English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ R ] / Real smooth

Real smooth tradutor Turco

117 parallel translation
However, I have got a brother at Harvard who's real smooth. So if I were you, I'd cultivate me.
Ama Harvard'da okuyan bir ağabeyim var ve o işi biliyor, beni yetiştirmelisin.
Everything's real smooth on the front, see?
Dışarıdan bakınca her şey çok düzgündür.
Real smooth.
Çok iyiydi.
It was real smooth how I took it.
Gözlerin gerçekten çok keskinmiş.
Real smooth, cliff.
Gerçek yumuşak, Cliff.
Real smooth.
Gerçekten hoş.
But damn it, this better go real smooth, you understand me?
Fakat iş, kusursuz olmalı, Bobby, anladın mı?
Right on out there and be real smooth.
İşte böyle ve hafifçe çek.
That was real smooth, man.
Bu gerçekten hoştu, adamım.
Real smooth.
Harbiden iyiydi.
Real smooth.
Çok kibar.
Cat protection. Smooth, real smooth.
"Kedileri korumak?" Gerçekten hoş!
one guy says that they were- - they were... Like real humans with real smooth skin.
Bir adam onların... yumuşak derili gerçek insan gibi olduklarını söyledi.
That's a real smooth pitch, Ben.
Bu gerçekten kolaylaştırdı, Ben.
[Jazzy Singsong] Now, what you gotta do... if you wanna get a kiss... is act real smooth and make your move like this.
Şimdi, eğer onu öpmek istiyorsan sakin davranmalı ve böyle yapmalısın.
A lunatic. I mean, real smooth on the outside, but underneath, barbed wire.
Bir deli. dışarıda gerçekten düzgün, fakat kışlada dikenli tellerin altında bir deli.
Real smooth.
Olaysız geçti.
Your friend's real smooth with the ladies.
Arkadaşınız kadınlar konusunda çok usta.
Real smooth.
Gerçekten çok hoş!
I wanted to meet you, and I guess... I guess I'm not real smooth sometimes.
Tanışmak istedim, ve sanırım... Bazen pek kibar olamıyorum sanırım.
- And, by the way, just a real smooth move running to your mommy.
- Ve, bu arada kızıl annene koşup gitmen, çok şık bir hareket.
Real smooth.
Gerçekten düzgün.
When he get through, his face gonna be real smooth, like Gary Coleman.
Bitirdiğim zaman, yüzü pürüzsüz olacak, Gary Coleman gibi.
It goes down real smooth.
Bu gerçekten çok iyi.
We hear he's a real smooth talker.
Harika bir konuşmacı olduğunu duyduk.
We got to play this real smooth, real smooth.
Yavaşça ilerlememiz lazım, çok yavaşça.
That's real smooth, Shrek.
Bu gercekten etkileyiciydi, Shrek.
Not record breakers for size, but they had real smooth skins!
Çok büyük değiller ama kusursuzlar!
A real smooth guy luring in young schoolgirls with cheap jewellery.
Neden söz ediyorsun? Okul kızlarını ucuz mücevheratla cezbeden kibar adam.
Oh, yeah. These are going down real smooth now. MAC :
Bu biralar mideye yağ gibi akıyor.
Max is a real smooth talker.
Max'ın çenesi kuvvetlidir.
- Real smooth, Jim.
- Rahat olsana Jim.
- Real smooth there, Jon.
- Yavaş ol Jon.
Real smooth, Einstein.
- Gerçek yumuşak, Einstein.
Now, everything's going real smooth-like until the teller trips the silent alarm.
Her şey yolunda gidiyordu, ta ki veznedar sessiz alarmı çalıştırana dek.
just smooth... real smooth and I can't believe you're keeping up but you are
Pürüzsüz. Ama gerçekten pürüzsüz. Nasıl olmuş da hiç yara izi olmamış vücudunda inanamıyorum.
Real smooth.
Gerçekten harika.
Real smooth, again.
Yine gerçekten harika.
This is real smooth talking, Albie.
Söylediklerin çok dokunaklı Albie.
Real smooth.
- Güzel bitirdin!
I'm sure someone has a key. Real smooth.
Eminim birinde anahtar vardır ya da gücü.
Oh, real smooth, Alan.
Gerçekten sorunsuz, Alan.
That was real smooth, Jay-Z.
Bayağı tatlı dilliydi, Jay-Z.
Real smooth... "clams."
Gerçektende hoş. "Deniz tarağı".
The real reason you had me up here is because... you're looking for a smooth operator who keeps his mouth shut.
Beni buraya çağırmanızın gerçek sebebi işini sessizce halleden ve çenesini kapalı tutacak birini arıyor olmanızdı.
Yeah, he's a smooth operator, a real fancy dancer and talker.
Evet, çok yumuşak biri, iyi dans eder, çenesi de laf yapar.
Real smooth shave.
Güzel bir tıraşım vardı.
That was smooth. Real smooth.
- Çok hoş bir anonstu.
Real nice move, Lt. Smooth.
Oh ne harika Teğmen İşleri Kolaylaştıran.
Then the trip's real smooth.
O zaman trip çok rahat geçer.
Real smooth.
Harikaydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]