English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You agree with me

You agree with me tradutor Turco

489 parallel translation
- Don't you agree with me, gentlemen?
- Benimle aynı fikirde misiniz beyler?
- I'm glad you agree with me.
Aynı fikirde olmamıza sevindim.
Don't you agree with me, Mrs. Heathcliff?
Aynı fikirde değil misiniz, Bayan Heathcliff?
Don't you agree with me?
Sizce de öyle değil mi?
You agree with me, Sparks?
Aynı fikirde misin Sparks?
Listen, darling, I know that deep down you agree with me... with everything I want and hope and believe in.
Dinle sevgilim, biliyorum ki aslında benimle aynı fikirdesin... istediğim, umduğum ve inandığım her konuda.
Well now, Rosie, I'm glad you agree with me. When the time comes, I'll put you off on the east shore. You'll wait there for me while I attend to the Louisa.
Madem öyle sevgilim, zamanı geldiğinde seni doğu kıyısında indireceğim, ben Luisa'yla ilgilenirken sen bekleyeceksin.
Would you agree with me?
Aynı fikirde misiniz?
Well, I'm glad you agree with me.
Aynı fikirde olduğumuz için memnum oldum.
Don't you agree with me?
Benimle aynı fikirde misiniz?
Then I take it you agree with me.
O zaman benimle aynı fikirdesin sanırım.
Master Shen, do you agree with me?
Usta Shen, sizce de şüpheli değil mi?
Don't you agree with me?
Bana katılmıyor musun?
Now, Barbarella, don ´ t you agree with me that in some things, the old-fashioned ways are best?
Barbarella, bazı şeylerin eskisi gibi yapılmasının hâlâ en iyisi olduğu konusunda bana katılıyor musun?
- I didn't expect you to agree with me.
- Benimle aynı fikirde olmanı beklemiyorum, Lanyon.
He happens to agree with me where you don't.
Senin katılmadığın konularda o bana katılıyor.
Excuse me, but as mistress of the house, you'll agree with me, I'm sure.
Afedersiniz, bu evin hanımı olarak, eminim benimle aynı fikirdesinizdir.
In the light of day, I am sure that you will agree with me.
Gün ışığında, senin de bana hak vereceğine eminim.
- I don't want you to agree with me!
- Benle aynı fikirde olmanı istemiyorum!
You need not agree with me, I just have a decision to make.
Benimle aynı fikirde olmak zorunda değilsin, ama vermem gereken bir karar var.
- I know you'll agree with me on that point.
- Bu konuda bana katıldığınızı sanıyorum.
That you agree to give up this bonfire business... and come back to Missouri with me.
Bu yangın işinden vazgeçmen konusunda anlaştık mı... ve benimle Missouriye geri dönecek misin? .
And you'd agree, had you been in court with me in Antananarivo in April 1940.
Nisan 1940'ta Antananarivo'da benimle mahkemede olsaydın, sen de aynı şeyi söylerdin.
I agree with everything you've called me.
Beni adlandırdığın herşeye katılıyorum.
I'm quite sure you'll agree with me that any discussion of marriage between them would be most undesirable.
Ancak eminim siz de benimle aynı fikirdesiniz, böyle bir evlilik nahoş bir durum olur.
I'm sure you'd all agree with me if I said that now's the time to stop this nonsense, face facts, get down to brass tacks, forget about the war, and go fishing.
Şimdi bu saçmalıkları bırakıp, asıl mevzuya dönmenin ve balığa çıkmanın vaktidir desem, eminim hepiniz bana katılırsınız.
However, when I quote the anticipated dividend, I'm sure that you will both agree with me that the...
Ne var ki, size tahmini paydan bahsettiğimde eminim ki ikiniz de benimle hemfikir olacaksınız...
- I thought you'd agree with me.
- Benimle aynı fikirde olacağınızı düşünmüştüm.
You don't agree with me?
Sen de bana katılmıyor musun?
How sweet of you to agree with me.
Benimle aynı fikirde olman ne güzel.
If you want me to agree with you, I'll agree with you.
Söylediğini kabul etmemi istersen kabul ederim.
Franz, you will never understand that... but believe me, every mother would agree with Sissy.
