English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / We will talk

We will talk tradutor Turco

727 parallel translation
We will talk about this later!
Bununla alakalı sonra konuşacağız!
That is not what we will talk about.
Konuşacağımız şey bu değil.
- We will talk of this later, Amara.
- Bunu sonra konuşuruz Amara. - Hayır!
We will talk of this by ourselves.
Bunu kendi aramızda konuşuruz.
In the quiet of the nights we will talk of them a little.
Sessiz gecelerde onlarda bahsederiz.
We will talk about something else, huh?
Başka bir konu hakında konuşabilirmiyiz.?
We will talk about it tomorrow.
Yarın konuşuruz.
We will talk of them when the paper is signed.
Belge imzalandığında onlarla konuşacağım.
Yes, we will talk tomorrow.
Tamam, yarın konuşuruz.
We will talk and play together later, Maximus.
Biraz sohbet edip sonra beraber çalarız, Maximus.
I will vote and then we will talk.
Oy'umu kullanayım, sonra konuşuruz.
Rest, we will talk.
Dinlen, konuşuruz.
I promise you that we will talk about that on Easter.
Sözüm söz, Paskalya'da bunu konuşacağız.
We will talk. But, I warn you, speak plainly.
Konuşacağız ; ama sizi uyarıyorum, açık konuşun.
We will talk tonight over dinner.
Akşam yemekten sonra konuşuruz.
We will talk further-Yen Chu-hung.
Yen Chu-hung'tan bahsedeceğiz.
We will talk later.
Bunu sonra konuşuruz.
- We will talk later! - Harry, we must talk! - We will talk later!
- Sonra konuşuruz!
- Meyer, we will talk.
- Konuşacağız Meyer.
We will talk again, miss Clayton.
Yine konuşuruz. Bayan Clayton.
We will talk.
Konuşalım.
Then we will talk of your going.
Sonra gidişinizi konuşuruz.
We will talk about it tonight when I get home, all right?
Bu akşam eve geldiğimde konuşuruz, tamam mı?
Well, the air will do you good, and we can talk things over?
Açık hava sana iyi gelir, biraz da laflarız.
We're silent as the grave No one will talk
Biz ser verir sır vermeyiz. Kimse konuşmaz.
Will we talk about the black bird?
Siyah kus hakkinda mi konusacagiz?
Tomorrow we will have a little talk about your paper.
Yarın senin kağıdınla ilgili küçük bir konuşma yapacağız.
We'll talk later. Mrs. Carmody will bring you something.
Bayan Carmody size bir şeyler getirecek.
I should like very much to talk to you, but these women... come, let us go to the veranda where we will not be disturbed.
Şu kadınlardan kurtulursak, sizinle konuşacaklarım var. Verandaya çıkalım.
Nor will it move, nor will anything move until we have finished our little talk.
Ne o, ne de başka bir şey hareket etmeyecek taki biz konuşmamızı bitirene dek.
But what we're creating tonight, the world will talk of tomorrow.
Ama bu gece burada sunduklarımızı yarın bütün dünya konuşacak.
Will you come into the study where we may talk?
Çalışma odasında konuşalım mı?
Will you give me your word not to fire while we talk?
Konuşurken ateş etmeyeceğinize söz verir misiniz?
- If you will, we should talk about it just for a minute.
- İsterseniz, bunu bir dakikalığına konuşalım.
It is only talk if we don't find someone who will sell us what we want.
- Bu çok iyi. - Bunlar laf. Bize bunları satacak birini bulmadıkça bunlar boş laf.
I will talk to Antonio and we will see.
Antonio'yla konuşuyum, görüşürüz.
We're on the eve of a day... ... that people will talk about long after we're dead and gone.
Öyle bir günün arifesindeyiz ki biz öldükten uzun süre sonra bile insanlar bundan bahsedecek.
Even if we keep quiet... the neighbors will talk.
Biz bir şey söylemesek bile... komşuları söyleyecektir.
We will spare the audience the pages of dreary small talk, and get to the heart of the matter by the simple use of the device I'vejust explained, the dissolve.
Seyirciyi sayfalar dolusu konuşmalarla sıkmadan sözünü ettiğim bindirme tekniğini kullanıp sadede gelebiliriz.
Jean-Luc Tapon will talk to you about'The Underwater Trumpet', and finally we will begin with a book by Professor Cuthbert Calculus, published by Robert Laffont, 'The Hungry World'.
Jean-Luc Tapon, sizlere Deniz Altındaki Trompet'den söz edecek, ve son olarak, Profesör Tryphon Tournesol'un Robert Laffont tarafından yayımlanan Aç Dünya adlı kitabıyla başlayacağız.
I thought we could talk a bit more... and then the time will be right.
Biraz daha konuşursak olacak gibi gelmişti bana.
You know, General, we have drugs that will make you talk.
Biliyorsunuz general, sizi konuşturacak ilaçlarımız var.
My boys will spring Kirk, and then we'll talk about giving me a hand.
Adamlarım Kirk'i kurtaracaklar ve sonra da bana yardım edersiniz.
And also Master Fang has promised her not to... get involved in the martial world affairs. If we talk to him at his home, Mrs. Fang will surely oppose.
ilgili meselelere karışmamak için eşine söz vermiş umarım Bayan Fang bu düşüncesinde ısrar etmez.
We will have time to talk.
Sen istersen düşün, benim vaktim var.
Later we will have much time to talk about it.
Daha sonra bunu tartışamaya çok vaktimiz olacak.
We will not talk anymore.
Bu konuyu konuşmayalım.
We have studied reports on a hundred more, and only on Earth is there any talk of free will.
Yüzlerce rapor hazırladık ve sadece Dünya'da özgür irade diye bir kavram var.
You understand, if we execute him, all the newspapers, TV stations and radios will talk about his seven kids.
Eğer onu idam edersek Gazeteler televizyon Radyolar adamın yedi çocuğundan bahsedecek
I hope you will come to visit me again, so that we can talk.
Umarım bunu bana daha fazla söylersin, böylece konuşabiliriz.
We will never talk again
Bir daha asla konuşmayacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]