We'll go out tradutor Turco
1,101 parallel translation
I'd like to talk to my wife. So maybe you'd go out on the beach for a bit and then we'll call you.
Birkaç dakika karımla görüşmek istiyorum, bu durumda belki bir süre plaja gidip dolaşman iyi olur ve sonra seni çağırırız, tamam mı?
Let me go get him. We'll straighten this thing out, all right?
Gidip getireyim ve bu meseleyi burada halledelim, tamam mı?
I'll pick you up after work tomorrow and we'll go out to eat.
Yarın işten sonra seni ararım ve yemeğe çıkarız.
We'll go out and have a good dinner.
Yemeğe çıkacağız.
Open your door and you step out real easy, and we'll go get my boy.
Kapıyı aç ve yavaşça çık. Sonra gidip oğlumu alacağız.
I can--I'll help you clean... and we can go out together... and maybe you could buy me some regular clothes.
Yardım--Temizlikte yardım ederim... birlikte dışarı çıkabiliriz... ve belki de bana normal kıyafetler alırsın.
We'll go out together.
Birlikte çıkalım.
We'll go out.
Dışarı çıkacağız.
One night, George, just you and I together, we'll go out and have a couple of jars.
Bir gece, George, sadece senle ben birlikte, dışarı çıkıp, bir kaç kadeh atarız.
I'll go upstairs, see if I can find out where we are.
İkinci kata çıkıp nerede olduğumuza bakacağım.
We'll go out bouncing.
Eğlenmeye gidiyoruz.
- We'll go out dancing'.
- Dansa gideceğiz.
I'll bring food back and we'll eat in or go out to a restaurant if you like.
Gelirken yemek getiririm ve evde yeriz ya da yemeğe çıkarız istersen.
If they discover we're leaving, they'll go all out to destroy us.
Ayrıldığımız anlarlarsa, bizi yıkmak için çıkacaklar.
Look, why don't you just fill out the necessary forms... and we'll see if- -
Bakın neden gerekli formları doldurmuyorsunuz... böylece uygun olup olmadığınız gö...
We'll get lost if we go out in the desert.
- Çölden gidersek kayboluruz ama.
Listen, if you can stay for a while, we'll go out and have a drink, Okay?
Dinle, biraz bekleyebilirsen, beraber çıkıp bir şeyler içeriz, Tamam mı?
Why not. Until they figure out who did, we'll go to jail.
Kimin yaptığını bulana kadar, bizi hapiste tutarlar.
Listen, if he's not back here by eleven o'clock... we'll go out and meet him, ok?
Saat 11'e kadar gelmezse onu bulmaya gideriz, tamam mı?
Look, we could both use some air, so why don't you get into some clothes and we'll go out and hunt up the kids?
Bak, biraz temiz hava alalım. Neden üzerimize bir şeyler giyip dışarıda çocukları bulmuyoruz?
We'll check it out, then go cut it up.
Kontrol edelim sonra ben işi hallederim.
We'll go out and watch you tonight.
Bu gece gidip bakacağız.
We'll go step by step and cut off every bulkhead and vent until we have it cornered, then we'll blow it the fuck out into space.
Adım adım ilerleyecek ve her bölümü ve her deliği köşeye sıkışana kadar kapatacağız, sonra da uzaya savuracağız.
We'll go check it out.
Biz kontrol ederiz.
I'll get you straightened out when we go away.
Seyahate gittiğimizde seni forma sokarım.
Listen... why don't I call Eccheverria and we'll all go out and have some dinner?
Bak... neden Eccheverria ile birlikte çıkıp bir yerlerde yemek yemiyoruz?
– We'll have to go out on tauntauns.
– Ben de tauntaun'la giderim.
We'll go up to my bank and take out my money and we'll buy some new clothes, okay?
Şimdi bankama gidip, paramı çekeceğiz... ve yeni giysiler alacağız, tamam mı?
