We will not tradutor Turco
4,725 parallel translation
We will not stop until you drink it all.
Hepsini içene kadar durmak yok!
Only we will not go down without a fight.
Ama direnmeden pes etmeyeceğiz.
And we will not let our fears, our self-absorption prevent us from seeing it through.
Kendimizi korkularımıza kaptıramayız, bunu içimizde hissetmek bizi doğruyu görmekten alı koyar.
Our tradition is anything other than the champion trophy we will not bring home.
Düsturumuz şampiyonluk kupası dışındaki bir şeyle eve dönmemek.
This Clash of the Titans right here is something we will not want to miss.
Bu Titanların Çarpışmasını kaçırmak istemezsiniz.
We will not let them use you.
Sizi kullanmalarına izin vermeyeceğiz.
But we will not let him.
Fakat ona izin vermeyeceğiz.
Neal, we will not let her get away with this, but you need to tell me everything.
Neal, bunun onun yanına kâr kalmasına izin vermeyeceğiz ama bana her şeyi anlatman gerekiyor.
And we will not stop looking, even if it kills us.
Ölümümüze sebep olsa bile.
We will not spend the rest of our lives with a return address of BlueMore.
Hayatımızın geri kalanını iade adresimiz BlueMore olarak geçirmeyeceğiz.
And we will not rest until justice is served.
Adalet yerini bulana kadar dinlenmeyeceğiz.
We cannot... we will not...
Yapamayız... ve yapmayacağız...
And make no mistake... we will not turn the other cheek.
Bu sefer hata yapmak yok diğer yanağımızı çevirmeyeceğiz.
We will not succeed until we stop animal agriculture.
Biz başarılı olmaz Biz hayvan tarımı durdurana kadar.
And by "succeed," Imean wewill not save ecosystems tothe extent necessary wewill not have enough food forpeople around the planet we will not stop global warming wewill not stop pollution in the dead zones that run off all the fields ofcorn and soy that are grownto feed livestock and we will not stop the hunting ofwolves and otherpredators.
Ve "başarılı" demek Biz ekosistemlerin tasarruf olmaz gerekli olduğu ölçüde Yeterince yiyecek olmaz gezegenin etrafında insanlar için Küresel ısınmayı durdurmak olmaz Biz kirliliği durmayacak kaçıp ölü bölgelerde... mısır ve soya... tüm alanları Bu çiftlik hayvanlarını beslemek için yetiştirilen Ve biz avcılık durmayacak kurt ve diğer yırtıcı.
- No. We will not.
- Hayır, ölmeyeceğiz.
We had our chance. We will not have another.
Elimize geçen fırsatı kullandık.
It is not likely that they will waste their time upon our note... to know from whence we are.
böyle bi durumda vakitlerini
We have all heard the very sad news that some of our Selfridge men... will not be coming home.
Bazı Selfridge adamlarının geri dönmeyeceğine dair üzücü haberler aldık.
We will see it one day, whether we like it or not.
İstesek de istemesek de bir gün bunu göreceğiz.
And we will undertake to guarantee..... that Britain and France will not attack Germany in return.
Ve karşılığında da Britanya ve Fransa'nın Almanya'ya saldırmayacağını garanti edeceğiz.
- We have not seen each other and will not again.
- Görüşmedik ve bir daha hiç görüşmeyeceğiz.
We're not arresting you at this time but if you do not comply, then we will be forced to arrest you.
Sizi şu anda tutuklamıyoruz ama eğer eşlik etmezseniz sizi tutuklamak zorunda kalacağız.
I will not be pretentious, but we bought good stocks cheap... 128
İddialı olmak istemem ama sağlam kağıtları ucuza kapattık...
We're live from STAR Labs, despite inclement weather that will only get worse... torrential not affect...
Ben Linda Park, kötüleşen soğuk havaya rağmen Star Laboratuvarları'nın dışında canlı yayındayız.
We had a setback, but it will not hold us back.
Aksilikler yaşamış olabiliriz ama, bu bizi durdurmayacaktır.
We can not arrest Him openly or his supporters will run wild.
Onu alenen tutuklayıp cemaatini vahşileştiremeyiz.
As your counsel, I will encourage you not to speak to the press until we have more information.
Avukatınız olarak, elimizde daha fazla bilgi olana dek size basınla konuşmamayı ciddi bir şekilde öneriyorum.
We're going to show the world that people of this city... will not back down to terrorists.
Tüm dünyaya bu büyük şehrin insanlarının teröristlere boyun eğmediğini göstereceğiz.
Will this affect soccer? We did, in fact, receive a letter an hour after the incident including details not known to the public about the brand of Garrett's underwear.
Aslında olaydan bir saat sonra Garrett'in iç çamaşırı markası hakkında halka duyurmayacağımız detaylardan bahseden bir mektup aldık.
And if we leave because Blackbeard's in his grave, we never will, not until they've spilled English blood.
