The deal's off tradutor Turco
293 parallel translation
He wants you to make a deal with someone... who can pass himself off as the warden's go-between...
Kendini müdürün aracısı olarak tanıtıp... komisyonumuzu alacak biriyle anlaşma yapmanı...
Pindalest's part of the deal was to order you off the Reservation.
Pindalest onların bir kısmını rezervasyon için almak istiyor.
The deal's off.
- Ne?
The deal's off.
Anlaşma iptal oldu.
Deal or no deal, he's off the show.
Anlaşma olsun olmasın, programa çıkamaz.
Now let's deal'em off the top.
Üstten dağıtalım.
I'll sing Tenting Tonight a little off-key, and Sam can teach you how to deal off the bottom of the deck.
Ben "Tenting Tonight" şarkısını söylerim Sam'de size iskambil kağıtlarıyla hile yapmasını öğretir.
- Well, if he doesn't agree, the deal's off.
Kabul etmezse anlaşma biter.
- The deal's off.
Anlaşma biter mi?
The deal's off, you're dead.
Anlaşma biterse sen de bitersin.
If you say it's straight, the deal's off
Hep düzgün dersen anlaşma iptal.
The deal's off.
Anlaşma bitti.
- You heard him, Vince, the deal's off.
- Onu duydun Vince, anlaşma bitti.
The deal's off.
Anlaşma iptal edildi.
Now that they're just shaping up, you're gonna say, "Sorry, the deal's off"?
Şimdi, anlaşmayı iptal ettik mi diyeceksiniz?
If you start thinking, the deal's off.
Düşünmeye başlarsan, anlaşma bozulur.
There's been a great deal of talk about flying machines, although so far no one's been able to get more than a few feet off the ground.
Uçan makineler hakkında konuşulacak çok şey var. Ancak şu ana kadar hiç kimse yerin altına birkaç metreden fazla inmeyi başaramadı.
And what harm can it do if the deal's off anyway?
Üstelik anlaşma iptal edilirse ne zararı olacak?
The deal's off, so don't expect to get out of here alive.
Ama anlaşma sona erdi, buradan canlı çıkamayacaksın.
The deal's off.
Anlaşma iptal.
What does he think he's doing? Everybody's got to sign, or the deal is off.
Başkan, bize teminat vermiştiniz.
The deal's off!
Anlaşma bitti!
But if there are any more rats the deal's off.
Eğer daha çok fare çıkarsa, anlaşma sona erer.
I come to see you, tell you the deal's off.
Anlaşmanın bittiğini söylemeye geldim.
We give it a 500 % markup, so we sell it at 50 % off, give the customer the illusion he's getting a deal, and we still make a bundle.
Alış fiyatına yüzde beş yüz fiyat koyup, yüzde elli indirim yapıyoruz. Böylece ucuz olduğu izlenimini verip çok iyi para kazanıyoruz.
Frank! The deal's off.
Frank, anlaşma bitti.
The deal's off.
Anlaşma iptal olmuştur.
I know musky's the big deal fish in these waters but come with me off the coast of Virginia,
Musky " nin bu sulardaki büyük balıkçılık hikayesini biliyorum.
But you gotta have him back by Friday, midnight. Otherwise the deal is off.
Ama onu cuma gece yarısına kadar getirmezsen anlaşma bozulur.
The deal's off.
Çıkın.
As far as I'm concerned, the deal's off!
Şimdi sıra bana gelecek! Benim için bu anlaşma bitmiştir!
So, Mr. Orange... you're telling me that this good friend of mine... who did four years for my father... who, in four years, never made a deal, no matter what they offered him... you're telling me that now that he's free... and we're making good on our commitment to him... he's just gonna decide, out of the fucking blue... to rip us off?
Ve sen, Mr. Orange... kalkmış arkadaşım olan bu adam hakkında... babam için dört sene hapiste kalmış... dört sene boyunca önerdikleri hiçbir pazarlığa girmemiş... bu adam hakkında, tam şimdi serbest olduğunda... ve biz ona hakkını ödeyebildiğimiz bir zamanda... bize kazık atmaya ve yeryüzünden silmeye karar... verdiğini mi söylüyorsun?
Meet with Lennox, tell him the deal's off?
Lennox ile buluşup, anlaşmanın bozulduğunu söylesem?
If you're not comfortable with me, let's call the deal off.
Benden rahatsız olduysan, anlaşmayı bozalım.
The deal's off, Mr. Burns.
Anlaşma iptal Bay Burns.
The young prince's father, a ruined aristocrat, strikes a deal with a rich merchant, who's desperate to marry off his crippled daughter.
Prensin derbeder olan aristokrat babası,.. ... kötürüm kızını evlendirmek için her şeyi göze alan zengin bir tüccarla anlaşır.
The deal's off.
Anlaşma bitmiştir.
Bo said if you didn't open the locker, the deal's off.
Bo dolabı açmazsa anlaşma biter demişti.
Quit talking or the deal's off, ok?
Konuşmayı kes ya da anlaşmayı boz, tamam mı?
I'm warning you, one thing goes wrong and the whole deal's off.
Sizi uyarıyorum. Tek bir sorun çıkarsa anlaşmamız geçersiz olur.
Forget it, forget it. The deal's off.
Unut gitsin, boş ver.
So here's the deal. Zeus... Mr High and Mighty, Mr "Hey, You, Get Off Of My Cloud",... now he has...
Kendini beğenmiş Zeus'un küçücük...
So, Jerry, if my investors don't get Cubans, the whole deal's off.
Jerry, eğer yatırımcılarım Kübalıları almazsa, tüm anlaşma iptal olacak.
Choose a representative, or the deal's off!
Bir temsilci seç yada daha kötüsüne hazırlan
And that'd be a really good idea, because Calloway said if you're not back for Friday's press conference, the deal's off. If you would do that for me, Johnny, I'll buy you a rat farm.
Bu iyi fikir çünkü Calloway Cuma günü basın açıklamasına gelmezsen anlaşmanın yatacağını söyledi Benim için bunu yaparsan Johny sana bir fare çiftliği alırım.
Deal them, for Christ's sake, before you wear the spots off.
Tanrı aşkına dağıt artık şunları. Kartlar elinde eskiyecek.
Well, I guess the deal's off.
Sanırım anlamamız bozuldu
The deal's off!
Anlaşma yatar!
The deal's off.
Gitsek iyi olacak.
Yeah? The deal's off.
Evet ama anlaşma iptal.
The deal's off, buddy.
Anlaşma bitti dostum.
deal's off 49
off we go 156
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
offended 16
off we go 156
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
offended 16
officers 467
officially 347
offred 44
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
officially 347
offred 44
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
off you go 630