Understood tradutor Turco
11,546 parallel translation
If you ever need a Swedish actress who speaks very good English, a little German, who can make herself understood in French and can only say "ti amo" in Italian, then I'll come and make a film with you.
İngilizce ve birazcık Almanca konuşmayı bilen bir de kendini Fransızca anlıyor gibi yapan ve İtalyanca'da yalnızca "ti amo" diyebilen İsveç bir yıldız arıyorsanız gelip birlikte bir film çekebiliriz.
Later on, I understood that she thought everyone should be fulfilled, by following their hearts, their passions, by being oneself.
Daha sonrasında herkesin yüreğini, tutkularını takip ederek, kendisi olarak kendini tatmin edecek şekilde kullanılması gerektiğini düşündüğünü anladım.
Understood.
Anlaşıldı.
Well, i would have understood.
- Pekala, bunu anlardım.
Understood?
- Anlaşıldı mı?
He never understood the true power of the mind.
Zekanın gerçek gücünü asla anlamadı o.
He... was determined... wanted to be important, but he understood that that... wasn't gonna happen if... if he was gay.
Önemli hissetmek istediğini kafasına koymuştu ama eşcinsel olursa bunun olmayacağını biliyordu.
I thought you understood that you can't go back.
Geri dönemezsin bunu anladığını sanıyordum.
Is that understood?
Anladın mı?
Understood.
Anladım.
I haven't understood a single word of this entire show.
Dizinin başından beri tek bir kelimesini anlamadım.
I never understood that.
Bunu hiç anlamam. - Ermeni ismi olduğundan eminim.
Like she understood.
Anlıyor gibiydi.
It will be given to man when the truth of the pages can be understood.
Sayfaların içerdiği gerçeği anlayabilecek hale geldiğinde bir insana verilir.
The Rosula never want it to be understood.
Rosula kimsenin anlamasını istemiyor.
Understood.
- Anlaşıldı.
Understood.
Anlaşıldı..
By evening you have understood the whole thing.
Akşam da size her şeyi anlattım.
Has everyone understood in the family, anyone left?
Ailede anlamayan kimse kaldı mı?
- Understood, sir.
Anladım efendim.
I was ready to love the whole fucking world. But no one understood me! Nobody!
Bütün dünyayı sevmeye hazırdım... ama kimse beni anlamadı!
Understood?
Anladın mı?
Understood, my lady.
- Anladım efendim.
Planets have ecosystems with definable patterns and rules that can be understood after enough...
Gezegenlerin tanınabilir yapıları olan ekosistemleri ve anlaşılabilir kuralları...
If you understood, I wouldn't be wasting my time explaining to you why I need access to those feeds.
Anlasaydın neden o görüntülere erişmek zorunda olduğumu açıklayarak vakit kaybediyor olmazdım.
And the thing that made her a good reporter was that she understood tenacity and compassion don't have to be mutually exclusive.
Ve onu iyi bir muhabir yapan şey azim ve tutkunun herkesçe paylaşılmak zorunda olmamasını anlamasıydı.
But earlier tonight, I witnessed a dying man eating a steak and singing a song and I understood,
Ama bu akşamın daha erken saatlerinde ölüyor olan bir adamın et yiyip şarkı söylemesine tanık oldum ve o an anladım.
Your father understood protecting assets was more important than flaunting them.
Baban kaynaklarını korumanın, onlarla hava atmaktan daha önemli olduğunu anlamıştı.
He understood blood lust.
Kana susamışlığı anlardı.
Understood?
Anladım?
Is that understood?
Anlaşıldı mı?
Ant-Man understood and now the rest of us do, too.
Karınca Adam anlamıştı ve artık geriye kalanlarımız da anladı.
You have never understood.
Hiç anlamadın zaten.
Stevie never really understood that.
Stevie kesinlikle bunu anlamadı.
We have never really understood your relationship.
İlişkinizi hiç anlamıyorduk.
And the sad part is, that's when I finally understood him for the first time.
Üzücü olansa onu nihayet anlayabildiğim ilk an oydu.
- Understood?
- Anlaşıldı mı?
- Understood.
- Anlaşıldı.
It was understood that an annulment was the only way...
Ayrılmanızın tek çare olduğunu kabul ettik.
Everything is understood between us.
Konuşmadan anlaşabiliyoruz.
You understood my point.
- Tamam. Mevzuyu anlamışsın.
I had a vision. I thought I understood what it meant, but maybe I was wrong.
Ne anlama geldiğini anladığımı sanmıştım ama belki de yanılmışımdır.
But I wish to be understood.
Ama keşke anlaşılabilseydim.
I believe it was the first time he experienced the ability to compel, and when he understood what he did, he did not come and undo it.
Sanırım zorlama yeteneğini tecrübe ettiği ilk seferdi ve yaptığı şeyi anlayınca gelip düzeltmedi.
Okay, I've never understood why you disliked him so much, but now I know it's because he knew what you'd done.
Ondan neden bu kadar haz etmediğini anlamıyordum ama artık neler yaptığını bildiği için olduğunu biliyorum.
We're on the same boat now, understood?
Artık aynı teknedeyiz. Anladın mı?
The only thing I never understood was... why?
Hiçbir zaman anlayamadığım tek şey... "Neden?"
Understood, Doctor.
Anlaşıldı doktor.
They understood us just fine.
Bizi iyi anladılar.
Understood.
Anlaşıldı
Understood?
- Evet.
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
underpants 29
underwood 165
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
underpants 29
underwood 165