Why don't you get in the car we'll go and check out the local cuisine.
- Neden arabaya binmiyorsun? Yöresel yemeklerin tadına bakalım.
Why don't you both mosey to the truck... get on, we'll get out, and won't get into trouble. Let go of me, Charlotte.
Her neyse, neden başımız belaya girmeden, ikiniz kamyona doğru gitmiyorsunuz?
I'll go with He San to look for him maybe we could find out something from him
He San ile gidip onu arayacağız Belki ondan bişeyler öğrenebiliriz
You stay here, I'll get your clothes, and when I come back, we'll go out and have a drink, OK?
Burada kalıyorsun, ben kıyafetlerini alacağım ve geri döndüğümde bir şeyler içmeye gideceğiz, tamam mı?
If you could find time in your busy social schedule to put on some fancy duds, we'll go out on the town and celebrate, just the two of us.
Eğer yoğun sosyal yaşamında fırsat bulur da işe yaramaz biriyle vakit geçirmek istersen, şehire gider bunu kutlarız, olur mu? Sadece ikimiz.
In London, we'll go out every night.
Londra'da her gece dışarı çıkacağız.
Get up and we'll go out.
Kalk dışarı çıkalım.
We'll instruct them to go after you if you don't come out.
2 saat süre tanıyacağız. O zamana kadar çıkmazsanız, biz içeri girip sizi arayacağız.
Go along with it. We'll get out of here next time we come to a side street.
Devam edin, caddenin sonuna geldiğimizde buradan çıkacağız.
Well, maybe it'll clear out as we go along.
Belki ilerledikçe yol biraz açılır.
SCHECKTER : We'll go back to the mine, clean out the rest of those workers.
Biz de madene dönüp kalan işçileri temizleyelim.
Tomorrow, we'll go out, we'll hang out.
Birlikte çıkar, takılırız. Tamam mı?
We'll go out there as even as we can get.
Sayıca eşit gibiyiz.
Let's go anyway, we'll find out.
Nasıl olsa her şeyi anlayacağız.
We'll go out.
Dışarı çıkarız.
We'll go out for dinner.
Akşam yemeği için dışarı çıkalım.
If he's at the front door, we'll go out the back door, since he can't be at two places at one time, right?
Ön kapıdaysa arka kapıdan çıkarız aynı anda iki yerde birden olamaz tamam mı?
Listen, if we all go out together, they'll blast all four of us.
Dinleyin... Eğer beraber burda kalırsak, buraya ateş açacaklar.
So Saturday night we'll go out, we'll have a good time.
Cumartesi gecesi... çıkacağız ve eğleneceğiz.
Go down to the lumberyard pick yourself out a really good piece of wood... -... and we'll work on it together. - All right.
Keresteciye git kendine güzel bir odun parçası seç ve birlikte yapalım.
When we go down on the ground, i'll ring the alarm, and everyone get the hell out of this bird and get as far away as you can.
Yere indiğimiz anda, alarmı çalacağım ve herkes bu uçaktan olabildiğince hızla atlayıp uzaklaşacak.
But if you go out that door and don't come back in, we'll know you didn't.
Eğer o kapıdan çıkar ve tekrar geri gelmezsen, anlayacağız ki, yapmadın.
In case you see anything you don't like. We'll go out the back.
Hoşuna gitmeyen bir şeyler görürsen, arka taraftan çıkarız.
we'll go together 86
we'll go there 16
we'll go tomorrow 17
we'll go 192
we'll go home 34
we'll go with you 17
we'll go away 19
we'll go now 16
go outside 136
go out with me 17
we'll go there 16
we'll go tomorrow 17
we'll go 192
we'll go home 34
we'll go with you 17
we'll go away 19
we'll go now 16
go outside 136
go out with me 17
go out 166
go out there 32
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
go out there 32
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
outside of work 17
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16
out loud 97
outside of work 17
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55
out of my house 22
out of time 18
out of love 16