We will find you tradutor Turco
677 parallel translation
Stay with us and we will find you a good marriage partner
Siz buradayken size çok iyi bakacağız ve size münasip bir erkek bulacağız.
We will find your Potty! And then you will surrender to me!
Potty'nizi biz bulacağız ve siz bana teslim olacaksınız.
We will find you a shrubbery.
Size bir bahçe çiti bulacağız.
BURKE : We will find you.
Sizi arayıp buluruz.
"We will find our home and you will forget all about Waq Waq"
"Evimizi bulacağız ve sen Wak Wak'la ilgili her şeyi unutacaksın"
We'll go now while they're still asleep... and in the morning, when they find their guns... you and I and Boy will be gone.
Onlar uyurken gidelim. Sabaha onlar silahlarını bulduklarında... sen, ben ve Oğlan gitmiş oluruz.
You will find someone there whom we thought was the djinni of the pool.
Havuzun cini sandığımız kişiye rastlayacaksın.
How will we find you?
Seni nasıl bulacağız?
- You will be if we don't find Bailey.
- Bailey'i bulamazsak öyle olacak.
Joe will find you at the station when we have word.
Haber geldiğinde Joe seni benzin istasyonunda bulur.
He will find we are treating you very well.
Size ne kadar iyi davrandığımızı görecek.
We will show you just a small part, nonetheless you will find traces of the love for life the patience and the never-ending hope that are the Gold of Naples.
Biz size yalnızca küçük bir kısmını göstereceğiz ; ama siz yine de Napoli Altını denen ömür boyu süren sevginin, sabrın ve tükenmeyen umudun izlerini görebileceksiniz.
You'll see, Anders will soon get that thought out of his head and we'll easily find the right girl, who will...
Göreceksin, Anders yakında bu düşüncesinden vazgeçecek ve... kolayca doğru kızı bulacak.
we will find a star that you can always keep.
tutabileceğin bir yıldız bulacağız.
We'd better find shelter or you two will freeze.
Barınacak bir yer bulmalıyız, yoksa ikiniz donarsınız.
If any of you think that the Congo that you'll find today in 1930... is anything like the Congo that we found when we went there 20 years ago... you will be mistaken.
Eğer bugün, 1930'da, Kongo'nun bizim 20 yıl önce gittiğimizdeki... gibi bir yer olduğunu düşünüyorsanız... yanılıryorsunuz.
We will find some hidden place where you are not known.
Bulunamayacağın gizli bir yer bulacağız.
If we can find the cause of that attack you will be cured once and for all.
Krizin sebebini bulabilirsek tamamen iyileşeceksin.
Perhaps if we took the bottle somewhere else where they will not find you.
Belki de siseyi alip baska bir yere gitsek, bizi bulamayacaklari bir yere.
But not so fast as we do, you will find.
Ama bizim kadar değil. Göreceksiniz.
In the event we find ourselves welcome, you will discover that these savages have absolutely no conception of ordinary morality.
Sonuçta bir karşılama yapacaklar, göreceğiniz üzere, bu vahşilerin kesinlikle hiç bir normal ahlak kavramları yok.
If you can't find your way around, how will we ever?
Siz evde yolunuzu bulamıyorsanız, biz nasıl bulacağız?
And you will never find one good reason why we should ever begin destroying everything again.
Her şeyi tekrar yıkmaya başlamamız için bir neden bulamazsınız.
Barbara, I give you my word that until we find the girls, we will not leave this place.
Barbara, sana söz veriyorum kızları bulana kadar, burayı terk etmeyeceğiz.
Do you think we will find my friends there?
Arkadaşlarımı bulacağız, değil mi?
We'll tell him to hide and you and I will find a way out of London.
O saklanırken biz de Londra'dan dışarı çıkmanın bir yolunu ararız.
Ah. Now if you'll open the door, you will find we're back in our own little garden.
Şimdi kapıyı açarsan şirin bahçemize döndüğümüzü göreceksin.
If you go out into the world for a time, knowing what we expect of you... ... you will find out if you can expect it of yourself.