Üstelik Karasakal ölecek diye ayrılacak olursak İngiliz kanı dökülene kadar da bilemeyeceğiz.
I'm not putting Will on the air to say something bad may have happened in Boston, but we're not sure what.
Boston'da kötü bir şey olmuş olabilir ama ne olmuş bilmiyoruz demesi için Will'i yayına çıkartamam.
Will, earlier today, we were able to find a 20-year-old man whom we'll call Joe, but as you mentioned in your intro, that's not his real name.
- Will, bugün 20 yaşında adına Joe diyeceğimiz birini bulduk. Ama senin de girişte bahsettiğin gibi bu onun gerçek adı değil.
And if our experiments continue to prove successful, we will soon propose to you, gentlemen, that we are not of all the same blood, but, in fact, of three distinct bloods.
Eğer ki deneylerimiz başarılı çıkmaya devam ederse kısa sürede sizlere de, baylar hepimizin aynı kandan olmadığımızı hatta üç farklı kan grubunun varolduğunu sunacağız.
Well, the Blawker will not rest until we get the real story!
Gerçek hikayeyi öğrenene kadar Blawker uyumayacak.
Result, we had a deadline to finish this thing. If you tell 60,000 people that they will hear it... Do not You Worry Child then you should finish it.
Böylece o parçayı bitirmeyi garantilemiş olduk,... çünkü 60 bin insana "Don't You Worry Child" ı... duyacaklarını söyleyip sonra da yetiştirmemek biraz sıkardı.
You never know. Then we are older. Hopefully we will meet each other in Ibiza... whether we drink a glass of wine together and talk about it, or not.
O zaman yaşlanmış olacağız ve umuyorum ki,... İbiza'da buluşacağız ya da bir bardak şarap içeceğiz falan,... ve bunları konuşacağız.
Do not stray from them, and we will come out of this stronger than ever.
Bu konuların dışına çıkmayın ve bu sefer her zamankinden daha güçlü ortaya çıkacağız.
We are not equals, nor will we ever be.
Seninle eşit değiliz ve asla da olmayacağız.
Now, until Roman's need is unbearable, he will not accept what we show him.
Roman, ihtiyacı dayanılmaz hale gelmeden ona gösterdiğimiz şeyi kabul etmez.
Mr. Liao, diplomatic immunity will not stop a bullet if we fire on you.
Bay Liao, diplomatik dokunulmazlığınız size sıktığımız kurşunu durduramaz. Silahınızı indirin.
Dunbar does not strike me as the sort of person who will put on the brakes, even if we admit all of this.
Dunbar bana geri basan biriymiş gibi gelmedi hiç bütün bunları kabul etsek bile.
Do not move, or we will fire on you!
Hareket etme, yoksa ateş ederiz!
We've got our exam, and I will not be late this time.
Bizim bir sınavımız var ve bu sefer gecikmeyeceğiz.
Vanchat will talk, and rest assured, when he does, not a single stone will be left unturned until we take down Centipede.
Vanchat konuşacaktır ve müsterih olun, konuştuğu zaman "Çıyan" da altına bakılmadık taş bırakılmayacak.
This may not be the future we envisioned, but it will be ours to fashion as we wish.
Özgörülen gerçek bu olmayabilir, ama biz ne dilersek o olacak.
This may not be the future we envisioned, but it will be ours to fashion as we wish.
Planladığımız gelecek bu olmayabilir ama istediğimiz gibi şekillendirebiliriz.
This ilaria problem will not go away, and I have no idea how much time we have left.
Başımızdaki Ilaria belası hiçbir yere gitmeyecek ve ne kadar zamanımızın kaldığını bilmiyorum.
However, now here we are, poised on the brink of a new era which will benefit not only your home but your child, and you go behind my back to conspire with wolves.
Fakat gel gelelim ki, yeni bir dönemin başlamasının tam da eşiğindeyken sadece evimizi değil aynı zamanda çocuğuna da yarar sağlayacakken sen de tutup arkamdan kurtlarla komplo kuruyorsun.
The city's inhabitants will not adhere to this agreement. We have a message from Marcel Gerard.
Şehir sakinleri bu anlaşmaya bağlı kalmayacaklardır.
Come morning, they will know that we are not cowards.
Sabah geldiklerinde korkak olmadığımızı görecekler!
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will talk 25
we will go 22
we will return 17
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will be there 18
we will win 17
we will see 58
we will talk 25
we will go 22
we will return 17
we will find her 40
we will survive 18
we will help you 23
we will protect you 16
we will die 29
we will find you 29
we will be 54
we will kill you 16
we will see about that 16
we will find it 20
we will survive 18
we will help you 23
we will protect you 16
we will die 29
we will find you 29
we will be 54
we will kill you 16
we will see about that 16
we will find it 20
we will find them 26
we will be fine 16
we will find him 53
we will make no distinction 28
will not 29
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
we will be fine 16
we will find him 53
we will make no distinction 28
will not 29
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notes 105
notebook 23
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
notebook 23
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47