakındaki hiç kimsede telefon yok.
The second phone call the one that set up the exchange at Union Station.
Ikinci telefon görüşmesi Union Station döviz kurmak biri.
And now they're saying, " Everything's approved, just one more phone call.
Şimdi diyorlar ki, " Her şey onaylandı, sadece bir telefon konuşması kaldı.
Finally, realising that if there is no phone call the first day, there probably won't be one, or perhaps there will be one, but a day later,
Sonunda, fark etti ki ilk gün aramazsa, büyük ihtimalle aramayacaktı veya belki de arayacaktı, fakat ertesi gün,
Sam, you got a phone call online one.
Sam, sana bir telefon var birinci hatta
I think you have one more phone call to make To get this thing straightened out.
Bence işleri yoluna koymak için bir telefon görüşmesi daha yapman gerekli.
Look, if you'll just wait one minute, I just gotta make the phone call...
Bir dakika beklersen, o telefon gorüşmesini yaparım.
We're here one night and you go running to the phone to call your peasant.
Daha ilk gecemiz ve köylüyü aramak için telefona koştun.
phone calls 94
phone call 92
phone call for you 29
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
phone call 92
phone call for you 29
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16