English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Should i have

Should i have tradutor Turco

21,477 parallel translation
Should I have a word with Naresh?
- Naresh ile konuşayım mı?
- Why should I have a guilty conscience?
- Neden suçluluk duyayım?
That's reassuring. Look, I would tell you that you can trust the dude, but really, I shouldn't have to, because you should trust me.
Bak, adama güvenebilirsin diyorum ama şart değil çünkü güvenmen gereken kişi benim.
I should have something to post in a couple of days.
Birkaç güne elimde yükleyecek bir videom olur.
I should have never vouched for him.
- Ona asla kefil olmamalıydım.
I'm just saying the case should have settled, but Cooperman won't do it.
Ben sadece uzlaşma yapılmalıydı ama Cooperman yapmıyor diyorum.
I should have taken a photo with him.
Keşke onunla fotoğraf çektirseydim.
I should have said "a handsome man from a rich family".
"Zengin bir ailesi olan yakışıklı adam" demem gerekirdi.
I shouldn't have received an apology. I should have held him.
Özrünü kabul etmeyip ona tutunmam gerekirdi.
And I should have confessed my love.
Aşkımı itiraf etmeliydim.
I should have talked to him.
Onunla konuşmalıydım.
If I had known I would die like this, I should have honestly confessed my feelings.
Böyle öleceğimi bilseydim duygularımı dürüstçe itiraf ederdim.
I should have had fun, spending as much money as I could.
Eğlenip istediğim kadar para harcamalıydım.
I have three days left so should we also drink for three days without sleep?
Üç günüm kaldığına göre üç gün boyunca uykusuz gecelere ne dersin?
I should have told you before.
Bunu sana daha önce söylemeliydim.
I should have tapped that when I had the chance.
Şansım varken seni becermeliydim.
I'm sorry, sweetheart, I should never have doubted you.
Özür dilerim hayatım, senden hiç şüphe etmemeliydim.
Though he did have some strange ideas about who I should marry.
Kiminle evleneceğim konusunda garip fikirleri olsa da.
I should have listened when you told me to do nothing.
Bana yapmamamı söylediğinizde sizi dinlemeliydim.
Are you saying that I should have recognized him?
Onu tanımam gerektiğini mi söylüyorsunuz?
I should have known something was up with him.
Bir şeyler olduğunu anlamalıydım.
But what I should have done was apologize for scaring you by driving too fast, beg your forgiveness... and ask for another chance.
Ama asıl yapmam gereken şey, çok hızlı gittiğim için senden özür dilemek, bağışlaman için yalvarmak ve... bir şans daha istemekti.
I... I should have taken her threats more seriously.
Tehditlerini daha ciddiye almalıydım.
I should have emphasized it was just the bolts, nothing to do - with our family's concrete...
Bizim betonumuzdan değil, kirişlerden olduğunu vurgulamalıydım.
I've been asking you to be straight with me and I should have done the same.
Senden bana karşı dürüst olmanı isterken benim de aynısını yapmam gerekirdi.
I walked away, and I should have stayed there and had it out with you right then and there.
Kalmalıydım ve o an, orada içimdekini söylemeliydim.
But what I should have said was, "You got a really cool chin," or "You got some dope earlobes."
Ama söylemem gereken "Havalı bir çenen var" ya da "Kulak memelerin çok etkileyici" olmalıydı.
I should have told her one of those things, as opposed to the neck thing, you know.
Boyun olayı yerine şu saydıklarımdan birini demeliydim.
You know what, she should have, and I told her that.
Biliyor musun, bence de, ve ona bunu söyledim.
I should have...
Olmalıydım...
I should have fought more, like...
Daha çok direnmeliydim.
I should have believed you, Jules.
Ben sana inanmalıydım, Jules.
I should have known, and I'm--I'm...
Bilmeliydim, ve ben- -
I should have never agreed to take this fucking thing on anyway.
Bu davayı daha en başta alanda kabahat.
No, I should not have brought you here.
- Hayır, sizi buraya getirmemeliydim.
I should have done this alone.
Bunu yalnız başıma yapmalıydım.
I should have gone after Rumplestiltskin with an army, but I tried to follow your example. I tried to do what is right, but that book is wrong.
Doğru olanı yapmaya çalıştım ama kitap yanılıyor.
I should never have spoken as I did, should never have used those words and I can only beg your forgiveness.
O şekilde asla konuşmamalı o sözleri asla kullanmamalıydım ve size ancak beni bağışlamanız için yalvarabilirim.
I'm a scientist, slash party planner, slash small-dog enthusiast, slash... guy who probably should have stopped at "scientist."
Ben de bilim adamı, parti planlamacısı küçük köpek hayranı ve muhtemelen "bilim adamı" nda bırakması gereken kişiyim.
I should have told you, totally.
Sana da her şeyi anlatmalıydım.
Yes, I should have.
Evet, getirmeliydim.
Are you saying that I shouldn't adopt and I should keep trying to have my own baby?
Evlat edinmeyip kendi bebeğime hamile kalana kadar denemeliyim mi diyorsun?
Should I not have taken dating advice from David Spade?
David Spade'den ilişki tavsiyeleri almamalı mıyım artık?
I should have let her know.
Hata yaptım. Bilmesine izin vermeliydim.
At Coachella after you left. And I know I should have asked you first, ( groans ) but I didn't.
Önce sana sormam gerekirdi, biliyorum ama sormadım.
I should have shot your dick off.
- Sikini vurmalıydım asıl.
I should have spoken up.
Fikrimi söylemeliydim.
Should I keep going and have Ueno meet Nishimiya too?
masaya Ueno'yu istesem?
I'm not scared of these government goons, and you shouldn't be scared either, because when it comes to ending the wage gap, the only thing we should fear is our own complacency. So, if you have to arrest me, arrest me. Okay, let's go, let's go, come on.
korkmamız gereken tek şey bizim kendimizi beğenmişliğimiz eğer beni tutuklamak istiyorsan, tutukla tamam hadi gidelim hadi bırak onu erkek zorba erkekler için çalışmak nasıl hissettiriyor?
I should have a first draft in 6 months.
6 ay içinde ilk taslağı almalıyım.
I should have been doing this from the very beginning.
Başından beri bunu yapıyor olmalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]