When you're finished tradutor Turco
410 parallel translation
And say, when you're finished with this tour, you're coming to live with us.
Turnen bitince bizimle yaşayacaksın.
Tell the caddy master to put it in my bag when you're finished.
İşiniz bittiğinde, görevliye onu çantama koymasını söyleyin.
You can call me when you're finished, Mrs. Crosbie.
Bitirdiğiniz zaman beni çağırabilirsiniz Bayan Crosbie.
Later, when you're finished with doctors and such.
Doktorlar evden ayağını çektikten sonra gelirim.
I almost forgot, when you're finished, will you take an extra horse... and go six miles out the Del Rio Pike and pick up Hank?
Az daha unutuyordum, işin bitince, yanına bir at daha alıp... Del Rio sınırına doğru 10 km gidip Hank'i alır mısın?
I want to talk to you. Perhaps when you're finished in here, you'd come into the garden.
İşin bitince bahçeye gelirsin belki.
May I borrow your mirror when you're finished with it?
İşin bittiğinde aynanı ödünç alabilir miyim?
I'll tell you when we're finished.
Ne zaman biteriz size söyleyeceğim.
Lock him up when you're finished.
İşin bitince kapıyı tekrar kilitle.
Dave, pop up and relieve Barlow when you're finished.
Dave, bitirdiğin zaman gidip Barlow'dan görevi devralır mısın?
Still, but when you're finished with a picture... you feel elevated.
Gene de bir resmi bitirdiğinizde kendinizi yükselmiş hissedersiniz.
When you're finished, they should all be right side up.
Bittiğinde, hepsinin yukarı bakması gerek.
Masseur, when you're finished there, could you come in?
Masör, orada işin bittiyse buraya da bakabilir misin?
When you're finished you can come back and look at them.
Bitirdiğinde, gelip onlara bakabilirsin.
And when it's finished, you'll have no place to go, and I know you're scared.
Bitince de, gidecek yerin olmayacak, korktuğunu biliyorum.
Well, when you're finished, I could use a foreman, Mr Smith.
Ama bitirdiğin zaman ustabaşı olabilirsin, Bay Smith.
Dev, when you're finished there, go over and help Drago with the beer kegs.
Dev, işini bitirdiğinde Drago'ya fıçıları taşımak için yardıma git.
She'll be free when you're finished in the steam room.
Siz buhar odasından çıkana kadar müsait olacaktır.
tell me when you're finished.
Bittiği zaman haber ver.
Give us a loan of your book when you're finished, will ya?
Kitabı bitirdiğinde, bize ödünç verirsin, değil mi?
When you're finished, report back to me.
Raporun bittiğinde yanıma gel.
When you're finished, please come and see me. I want to talk to you.
İşini bitirdiğin zaman lütfen yanıma gel. Seninle konuşmak istiyorum.
When you're finished there... you can help me by pulling... this painfully barbed savage's arrow... first by snipping the head off in the back... and then pulling it from the front, quickly so that it doesn't hurt me.
İşin bitince barbarların şu acı veren okunu çıkarmama yardımcı olabilirsin. Önce sırtımdaki ucunu kes sonra da önden hızlıca çek ki canım çok yanmasın.
When you're finished, all I'll need will be a tub of boiling water, and I'll be exactly what I was before.
İşin bittiğinde, bir küvet sıcak su yeter bana. Aynen eskisi gibi olurum.
When you're finished, post a guard in this wing.
İşin bitince bu tarafa bir nöbetçi görevlendir.
I'll see you when we're finished.
Bitince yanına gelirim.
When you're finished, leave the line free, perhaps I'll call you
İşini bitirdiğinde, hattı açık bırak, belki seni ararım.
Julie, will you, when you're finished, help me with my wedding dress, please?
Julie, acaba yemeğini bitirdiğin zaman gelinliğim için bana yardımcı olabilir misin?
