English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You lie to me

You lie to me tradutor Turco

2,454 parallel translation
Dare you lie to me... I will bite you!
Bana yalan atmaya cüret ettiğin için seni ısıracağım!
If you lie to me, I won't be easy on you.
yalan söylersen, sana iyi davranmam.
Ah... why did you lie to me?
Ah... neden bana yalan söyledin?
Then did you lie to me?
O halde bana yalan mı söyledin?
You lie to me, deal's off.
Yalan söylersen anlaşma biter.
If you lie to me, and I'll know you're lying... I'll let you hang, okay?
Yalan söylerseniz ve ben de anlarsam bırakırım sizi asarlar, tamam mı?
And you lie to me all the time.
Ve bütün zaman boyunca yalan söyledin.
What? Did you lie to me about that?
Bana yalan mı söyledin?
Don't you lie to me.
Bana yalan söyleme.
I was. But the FBI slips you a file with a treasure map in it, and then you lie to me?
Öyleydim ama FBI sana içinde hazine haritası olan bir dosya veriyor ama sen bana yalan mı söylüyorsun?
You lie to me, you threaten Nathan, and then you come over here and you ask for fire tips?
Bana yalan söyledin, Nathan'ı tehdit ettin sonra da yanıma gelip benden ateş yakmak için tavsiye mi istiyorsun?
Don't you lie to me, Peck.
Bana yalan söyleme Peck.
Why did you lie to me about what you were in for?
Neden işlediğin suç hakkında bana yalan söyledin?
I am Lebanese, if you lie to me i'll kill you.
Ben Lübnanlıyım, yalan söylersen seni öldürürüm.
Then tell me, Sarah, why did you lie to me?
Öyleyse, Sarah, neden bana yalan söyledin?
Don't you lie to me.
Yalan söyleme.
Why did you lie to me?
Neden bana yalan söyledin?
Did you lie to me, too?
Sen de mi bana yalan söyledin?
Why would you lie to me about Emily canceling our date?
Bana Emily'nin randevuyu iptal etmesi konusunda neden yalan söyledin?
Why would you lie to me about Emily cancelling our date?
Bana Emily'nin randevuyu iptal etmesi konusunda neden yalan söyledin?
I don't know when you lie to me?
Ne zaman bana yalan söylediğini bilmiyor muyum?
I know when you lie to me.
Ne zaman bana yalan söylediğini biliyorum.
If you lie to me again, we're through.
İlk yalanında, ilişkimiz biter.
You lie to me, I kill hostages.
Yalan söylersen rehineleri öldürürüm
I never lied to you, and all you ever did was lie to me.
Sana hiç yalan söylemedim ama senin tek yaptığın bana yalan söylemekti.
I know you're not asking me to lie.
Benden yalan söylememi istemediğini biliyorum.
You don't have to lie to me.
Bana yalan söylemene gerek yok, Ellie.
You steal from me, lie to me!
Benden çaldın, bana yalan söyledin! Şimdi senin...
There is no way you can expect me to lie to Sarah's face like this.
Sana söylemiştim anne. Sarah'nın yüzüne bakıp bu yokmuş gibi - davranmamı bekleme.
Look, Kirsten, look, I don't know what you want me to say to you, but you've done nothing but lie to me from the moment you met me.
Bak, Kirsten, Bak, sana ne söylememi istediğini bilmiyorum ama Benimle tanıştığından bu yana bana yalan söylemek dışında hiçbir şey yapmadın.
You can't lie to me.
Bana yalan söyleyemezsin.
Please don't lose it this time or don't you get it stolen or dont lie and tell me you gave it to a friend as a present and actually sell it.
Bu kez kaybetmeyeceksin, çaldırmayacaksın ya da bir başka arkadaşıma hediye ettim diyip satmaya kalkışmayacaksın.
Lie to me all you want, but your body will be telling the whole world the truth by the time of your wedding.
Bana istediğin kadar yalan söyle, ama vücudun düğününe kadar bütün dünyaya gerçeği söyleyecektir.
I didn't think you were capable of cheating on me, either, and I never in a million years thought that you could lie to my face while you were destroying our family!
Beni aldatabilecek birisi olduğunu da düşünmemiştim ve milyon yıl geçse de yuvamızı yıkarken yüzüme yalan söyleyeceğini asla düşünmemiştim.
You want me to go to the reunion and just lie about how successful I am?
Yani sen benden şimdi o toplantıya gidip ne kadar başarılı olduğum hakkında, yalan söylememi mi istiyorsun?
Lie to me all you want, but your body will be telling the whole world the truth by the time of your wedding.
Bana istediğin kadar yalan söyle ama vücudun düğününe kadar bütün dünyaya gerçeği söyleyecektir.
Now if you'll excuse me, this baby of yours is making me so tired, I need to lie down.
Şimdi eğer izin verirsen bebeğin beni çok yoruyor, biraz uzanmam lazım.
The lie you fed me about why John Teller needed to die...
John Teller niye ölmesi gerektiğiyle ilgili bana söylediğin yalan...
Why did you tell me to lie?
Neden bana yalan söylettin?
So you want me to forgive you for the big lie that has defined my life?
Hayatımı değiştiren bir yalan attın ve seni affetmemi mi bekliyorsun?
Why would you lie to me?
- Çünkü onunla beraber olduğumu bilirsen beni hayatına geri almayacağını düşündüm. - Neden yalan söyledin?
How can you look at me like that and lie to me?
Nasıl gözlerimin içine bakıp, yalan söylersin?
I trusted you. You said you would never lie to me, and now you've humiliated me in front of the entire school!
Sana güvenmiştim. "Sana asla yalan söylemem" demiştin ama şimdi beni tüm okulun önünde küçük düşürdün.
I've been watching you lie your ass off to me while that one over there tries to save it.
Sırf sen götünü kurtarasın diye, kadın oralarda kendi paralıyor resmen.
You want me to tell you every lie I've ever told a woman to get her into bed?
Bir kadını yatağa atmak için söylediğim her yalanı söylememi mi istiyorsun?
Maggie promised to be gentle with me, and I assure you, it's a bald-faced lie.
Maggie bana da nazik olacagina dair söz vermisti ve sizi temin ederim ki, bu tamamiyla yalan.
Then- - you're asking me to lie for you?
O zaman- -... senin için yalan söylememi istiyorsun?
Well, whatever lie you want to go with is fine with me.
İstediğiniz yalanı uydurun, benim için hava hoş.
Oh, you can't lie to me, ( bleep ).
Ah, bana yalan söyleyemezsin, aşağılık herif.
And you can lie to me, to my face? !
Ne cüretle bana yalan söylersin!
Do you think the medication made her lie to me, too?
Sence bana yalan söylemesine de ilaçları mı neden oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]