Seven hours tradutor Turco
735 parallel translation
Howdy, Chris, seven hours from Dry Fork, pretty fast driving', amigo!
Nasılsın, Chris? Dry Fork'tan yedi saatte geldik. Hızlı gitmişim ha, amigo?
We'll drift for six or seven hours while we jury-rig and re-bend.
Yelkeni tamir edene dek 6-7 saat sürükleneceğiz.
Six or seven hours?
- 6-7 saat mi?
You've got seven hours at the most.
En fazla 7 saat vaktin var.
Here in San Francisco, the fate of "Black Irish" O'Hara notorious waterfront agitator, whose trial for murder has held the front pages these recent weeks remains undecided, as the jury, already out seven hours has still to return a verdict.
Burada, San Francisco'da ise, cinayet davasıyla... son haftalarda manşetlerden inmeyen, adı kötüye çıkmış... asi denizci "Kara İrlandalı" O'Hara'nın kaderi... hala belirsiz. Yedi saattir tartışan jüri üyeleri... hala bir karara varamadı.
He'll not stir for six or seven hours.
Altı yedi saatten önce kendine gelemez.
Thirteen weeks, three days... seven hours and twelve minutes
1 hafta, 3 gün, 7 saat ve 12 dakika.
Face it, Pop, with what you gave me to start with, it'll take all of seven hours.
Kabul et baba, sayende böyle doğduğuma göre, yedi saat sürmesi normaldir.
We can keep this routine up for seven hours.
Bu rutini 7 saat boyunca sürdüreceğiz.
Seven hours that jury argued and then let Ashley go scot-free.
Jüri yedi saat tartıştı ve sonra Ashley serbest bırakıldı.
Poor mother, seven hours on a train on her own. And now she can't even sleep because she has to keep me company.
Zavallı annem, tek başına trenle yedi saatlik yolu gel ve şimdi de bana refakat etmek için uyuyama bile.
Five hours of meditation and prayer a day, seven hours ofstudy.
Günde 5 saat meditasyon ve dua, 7 saat ders.
I'd say, six or seven hours.
Altı veya yedi saat sürer.
In the last four days, what have you had, seven hours sleep?
Son dört günde 7 saat falan mı uyudun?
It would take a warship going full ahead a good six, seven hours.
Tam yol ilerleyen bir savaş gemisinin en fazla altı, yedi saatini alır.
Three days, seven hours left to us.
Üç gün, yedi saatimiz kaldı.
We can sustain this orbit for three days, seven hours.
Bu yörüngeyi 3 gün ve 7 saat tutabiliriz.
Search now in progress seven hours, 31 minutes.
Arama 7 saat ve 31 dakikadır devam etmekte.
The USS Yorktown is expecting to rendezvous with us in less than seven hours.
Yorktown yedi saat içinde randevumuza bekliyor.
We can maintain this speed for seven hours before we exhaust our fuel.
Yakıtımız tükenmeden önce bu hızı ancak yedi saat koruyabiliriz.
Seven hours a body, eight hours a pig.
Yedinci saat bir insan, sekizinci saat bir domuz.
The chateau has been under surveillance for seven hours.
Şato yedi saattir izleniyor. Acınacak bir durum!
Seven hours and eight...
Yedi saat ve sekiz...
Around and around and around. Ninety-seven hours of continuous motion.
97 saattir aralıksız hareket halindeler.
Seven hours on the ground at New York, and I missed that cocktail party.
New York'ta yerde yedi saat geçirdim ve kokteyli kaçırdım.
Seven hours every day
Her gün tam yedi saat
He wouldn't have waited seven hours for a TWA flight.
TWA uçuşu için yedi saat beklemezdi.
I haven't had a stress pill or a bath in seven hours.
Stres hapımı içmedim. Yedi saattir duş almıyorum.
Seven hours.
Yedi saat.
About six or seven hours, sir.
Yaklaşık 6-7 saat efendim.
Seven months, three days, four hours, 23 minutes.
Yedi ay, üç gün, dört saat, 23 dakika.
They work 24 hours a day, seven days a week.
Günde 24 saat, haftada yedi gün çalışıyorlar.
I worked seven days a week, 16 hours a day.
Haftanın yedi günü günde 16 saat çalışıyordum.
Seven, eight hours.
Yedi, sekiz saat.
- Seven or eight hours, sir.
- Yaklaşık yedi ya da sekiz saat, efendim.
Yes, sir, about seven or eight hours.
Evet, efendim. Yaklaşık yedi ya da sekiz saat.
- It'll take seven hours?
- Yedi saat mi sürecek?
Seven hours.
400 km kadar
He buys and sells things, in seven languages, at all hours.
Bir şeyler alıp satıyor, yedi dilde, günün her saatinde.
Earlier today, Pinky told us his next film will run seven and a half hours.
Bugün öğleden sonra Pink bize bir sonraki filminin yedi buçuk saat süreceği müjdesini verdi.
I earned that money, ten hours a day, seven days a week.
O parayı, haftada 7 gün, günde 10 saat çalışarak kazandım.
154 hours, seven minutes, elapses Earth Time.
Dünya saatine göre 154 saat 7 dakika sonra.
Twenty-four hours a day, seven days a week.
Günde 24 saat, haftada yedi gün.
Seven hours and eight minutes, captain.
- Yedi saat ve sekiz dakika.
ORLOW : Seventy-four days, 10 hours and seven minutes.
7 4 gün 10 saat 7 dakika.
It'll be approximately seven and a half hours from takeoff.
Yani uçuş süremiz kalkıştan sonra yaklaşık 7.5 saattir.
Two hours and seven minutes without a weed.
Sigarasız geçen iki saat, yedi dakika.
Cell Blocks six, seven, twelve thirteen and fourteen will have inspection tomorrow at 0545 hours.
Hücre blokları altı, yedi, on iki, on üç ve on dört yarın 05. : 45'te denetlenecekler.
Listen, I've spent eight hours a day in this factory for seven years.
Dinleyin, ben bu fabrikada yedi yıldır günde sekiz saatimi geçiriyorum.
You no longer look for anyone in the queues which form every two hours outside the seven cinemas in Rue Champollion.
Champollion sokağındaki sinemanın çıkışında iki saatte bir oluşan kalabalığın içinde birilerini aramıyorsun artık.
Then the big one follows in 48 hours - at least seven-point.
Ardından 48 saat içinde en az 7.0 şiddetinde büyük şok gelir.
hours 6338
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours away 26
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours away 26
hours now 24
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
seven 3061
seventeen 198
seventh 49
seven of nine 38
seventy 282
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
seven 3061
seventeen 198
seventh 49
seven of nine 38
seventy 282