When you're finished, we'll transfuse Jackson and start ice water lavage.
- İşin bitince Jackson'ı nakledelim, ve onu biraz buzlu suda beklet.
When you think you're quite finished.
Ne zaman tamamen bitireceğini sanıyorsun.
I intend to make a statement when you're finished.
İşiniz bitince bir açıklama yapmak istiyorum.
Oh, sure, right there, and when you're finished,
- Elbette. Burada.
When you're finished... you can put the pan on the floor beside you... but don't get out of the bed again.
İşini bitirdiğinde... lazımlığı yatağın yanına bırakabilirsin. Sakın tekrar yataktan çıkma.
When you're finished with this thing, if you should come out alive... you can come and do some hunting for me.
Bu işten sağ salim çıkarsan gelip benim için biraz avlanabilirsin.
When things are quiet business goes superbly, but if you start shooting up the streets, you're finished!
Dinginlik hakimse işler çok güzel gider ama sokaklarda ateş açmaya başlarsan, bitersin!
When you're finished, send them up to 13.
İşini bitirdiğinde, onları 13. kata gönder.
Darling, when you're finished, why don't you have a nice lie down?
Arap'tı. Aşkım, işin bitince neden biraz uzanmıyorsun?
- Why don't you come to my place for something to eat when you're finished?
İşin bittiğinde evime gelip bir şeyler yemeye ne dersin?
When we're finished burying the whale, I'll buy you a drink.
Balinayı gömdükten sonra sana bir içki ısmarlarım.
Everybody, when you're finished stacking, all the cabins can go to their other activities.
Yemeği biten herkes, diğer aktiviteler için kulübelerine gidebilirler.
And... when you're finished why don't you drop by the Yacht Club?
İşin bitince... Yat Kulübüne uğrasana.
Jimmy, when you're finished, you can come up front and see the cockpit.
Jimmy, bitirdiğinde öne gelip, kokpiti görebilirsin.
Yeah, go out on the patio and count to 100... and when you're finished, I'll be already undressed.
Evet, balkona çık ve 100'e kadar say bitirdiğinde ben çıplak olacağım.
And you always know when they're finished'cause they say, "Oh, boy."
Ne zaman olacağını hep bilirsiniz. "İşte geliyor," diye uyarırlar.
On the condition... that you give her to me for disposal when you're finished with her.
Bir şartım var hizmetime karşılık onunla işin bitince.
Do me a favor, will ya kids? When you're finished doing what you're doing, just clean it up.
Bana bir iyilik yapın, işiniz bitince etrafı temizleyin.
Please lock up when you're finished.
Yukarısında lütfen kilit bitirildiğinde.
WHEN YOU'RE FINISHED BREAKING YOUR TEETH I WANT YOU TO BRUSH THEM.
Pekala Rudy, dişlerinizi kırmayı bitirdiğinizde yukarı çıkıp onları fırçalamanızı istiyorum.
Well, if it's so funny, let me read it when you're finished.
Madem o kadar komik, bitirince ver ben de okuyayım.
WHEN YOU'RE FINISHED PLEASE PLACE THESE GLASSES ON THE TABLE.
İşini bitirdiğinde hemen dönüp bu bardakları da yemek masasına götürür müsün?
WHEN YOU'RE FINISHED... JUST ONE TOY?
İşin bittiğinde... sadece bir oyuncak.
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're married 16
when you're young 31
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're 91
when you're married 16
when you're young 31
when you're here 16
when you're older 32
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're burned 80
when you're there 17
you're finished 147
finished 495
when they 28
when we first met 137
when you're older 32
when you're with me 16
when you're in love 21
when you're burned 80
when you're there 17
you're finished 147
finished 495
when they 28
when we first met 137
when the saints go marching in 18
when you 160
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when he died 111
when i'm gone 52
when i 169
when it comes to you 25
when you 160
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when he died 111
when i'm gone 52
when i 169
when it comes to you 25