Erkek olduğunuz için bunu anlamayacaksınız ama inanın, her anne Sissinin yanında olurdu.
If you will excuse me, sir, I agree with the princess.
Müsaade ederseniz efendim, ben de prensese katılıyorum.
I'm sure you'll agree with me that it is my duty to become our leader.
Kabul edeceginden eminim ki, lideriniz olmak benim görevimdir.
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect?
Binbaşı Montagu, isteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına bir subay ve bir centilmen olarak söz verebilir misiniz?
Can you assure me, Commander Montagu... as an officer and a gentleman... that this thing you are going to do is good... and worthy ofhim... that if I agree to your request... my son's body will be treated decently and with respect... and that finally he will have Christian burial?
Binbaşı Montagu, ona her ne yapacaksanız bunun iyi ve ona layık bir şey olacağına, bir subay ve bir centilmen sözü verebilir misiniz. İsteğinizi kabul edersem oğlumun bedenine nezaket ve saygıyla davranılacağına, Hıristiyan töreniyle gömüleceğine söz verebilir misiniz?
Some of you will not agree with me.
Bazılarınız aynı fikirde olmayacak.
We licked the war's over, the colonel and me are going home. My wife and three kids might agree with you.
Karım ve üç çocuğum sana katılabilir.
You must agree with me that nothing beats a good, juicy murder case.
Şunda hemfikir olmalıyız, hiçbir şey iyi, ağız sulandırıcı bir davaya benzemez.
You, as a lawyer at the bar, I think, will agree with me... that a newly-born baby weighs more heavily with a jury... than those crustaceans your client is involved with.
Baro üyesi bir avukat olarak siz, benimle aynı fikirde olacaksınız sanırım jüri karşısında sizin müvekkilinizin bulaştığı işte hiçbir şansı yok.
Mr Drummond, let me assure you that while we may not agree with your ideas, - we respect your right to voice them.
Bay Drummond, şundan emin olun ki fikirlerinize katılmasak da onları söyleme hakkınıza saygı duyuyoruz.
I feel sure that those gentleman you meet at those dinner parties will agree with me when I say that there is no entertainment that the Sphinx cannot provide.
Eminim, şu yemek davetlerinde tanıştığın beyefendilerden birine Sphinx'in sağlayamayacağı bir eğlence türü olmadığını söylesem benimle aynı fikri paylaşırdı.
I don't agree with this, but you're older than me.
Benim rızam yok ama ne yapayım ki. Büyüğümsün.
If none of you agree with my reasons, then let me go with these people, and I will help you elect a new chief.
Eğer benimle aynı fikirde değilseniz o zaman bırakın bu insanlarla gideyim, ve size yeni bir lider atamanızda yardımcı olayım.
Well, now, I'm sure you all agree with me, it's time we went back to the ship.
Eminim benimle aynı fikirdesiniz gemiye dönmenin zamanı geldi.
And I'm sure you will agree with me, there are several things we would like an answer to.
Benimle aynı fikirde olduğunuzu biliyorum. Orada bulabileceğimiz cevaplar var.
I knew you'd agree with me.
Bana hak vereceğini biliyordum. 1063,5 01 : 18 : 15,000 - - 01 : 18 : 19,596 11. EN UZUN GECE
But you agree with me?
Şeftali mi toplayalım? Ama sen benimle hemfikirsin, değil mi Francis?
You only agree with me like that to please me.
Siz de benimle benden memnun olduğunuz kadar aynı fikirdesiniz
But I think you'll agree with me... that if he hadn't told her there'd be no problem.
Kötü bir şey. Ama ona söylemeseydi sorun çıkmayacağını söylesem sen de bana hak verirsin.
However, inasmuch as we were the last to know poor Millard here on earth, and in so far as we were all drawn to this godforsaken country in search of a common goal, I'm certain you will agree with me...
Ancak, madem ki burada yeryüzünde zavallı Millard'ı son tanıyanlar bizleriz ve madem ki hepimiz bir ortak hedef peşinde, Tanrı'nın terk ettiği bu ülkeye geldik, bu durumuyla mutlaka onu defnetmek boynumuzun borcudur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]