Real power tradutor Turco
419 parallel translation
There's a man with real power.
Çok güçlü bir adam.
He is power, real power on earth, not...
O güç demek. Dünyadaki gerçek güç, şu...
Knowledge, wisdom, there's the real power.
Bilgi, bilgelik, gerçek güç bunlardır.
Knowledge and wisdom is the real power.
Bilgi ve bilgelik gerçek güçtür.
For the last few years, the real power has been Melakon.
- Doğru. Yıllardır asıl güç Melakon'da.
It means ENI is an international corporation with real power.
ENI'nin çok güçlü, uluslararası bir şirket olduğu anlamına gelir.
It's a real power, Ann.
O gerçek bir güç, Ann.
While the bashaw, who is the real power here is leaning toward the czar of Russia.
Buranın gerçek hakimi paşa ise Rus Çarına meyilli.
What real power, Arthur?
Gerçek güçler de ne Arthur?
At last, the chance for some real power!
En sonunda, gerçek bir güç için bir ihtimal göründü!
Real power was in the hands of a family of hereditary regents ; the emperor's court had become nothing more than a place of intrigues and intellectual games.
Esas güç hanedan kani tasiyan bir ailedeydi... imparatorun bahçesi her türlü dolabin çevirildigi, zeki oyunlarin oynandigi bir yer olup çikmisti.
That's what you call real power.
Gerçek güç diye buna denir.
You've got no real power!
Sizin gücünüz gerçek değil! Kabul edin!
They have no real power.
Gerçek güçleri yok.
DOES HE HAVE ANY REAL POWER, OR IS HE JUST A FIGUREHEAD?
Gerçekten bazı güçleri mi vardı yoksa öylesine mi kral oldu?
The real power is in the council.
Gerçek güç, konseyde.
But the real power lies behind the scenes.
Ama gerçek güç, sahne arkasında yatıyor.
It scares me to think you might win this fight and gain real power.
Senin bu kavgayı kazanıp, gerçek güce hükmetmen korkutur.
As fast as you are that is your real power.
Ne kadar hızlı olursan ol senin asıl gücün bu.
You wanna get some real power between your legs?
Bacak aranda gerçek bir güç ister misin?
The only way for us to gain real power is for black and brown to come together.
Gerçek güç kazanmamız için siyahlarla esmerlerin birleşmesi gerekli.
See, he didn't know the plane's real power.
Diyelim. ki, uçağın gerçek gücünü bilmiyordu.
Real power comes from within the heart.
Gerçek güç kalpten gelir.
If I may say so, Your Majesty... the chancellor has little real power.
Söylemek gerekirse, Majesteleri, aslında Başkanın çok az bir gücü var.
Your mouth still waters at real power.
Gerçek güç hala ağzının suyunu akıtıyor.
Is this an instrumentation problem or real power loss?
Bu bir ölçüm hatası mı yoksa gerçekten güç mü kaybediyorlar?
Your reports indicate that changelings are the real power behind the Dominion.
Raporlarınız, Dominyon'un arkasındaki gerçek gücün Değişkenler olduğunu gösteriyor.
- You wanna know where the real power is?
- Gerçek gücün nerde olduğunu öğrenmek istemelisin?
That's real power.
Gerçek güç.
Is... Is this Kakarotto's real power?
Bu, Kakarotto'nun gerçek gücü mü?
No, if this potion is the real one it will increase your power... and you will become invincible.
Hayır, bu gerçek iksir ise senin gücünü arttırır... ve yenilmez olursun.
The spectacular false struggles... of the rival forms of separate power... are also real, in that they translate the unequal and conflict laden... development of the system, the relatively contradictory interests of the classes, or of the subdivisions of classes that recognize the system,
Ayri güçlerin rakip biçimleri arasindaki yalanci gösteriye dair mücadeleler ayni zamanda gerçektir ; sistemin esit olmayan ve çekismeli gelisimi ile sistemi kabul eden ve sistem içinde kendilerine bir rol biçmeye çabalayan sinif veya kesimlerin az çok çelisen çikarlarini anlatir.
You're not going after real power.
Gerçek güçlere dokunmuyorsunuz.
Now for some real User power.
Demek gerçek Kullanıcı gücü buymuş.
The only real power :
Tek ve gerçek iktidara ; sokaklara!
