Shake his hand tradutor Turco

Nevertheless, today, I should be proud to shake his hand.

Fakat her şeye rağmen, bugün elini sıkmaktan onur duyarım.

I'd like to thank him and to shake his hand.

Elini sıkmak isterdim.

Do shake his hand, Uncle Jack.

Elini sık Jack Amca.

Shake his hand like I tell you.

Şimdi sen de onun elini sıkacaksın.

Go over and shake his hand?

Gidip onun elini mi sıkayım?

There wasn't a man in town... that didn't shake his hand for doing it, even the sheriff.

Şehirde, şerif dahil... bunu yaptığı için onu tebrik etmeyen kalmadı.

The President himself is gonna call Brax back to Washington just so he can shake his hand.

Başkanın kendisi Brax'ı Washington'a çağıracak ve onun elini sıkacak.

You've always said if you were to come across him you wouldn't even shake his hand.

Her zaman, eğer ona rastlarsan elini bile sıkmayacağını söylerdin.

I had the honor to shake his hand in Damascus.

Bir kez Şam'da el sıkışmıştık.

Be careful when you shake his hand.

Yaralandı mı yoksa?

In that case, tell him the... Colonel will be delighted to shake his hand and strike a bargain.

Bu durumda, ona söyle... elini çırpınca ya da sallayınca Albayın hoşuna gideceğini söyle.

I gotta go shake his hand, that's fantastic, great.

Gidip kafasını sallayacağım, bu harika, müthiş.

Are you refusing to shake his hand?

Elini sıkmayı ret mi ediyorsunuz?

When you shake his hand do me a favor.

Bana bir iyilik yap, elini sıkarken...

He let me shake his hand.

Elini sıkmama izin verdi.

Instead... you shake his hand warmly and say...

Bunun yerine elini sıkar ve "Çok etkileyici!" dersin.

I just want to meet Al Bundy and shake his hand.

Sadece, Al Bundy ile görüşüp elini sıkmak istiyorum.

Shake his hand.

Elini sik.

Shake his hand, Earl.

Elini sık Earl.

Not shake his hand?

Tokalaşmasa mıydım?

Shake his hand.

Elini sık.

But I'd gladly shake his hand.

Ama her şeye rağmen elini iftiharla sıkarım.

- Shake his hand? !

- Elini mi sıkayım?

Probably don't want to shake his hand.

Onun elini sıkma.

Shake his hand. Well, now, thank you and merry Christmas.

Teşekkürler ve mutlu noeller.

Shake his hand?

Elini sıktın mı?

Yeah, I'll have to shake his hand next time I see him.

Evet. Onu bir daha gördüğümde elini sıkayım.

Like I feel like I want to put my arm around him or shake his hand or something... or get close in some way.

İçimden ellerimi boynuna dolayıp ya da elini sıkıp veya bir şekilde ona yakın olmak geliyor.

I hope to see my friend and shake his hand.

Umarım ki arkadaşımı görüp elini sıkabilirim.

I don't usually do this, but I'm going to shake his hand.

Bunu genelde yapmam ama gidip onun elini sıkacağım.

I'd like to shake his hand, but I can't.

Onun elini sıkmak isterim, ama yapamam.

You shoot him, I shake his hand!

Hadi ona elini sıktığımı söyle!

Hey, slugger, come on, shake his hand.

Haydi beyzbolcu. Elini sık.

I just wanna shake his hand.

Ben sadece elini sallamak.

I'd like to shake his hand, ask him about... fighting the Gorn on Cestus III.

Onun elini sıkmak, ona Gorn'la Certus III'teki savaşını sormak isterdim.

Quick, shake his hand.

Çabuk... elini sık.

You make a promise to a man, you shake his hand.

Birine söz verdiğin zaman, elini sıkarsın.

Richard, just shake his hand.

Richard, sadece tokalaş.

Hey kid, wanna shake his hand?

Elini sıkmak ister misin?

Give him a kind word, shake his hand and give him the money.

Güzel bir şeyler söyle, elini sık ve parayı ver.

He wanted me to shake his hand.

Elini sıkmamı istemişti.

I didn't shake his hand.

Ama ben elini sıkmamıştım.

That's why I never shake his hand.

Bu yüzden asla onunla el sıkışmıyorum.

Can't you shake his hand?

Elini sıkacak mısın?

Does his hand always shake when he gets near to you?

Sana yaklaştığında elini daima sallar mı?

I was first to shake my friend Mattei's hand the morning of the 27th when his helicopter landed.

27 sabahı helikopter yere indiğinde dostum Mattei'nin elini ilk sıkan ben olacağım.

- Shake his hand, Willy. What do you say?

Ne diyorsun?

If you're searching his jock, I'd rather you'd shake my hand first.

Eğer onun şortunu arayacaksan, önce benim elimi sıkmanı yeğlerim.

Don't shake his hand.

Tokalaşma.

And his hand started to shake to the point where he couldn't even feel that it was connected to his arm.

Ve eli titremeye başladı koluna bağlı olduğunu hissedemeyene kadar.

Didn'the bowto him and shake his hand?

Önünde eğilip elini sıkmadı mı?