Second chance tradutor Turco
2,395 parallel translation
Makes me sick to my stomach to think that my integrity and my conviction gave you that second chance.
Bütünlüğüm ve inancımın sana ikinci bir şans verdiğini düşünmek midemi bulandırıyor.
You always give a guy a second chance.
Bir adama, hep ikinci bir şans verirsin.
I think I was given a second chance when I woke up in here, and I'm gonna do something with it.
Burada uyandığımda bana ikinci bir şans verildiğini düşünüyorum. Ve bununla ilgili bir şey yapacağım.
You deserve a second chance.
İkinci bir şansı hak ediyorsun.
These people, these vile people... they don't see Terra Nova as a second chance for humanity.
Bu insanlar... Bu alçak insanlar... Terra Nova'yı insanlığa sunulmuş ikinci bir şans olarak görmüyorlar.
Uh... please, would you just give me a second chance?
İkinci bir şans daha ver lütfen.
We know you're upset, and you have every right to be, but if it's okay with you, we'd like a second chance to make things right.
Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz.
All right, you've got a second chance to live a long life. Live it. All right?
Yaşamak için ikinci bir şansın var, yaşa bunu, olur mu?
It's... it's like the universe is giving you a second chance to avoid Ginny, and you're still not taking it.
Bu... bu sanki evren sana Ginny den kaçmak için ikinci bir sans veriyor gibi, ve sen hala konusmuyorsun
Wanted to say thank you, Harold. For giving me a second chance.
Bana ikinci şans verdiğin için sana teşekkür etmek istedim, Harold.
I'm not going to pin a medal on his chest, but he's earned himself a second chance.
Boynuna madalya takacak değilim ama ikinci bir şansı hak etti.
All you wanted was a second chance for yourselves and for your children.
Tek istediğiniz size ve çocuklarınıza ikinci bir şans tanınmasıydı.
It's about hope and a second chance, and we cannot let them take that away from us.
Umut ve ikinci bir şans... Bunları bizden almalarına izin veremeyiz.
Charlie gave me a second chance when the rest of the world had written me off.
Dünyanın geri kalanı benim işe yaramaz olduğuma karar verdiğinde... Charlie bana ikinci bir şans verdi.
Yeah, it's like a second chance.
Evet, İkinci bir şans gibi.
He just wants a second chance.
O sadece ikinci bir şans istiyor.
Motanule not ask you Just give me a second chance.
Tek istediğim Puss, bir ikinci şans.
I get a second chance.
İkinci bir şansım oldu.
You know what? If you hadn't given your ex-boyfriend a second chance, you wouldn't even be having a wedding.
Eğer eski sevgiline ikinci bir şans vermemiş olsaydın yakında evleniyor olamazdın.
Just give me a second chance.
Bana bir şans daha ver.
A second chance.
İkinci bir şanstır.
I said, "Artie, this is a second chance for us."
Sana'Artie bu bizim ikinci şansımız'dedim.
I got a second chance.
İkinci bir şansım olacak.
"A second chance," I think to myself.
"İkinci bir şans." diye düşündüm.
What really happened was more of a fuck-up than a shoot-out. And gave us all a second chance.
Gerçekte olanlar siktiğimin bir vuruşundan da fazlasıydı ve hepimize de ikinci bir şans veriyordu.
We're not gonna get a second chance, and you know damn well your mom would tell you the same thing.
İkinci bir şansın olmayacak. Ayrıca annenin de aynı şeyleri söyleyeceğini iyi biliyorsun.
Where I come from, no anything get second chance.
Ben buraya geliyorsam kimsenin ikinci bir şansı olamaz.
I was about to give you a second chance, wasn't I?
İkinci bir şans vermiştim, değil mi?
It's your friends that want to see you get a second chance... you know what I mean?
Senin ikinci bir sans buldugunu görmek isteyenler arkadaslarin... anladin mi demek istedigimi?
Maybe they deserve a second chance.
Belki de ikinci bir şansı hakediyorlardır.
Sometimes you get a second chance in life, and you gotta take it.
Bazen hayatta ikinci bir şans elde edersin ve onu kullanman gerekir.
Who needs friends when you got a second chance?
İkinci bir şans elde etmişken arkadaşlara ne gerek var?
I deserve a second chance.
Herkes ikinci bir şansı hak eder.
She needs a second chance.
Onun ikinci bir şansa ihtiyacı var.
You ever felt like you've been given a second chance?
Sana ikinci bir şansın verildiğini hissettin mi hiç?
... you ever feel like you've been given a second chance?
... sana ikinci bir şansın verildiğini hissettin mi hiç?
Would you a second chance for me to arrange?
Beni onunla beni bir kez daha görüştürsen?
He was in need of a second chance and Crush decided to give it to him.
İkinci bir şansa ihtiyacı vardı ve Crush bunu ona vermeye karar verdi.
Personally... I have been blessed with a second chance to start over, to do better in this wonderful community
Şahsen ikinci bir şansla kutsandım baştan başlamak bu mükemmel topluluk da daha iyi olmak için.
We're not getting a second chance.
İkinci bir şansımız olmayacak.
We deserve a second chance at a normal life.
Normal bir hayat yaşamak için ikinci bir şansı hak ediyoruz.
Convince me your client deserves this second chance more than his brother.
Müvekkilinizin ikinci bir şansı kardeşinden daha çok hak ettiğine beni ikna edin.
If anyone deserves a second chance, it's Nate.
Eğer ikinci şansı hak eden birisi varsa o da Nate.
This is about a second chance.
İkinci bir şans için.
I finally succeeded to become a kid again, officially, with a passport, to have a second chance, to be able this time to go to school and to succeed this time.
Resmî olarak tekrar bir çocuk olmayı sonunda başarmıştım. Bir pasaportla ikinci şansınız olur. Bu sefer okula gidebilir ve başarılı olabilirsiniz.
No second chance, no...
İkinci şans falan vermeden?
I don't want my daughter to have to wait for a second chance to be happy.
Kızımın mutlu olmak için ikinci bir şans beklemesini istemiyorum.
The Burning Boat Festival is our city's time-honored tradition of letting go and giving yourself a second chance.
Yanan Tekne Festivali şehrimizin gelenekselleşmiş, yaşadıklarımızı arkamızda bırakma ve kendimize ikinci bir şans tanıma adetidir.
He can have his second chance somewhere else.
Başka bir yerde de ikinci şansa sahip olabilir.
Okay. The a-ca-gods have looked down on us and they have given us a second chance.
Acapella tanrıları bizi görüp, ikinci bir şans verdiler.
There wasn't going to be a second chance.
İkinci bir şansımız olmayacaktı.
chance 308
chances 21
chancellor 172
chances are 105
second 1107
seconds 3944
seconds later 55
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
chances 21
chancellor 172
chances are 105
second 1107
seconds 3944
seconds later 55
seconds out 51
seconds ago 103
seconds to go 31
second thoughts 29
second round 19
second grade 17
second time 38
second rule 43
second floor 165
seconds away 16
second row 18
seconds left 62
secondly 391
second round 19
second grade 17
second time 38
second rule 43
second floor 165
seconds away 16
second row 18
seconds left 62
secondly 391