She only steals power from the real actress, and gets in the way of several impulses that might benefit you on stage.
O sadece gerçek oyuncudan güç çalar ve sana sahnede fayda sağlayacak pek çok dürtüye engel olur.
The real rulers of the State... are unknown, faceless manipulators... who, because they are not known... are able to wield power without let or hindrance.
Devletin gerçek yöneticileri bilinmiyor kim olduğu belli olmayan işleticiler. Kim oldukları blinmediği için... Gücü izinsiz ve engelsizce kullanabiliyorlar.
Real stopping power.
Gerçek bir canavar.
Due to the Nakatomi Corporation's legacy of greed around the globe they're about to be taught a lesson in the real use of power.
Nakatomi Şirketi tüm dünyada izlediği açgözlü politika yüzünden..... güç kullanılarak cezalandırılacaktır.
I learned real fast how sweet power was.
Gerçekten hızlı öğrendim. Güç ne kadar güzeldi.
The real plates are in the hands of some foreign power. Or someone even more treacherous.
Gerçek plakalar, şu anda yabancı bir gücün elinde ya da daha hain birinin.
You see it as harsh and empty of values and pitiless, and I couldn't go on living if I didn't feel with all my heart a moral structure with real meaning and forgiveness, and some kind of higher power.
Sen dünyayı sert, değersiz ve acımasız bir yer olarak görüyorsun. Bense ahlâki bir yapıya, merhamete ve yaşadığımız her şeyi daha anlamlı hale getiren... yüce bir gücün varlığına inanıyorum.
I couldn't go on living if I didn't feel with all my heart a moral structure with real meaning and forgiveness, and some kind of higher power.
Ben ahlâki bir yapıya, merhamete ve yaşadığımız her şeyi daha anlamlı hale getiren... yüce bir gücün varlığına inanıyorum.
It was a blanket power of attorney in favour of the accountant, who was involved in some high-priced real estate.
Yüksek fiyatlı emlak işine girmiş olan muhasebecinin lehine çok geniş kapsamlı bir vekaletnameymiş.
If you have a power, a power like yours, not to use it is the real crime.
Eğer gücün varsa, seninki gibi bir güç, suç işlemek için kullanmamalı.
The inducements, in fact, are very real. The rewards in power, and affluence, and prestige, and authority...
Teori ancak içsel mantıkla kurulabilir.
At 13, Entwari has the beginnings of a silverback and his first real sense of the power that comes along with it.
13 yaşındaki Entwari, gümüş sırtlı bir goril olmanın ve bununla birlikte gelen ilk gerçek güç duygusunun başlangıcında.
The eunuches held the real power of the development
Harem Ağalarının büyük bir siyasi gücü vardı
By delivering my shipments to Zalem you could achieve real wealth and power.
Zalem gibi bir yerde evsiz ve arkadaşsız olmak ister misin? Gönderilerimi Zalem'e ulaştırarak gerçek zenginlik ve güce kavuşabilirsin.
But they were telling me what to write... giving me the power to make it all real.
Ama onlar bana ne yazacağımı söylüyordu. Hepsini gerçek yapmam için güç veriyorlardı.
- l had a real feeling of power.
- Gerçek gücü hissettim.
power 545
powers 92
powerful 236
powered 52
powerless 44
power to the people 25
power up 18
power down 16
powerful stuff 23
power's out 27
powers 92
powerful 236
powered 52
powerless 44
power to the people 25
power up 18
power down 16
powerful stuff 23
power's out 27
powering up 16
real talk 21
real quick 147
real estate 79
real life 37
real good 188
real love 30
real mature 41
real ones 24
real soon 40
real talk 21
real quick 147
real estate 79
real life 37
real good 188
real love 30
real mature 41
real ones 24
real soon 40
real bad 64
real slow 38
real nice 101
real cool 19
real smooth 23
real name 32
real hard 21
real money 17
real friends 20
real cute 28
real slow 38
real nice 101
real cool 19
real smooth 23
real name 32
real hard 21
real money 17
real friends 20
real cute 28
real world 18
real people 26
real pretty 16
real fast 32
real or not 17
real smart 22
real easy 16
real funny 31
real classy 16
real close 28
real people 26
real pretty 16
real fast 32
real or not 17
real smart 22
real easy 16
real funny 31
real classy 16
real close 28