Under one condition tradutor Turco
150 parallel translation
I accept, but under one condition :
Kabul ediyorum, ama bir şartla.
But under one condition.
Ancak bir şartla.
Okay but under one condition.
O zaman bir şartım var.
Okay, under one condition.
- Çıkarırım ama bir şartla.
Under one condition... that I go with him.
Fakat tek bir şartla, Onun yanında olursam.
In fact... I'm prepared to agree to all of them under one condition.
Hatta, hepsini kabul ediyorum.
Only under one condition.
Tek bir şartla.
But the problem is... that switch will only work under one condition.
Fakat asanın sadece... tek bir koşulda çalışması bir problem.
So I'm gonna give you what you want, under one condition.
İstediğini tek bir şartla veririm.
Under one condition :
Ama bir şartla :
He offered to pay for the factory under one condition.
Fabrikanın parasını ödeyecekmiş, ama bir şartla.
You can cohost the party with me under one condition.
Bir şartla partide evsahibine yardımcı olabilirsin.
You may join us, old dear, under one condition... that you immediately drink two bottles of champagne... to catch up.
Sen de bize katılabilirsin, yalnız tek bir şartımız var. İki şişe şampanyayı derhâl içeceksin bize yetişmek için.
Well, I'm, uh... I'm going to resign under one condition, you see.
Ben bir şartla istifa edeceğim.
Under one condition.
Tek bir şartla.
The mouse goes, "OK, under one condition. Afterward, I get to fuck you up the ass."
Fare de demiş ki, "Pekala, ama tek şartla, çıkarttıktan sonra, seni becereceğim."
Under one condition.
- Ama bir şartım var. - Ne?
Those who wanted to go back to England they would send back under one condition :
İngiltere'ye dönmek isteyenler bir şartla geri yollanıyordu :
So he took care of all their expenses under one condition.
Yani tüm masrafları o üstlendi.
I'll put it this way : when they asked me to run for sheriff... they said they'd badge me only under one condition :
Bana şeriflik teklif ettiklerinde, rozetimi... tek bir koşulla vereceklerini söylediler. :
I will, but under one condition - you'll tell me about it as well.
Tamam ama bir şartla ; sen de bana anlatacaksın.
"l'll move in with you under one condition. " lt's gotta reflect my style. "
Dorothy'ye dedim ki "Bir şartla taşınırım, benim tarzımı yansıtmalı."
- Under one condition.
- Tek şartla.
- Ramon, I'm gonna let you go under one condition.
- Ramon, senin için durumu değiştiriyorum.
- He'll grant us this under one condition.
Bir şartla kabul edeceğini söyledi.
Under one condition.
Bir şartla.
You can go back into the field, under one condition.
Sahaya bir şartla dönebilirsin.
Under one condition.
Bu durumda.
I'll show you but under one condition.
Tek bir şartla gösteririm.
- Under one condition. - Fine. - We report that plane as soon as we can make a claim and we stay the hell away from it until then.
- O uçağı dava açabilecek duruma gelince rapor edeceğiz ve o zamana kadar ondan uzak duracağız.
- Under one condition.
- Tek bir şartla.
Jane, I'll forgive you under one condition... just leave me alone.
Jane, seni bir şartla affederim ; beni yalnız bırakırsan.
Only under one condition - you can never see the one you love again.
Tek bir şartla : Sevdiğin kişiyi bir daha asla göremezsin.
All right, but under one condition.
Tamam, ama bir şartla.
Uh, under one condition.
- Evet. Tek şartla.
Only under one condition.
Tamam. Yalnız bir şartım var.
Under one condition.
- Ama bir şartım var.
Under one condition
Tek bir şartla
- Alright, but under one condition.
- Tamam, ama bir şartla.
We'll turn ourselves and the girl in under one condition.
Kızı ve kendimizi bir şartla teslim ederiz.
Yeah, but under one condition.
Evet, ama bir şartla.
All right, under one condition.
Pekala. Ama bir şartla.
I'll go, but under one condition.
Giderim, ama bir şartla.
Under one condition :
Tek bir şartla :
- Under one condition :
- Tek bi şartla :
- Okay, cool. ... under one condition -
... ama bir şartla -
Okay, I'll make that call under one condition :
Tamam, bir şartla ararım :
Before you put a scalpel to one, an operation like this needs testing under every condition.
Böylesi bir ameliyat, hastaya neşter vurmadan önce pek çok deneme gerektirir.
Under one condition :
Bir şartla :
He was only willing to accept under the condition that his sister be transferred to our hospital here at Headquarters.
Kardeşini Karargah'taki hastaneye nakil etmemiz öne sürdüğü tek şarttı.
It's all yours under one condition.
Tek bir şartla hepsi senin.
one condition 63
condition 63
conditions 22
conditioning 76
conditioner 20
condition red 17
conditioned 26
under 290
understand 2529
underground 88
condition 63
conditions 22
conditioning 76
conditioner 20
condition red 17
conditioned 26
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
understood 2547
underneath 75
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
understanding 63
undercover 116
underwater 36
understood 2547
underneath 75
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23