Senden ne beklediğimizi bilerek bir süre dış dünyaya çıkarsan onu kendinin de bekleyip bekleyemeyeceğini anlarsın.
Where will we find another dishwasher like you?
Senin gibi bulaşıkçı bir daha nereden bulacağız?
No, Captain, we will find the major, and you will surrender to me!
Hayır yüzbaşı. Binbaşıyı biz bulacağız ve sen bana teslim olacaksın.
I know you will find her millions irresistible, but just remember, we're partners.
Onun milyonlarını çekici bulacağını biliyorum fakat, ortak olduğumuzu unutma.
If you can't find him, we have people who will.
Eğer sen onu bulamazsan, bu işi yapacak adamlarımız var.
Will you take us where we can find the others?
- Onları bulmaya götürecek misin?
We will find a place for you, if you wish it.
İstersen sana bir yer de bulabiliriz.
You will find out when we attack.
Saldırıya geçtiğimizde görürsünüz.
If we can help you, you will find us in Rio dos Mortes.
Eğer yardımımız olabilirse, bizi "Rio dos Mortes" de bulabilirsin.
But how will we find you?
Peki, ben orayı nasıl bulacağım?
You are not wanted here. Until we find Captain Kirk, we will not leave.
Kaptan Kirk'ü bulmadan buradan ayrılmayacağız.
No, if you allow me, I will try to find a quiet corner here and where we shall wait for the Cardinal.
Hayır, eğer bana izin verirsen, burada sesiz bir köşe bulup kardinali bekliyeceğim.
Exactly as we hope you our dear audience, will find it here at Black Night.
İşte sevgili seyirciler.... umut ederiz ki bütün bunları burada, Kara Gece Kulübünde bulacaksınız.
But before we make a... let's say bargains, we must find out what you know then we will see
Öncelikle bir... pazarlık diyelim, pazarlık yapmadan önce ne bildiğini bir görelim sonrasına bakarız.
Do you think we will ever find where that strength comes from?
Sence bu gücün nereden geldiğini bulabilecek miyiz?
As we approach the seventh millennium of time, the human race at last will find peace, thanks to you.
Yedinci milenyuma yaklaştığımız bir zamanda insan ırkı, sonunda barış içinde yaşayacak. - Hepinize teşekkür ederim.
As we approach the seventh millennium of time, the human race at last will find peace, thanks to you.
Zamanın 7. Milenyumuna yaklaşırken... İnsanlık ırkı en sonunda barışı bulacak, sizlere teşekkürler.
Paul, I promise you, we will find a way to clear that hatch.
Paul, Sana söz veriyorum, kaçış kapağını Halletmenin bir yolunu bulacağız.
Then you'll bring those leaves to my study and we will count them and if I find one leaf more or less, I will thrash you, Morlar.
Sonra o yaprakları bana getireceksin ve sayacağız eğer tek bir yaprak bile eksik ya da fazla çıkarsa seni geberteceğim Morlar.
We will find him, however. I can assure you of that.
Ancak sizi temin ederim ki, biz yine de onu bulacağız.
I'll get the chef and some of the biggest lads I can find and Wankers United will bring you down here and, together collectively we'll duff you up.
Şefi ve bulabildiğim en iri yarı delikanlılardan bazılarını yanıma alırım biz, "bir araya gelmiş otuzbirciler" seni buraya getiririz ve birlikte elbirliğiyle senin ağzına sıçarız.
When they open the will and when you find out what is your part, then come to me so that we make a deal.
Vasiyeti açtıklarında ve sende payını aldıktan sonra, bana gel ve biz de bir anlaşma yapalım.
What do you have to go with this? We will find something.
Bunun yanına ne vereceksin?
We have no copy of The Oxford Book of English Prose in stock... but will try to find one for you.
Elimizde Oxford'un İngiliz Nesri Kitabı'nın bir nüshası yok. Ama sizin için bulmaya çalışacağız.
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will talk 25
we will return 17
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will go 22
we will talk 25
we will return 17