Someone tradutor Turco
169,601 parallel translation
Reid told Castenada he was chasing someone.
Reid Castenada'ya birini takip ettiğini söylemiş.
Was someone else there?
Biri daha mı vardı?
And... someone else is definitely there.
Ve kesinlikle biri daha var.
Someone must've let him in.
Birisi ona izin vermiş olmalı.
Yes, I was really hoping someone would state the obvious!
Evet, biri gözümüzün önündeki şeyi söylese diyordum ben de.
- Best guess, someone hacked the network.
En iyi tahminim, birinin ağı hacklediği.
SHE COUGHS I know what it takes to kill someone.
Öldürmek için ne gerektiğini biliyordum.
Then someone else better stop them.
- O zaman başka daha iyi birileri onu durduracak.
That's why I need someone here to run interference.
O yüzden birinin işi bölmesi lazım.
And I need someone with experience in psychosexual drama, like that flamboyant boyfriend of yours.
Psikoseksüel drama konusunda deneyimli biri gerek. Şu senin süslü sevgilin gibi.
While I was asleep, someone broke in here and threw up in my mouth.
Ben uyurken birisi içeri girip ağzımın içine kusmuş.
Oh, no! Someone ate my turkey!
Birisi hindimi yemiş!
Right, I have someone here who can help you more than me.
Bu arada size benden daha çok yardım edebilecek birisi geldi.
That night, someone was at home.
O gece... Evde biri vardı.
Was someone there?
Biri mi vardı?
I thought there was someone else.
Başkasının olduğunu sanıyordum.
I did tell them about it, but someone made a mistake.
Onları tembihlemiştim fakat birisi hata yapmış.
It's a hassle to live with someone.
Biriyle yaşamak zor.
Someone over-caffeinated this morning.
Birisi yatağın ters tarafından kalkmış.
Reddington says he knows someone she worked with in the past who can vouch for me.
Reddington geçmişte çalıştığı, bana kefil olacak birisini tanıdığını söyledi.
If you already had someone inside, then why add me?
İçeride zaten adamın varsa, beni neden ekledin?
Spoken like someone who's still in the honeymoon phase.
Balayı evresinde olan biri gibi konuşuyorsun.
Should I send someone?
Birini göndermeli miyim?
I made a deal with someone else.
Bir başkasıyla anlaşma yaptım.
You want to kill someone the government's protecting. But you can't find them, so you had us find this list for you.
Hükümetin korumakta olduğu birini öldürmek istiyorsun, ama onları bulamazsın, bu yüzden bizim... senin için bu listeyi bulmamızı istedin.
- We met at the gym. - The gayest place to meet someone!
- Spor salonunda tanıştık.
There's someone you need to meet.
Tanışman gereken biri var.
Last month, we found out Margaret has a missing cellphone that someone's been trying to access.
Geçen ay, Margaret'in kayıp bir telefonu olduğunu öğrendik. Biri erişmeye çalışmış.
Since we don't have that, I just went for someone likeable.
Böyle birisi olmadığı için sadece sevimli, sempatik birinin yanına gittim.
We had someone in my office who had something very similar. And we took him over to Switzerland.
Ofisimizde buna benzer hastalığı olan biri vardı onu İsviçre'ye götürdük.
I gave it to someone.
Birine verdim.
Someone was irked.
- Birinin öfkeli hali bu.
Son of a bitch already had someone there.
Ama orospu çocuğu çoktan birini bulmuş.
Someone lost a single shoe.
Birisi ayakkabısının tekini kaybetmiş.
Could be an accident, someone's fallen over, the shoe's come off.
Bir kaza olabilir. Biri düşmüştür ; ayakkabısı da fırlamıştır.
Jacqueline, someone somewhere is missing a shoe and if I can bring that person and that shoe together, then I will have achieved that.
Jacqueline, birisi bir yerde bir ayakkabı kaybetti ve eğer o ayakkabı ve kişi birleşirse bunu başarmış olacağım.
You know, I-I might have no EQ, but I am more than capable of picking up when someone is trying to distance themselves from me.
- Lütfen Paige. EQ'm düşük olabilir ama birileri kendiyle arama mesafe koymaya çalışırsa onu gayet iyi anlarım.
I've never had anyone who cared about my emotional development before, someone who'd try different things to help me.
Hayatımda daha önce duygusal gelişimimi önemseyen biri olmadı bana yardım etmek için değişik şeyler deneyecek biri.
Fine, as someone with my ability wouldn't need that advantage anyway.
Öyle olsun, benim yeteneğimde biri için böyle bir avantaj gerekmezdi... -... zaten.
Now... someone is going to tell me where she went.
Şimdi... biriniz bana nereye gittiğini söyleyecek.
I think I know someone who can help.
Sanırım yardım edebilecek birini biliyorum.
I honestly didn't think it was possible for someone like her... not after all of these years.
Bunca yıl sonra onun gibi biri için... bunun mümkün olmadığını düşünüyordum.
It's confusing when you get close to someone like that.
Biriyle böylesine yakınlaşmak kafa karıştırıcı bir şeydir.
I don't think I've ever seen someone make a s'more inside before.
Sanırım önceden hiç evinin içinde ateşte marshmellow yapan görmemiştim.
Anytime you get a picture of her with someone, we might be getting one of her students.
Kadının biriyle fotoğrafını çekebileceğiniz herhangi bir zaman öğrencilerinden birini bulmuş olabiliriz. - Tamam.
But then someone came along, and they ran away.
Ama sonra biri geldi, onlar da kaçtı.
And realizing it leads to empathy, but empathy leads us to help others, to make sacrifices in our own life for the benefit of someone else.
Bunun farkına varmak empatiyi empati de başkalarına yardımcı olmamızı başkaları uğruna kendi hayatımızda fedakârlıklar yapmamızı sağlar.
Have you ever broken up with someone? Yeah.
- Hiç biriyle ayrılmış mıydın?
But I need someone more...
Ama bana daha...
Someone killed him.
Biri onu öldürdü.
Someone determined to start a war.
Savaş başlatmaya kararlı birisi.
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone like me 67
someone i can trust 22
someone's at the door 48
someone else 171
someone call an ambulance 31
someone to talk to 24
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone like me 67
someone i can trust 22
someone's at the door 48
someone else 171
someone call an ambulance 31
someone to talk to 24