Не спеши так tradutor Turco

Ну не спеши так!

Acelen ne?

Не спеши так.

Bu kadar aceleci olma.

"Не спеши так".

"Bu kadar acele etme."

Но постой, не спеши так. Правая рука восстаёт.

Ama durun!

Ладно, не спеши так.

Tamam, yavaşla. Yavaşla.

Эй, не спеши так.

Acelen nedir? Böyle birden kaçamazsın. Daha yeni tanıştık.

Не спеши так.

- Kapıyı çalacaksın değil mi? - Çalacağım.

Не спеши так, похоже, что ты вот-вот упадёшь.

Biraz yavaşlasan iyi olur çünkü devrilecek gibi duruyorsun.

Подожди-ка. Не спеши так.

Bir saniye bekle.

Просто не спеши так.

Bu yüzden yavaşla diyorum.

Не спеши так!

Bu kadar acele etme! Henry?

Эй, не спеши так, турбо.

Biraz yavaşla, turbo.

Так не спеши же сюда ко мне,

Bana dönmek için acele etme şimdi

Не спеши, вот так.

Acele etme.

Так явно меня не обмануть. Не спеши.

Bir mektupla beni kandıramazlar, acel etmeyin!

Не спеши так.

Evet. Haklısınız.

Не спеши ты так!

Tıkınıp durma!

Вот так, не спеши, милый.

Yavaş yavaş bebeğim.

Мы коснёмся ногами земли, и ко мне опять вернётся рассудок, так что не спеши!

Ayaklarımız yere bastığı anda bir sürü beyin hücrem yerine dönecek. O kadar aceleci olma.

Вот так, детка. Не спеши.

Aynen böyle, canavarım.

- Так, не спеши, Уилл.

- Yavaş ol Will.

- Ну, так не спеши.

- Pekala, fazla acele etme.

Так что просто не спеши, хорошо?

Bu yüzden sadece, tamam zaman?

за самый кончик... притормози... не спеши ты так... да!

Ucuna gelene kadar bekle. Yavaşça çek, geri çek. Daha uzun sürmesini sağla başımın belası!

Так что не спеши.

Sakin ol.

Ты так не спеши.

Acelemiz yok.

Так, не спеши...

Acele etme.

Так что не спеши с осуждением, пока твоей лучшей подруге не будет угрожать смерть.

O yüzden en iyi arkadaşın ölmek üzere olana kadar yargıyı bırak.

Так что, не спеши, обдумай это, я сделаю тоже самое, и потом встретимся через пару дней.

Ben de seni seviyorum. Ve... Sorun bu.

Постой, не спеши. Не так быстро.

Dur, yavaş ol.

Не спеши так.

Yavaş yavaş içersin.

И не спеши ты так выбраться из оранжевого.

Ayrıca o turuncudan çıkmak için çok acele etme.

Так, не спеши, не спеши.

Pekala, sık dişini, sık dişini.

Так что не спеши. Вообще, мы можем предложить вам работу.

- Aslında müsait bir pozisyon olabilir.

- Так, не спеши.

- Acele etme.

"Будь быстр, но не спеши." Так говорил Джон Вуден.

"Çabuk ol ama acele etme." John Wooden böyle söylerdi.

Крепкие, так что, не спеши.

Serttir ama bak dikkat et çarpmasın. Al.

- Не спеши так.

Sakin ol.