English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russo → Turco / [ О ] / Он боится

Он боится tradutor Turco

938 parallel translation
Он боится!
Korkak.
Он боится сесть на дракона!
Bakın! Ejdere binmeye korkuyor!
Он боится сесть на дракона!
Ejdere binmeye korkuyor!
Я говорил, он боится!
- Korktuğunu söylemiştim!
Он боится меня, мама?
Çok utangaç, değil mi anne?
Но самое плохое, что ему было так трудно взять меня с собой... потому что из-за меня он тоже такой стал. Теперь он боится.
İşin kötüsü, beni de yanında götürmek asıl onun için çok zor oldu... çünkü kendi hislerimi ona da bulaştırdım.
Я боюсь умереть, он боится жить.
Ölmek için cesaretim yok. Onun da yaşamak için yok gibi görünüyor.
Чего он боится, если он такой всемогущий?
Her şeye gücü yetiyorsa ne'den korkuyor bu kadar?
Джон, он боится тебя, страшно боится.
John, o korkuyor... senden çok korkuyor.
- Он боится.
- Kafayı çekmiş - Cennet gibi kokuyordu
Каждый день у него другое мнение, и он боится, что свернет с верной дороги.
Her gün yolunu değiştiriyor... çünkü doğru yolu ıskalayacağından korkuyor.
Ну, он боится, что сила которая им движет может обернуться как бумеранг.
Johnny'yi sürükleyen gücün geri tepmesinden korkuyor.
Он боится, поэтому он говорит на таком странном языке.
Garip bir dil konuşuyor. Korkuyor çünkü.
Полагаю, он боится Оцуки.
Sanırım Otsuka için endişeleniyorlar.
Вероятно, он боится ваших бус и трещоток.
Gevezeliğiniz onu dehşete düşürmüş olmalı.
- Он боится показаться.
Görülmekten korkuyor.
Он боится произнести их, что его язык вспыхнет огнем.
Bir dakika. Söylemekten korkuyor, çünkü dili gerçekten ateşle yanacak.
Но в следующий раз, он боится, что поведу я.
Ama gelecek sefer yine korkarsa, uçağı ben kullanırım.
Садись, Маквот. Он боится.
- Doktor Daneeka da orada.
Я верой и правдой служил Кромвелю. Я считаю, что он боится гнева Господнего и честен до конца.
Ömrüm boyunca General Cromwell'e sadakatle hizmet ettim ve onu Tanrı'dan korkan, sözünün eri bir adam sandım!
Он лучший лучник в Англии, и мой храбрый шериф графства его боится!
İngiltere'nin en amansız okçusu ve... Ve cesur Nottingham Baş Şerifim ondan korkuyor.
"Пусть он не боится..."
Söyle korkmasın...
- Опять он боится!
- Bu adam hep korkuyor.
Он что, не боится, что кто-нибудь придет и заберет вас?
Birinin gelip seni götürmesinden korkması gerekmez miydi?
Поэтому он теперь боится говорить.
Ama o hep etrafta dolaşırdı. Mutlaka her şeyi görmüştür.
Он не боится!
Korkak değil!
Он до смерти боится поликлиник.
Hastanelerden ödü kopuyor.
А иногда, он бывает неуверен и боится показаться слабым.
Diğer zamanlar, kararsız ve halsiz görünüyor.
Чего он боится?
Burası iyi.
Я буду бороться за тебя. Всё, что я прошу - это дать мне шанс, если он не боится конкурентной борьбы.
Rekabetten çekinmiyorsa eğer tek istediğim bir şans daha.
Он пробуждает в ней женщину, а она этого боится.
Kid ona kadın olduğunu hissettiriyor, bu da onu korkutuyor.
Он тебя не боится.
O sizden korkmaz.
Осведомлён не будучи об этом, боится он, что цель у вас дурная.
Niyetinizin iyi olmadığından endişeleniyor.
И теперь я вижу Джета Ринка... Не боится ни противодействия, ни тяжелой работы, его глаза устремлены вдаль, к цели, над которой он работает, планирует, размышляет,
Ne engellerden, ne de çalışmaktan korkuyor... gözlerini, baş koyduğu o yola... hep ulaşmaya uğraştığı... o uzak hedefe dikmiş.
Мистер Блэнчард избавился от своей жены, но он всё ещё боится, что его случайно заподозрят.
Mr. Blanchard karısından kurtuluyor, fakat hala birinin sonunda kuşkulanacağından korkuyor.
Смерти он не боится, бога не стыдится, над собой потешается, на девок зарится.
Ölümle dalga geçiyor... Tanrıya içten içe kıkırdıyor, kendisine gülüyor... ve kızlara da gülümsüyor.
Поэтому он её не боится.
İşte bu nedenle ondan korkmayız.
Кажется он вас боится.
- Ne tuhaf!
То есть, по-моему, он просто и без всяких затей боится змей. Точка.
Demek istediğim, bence basit ve apaçık bir şekilde korkuyor yılanlardan.
Он не боится выглядеть глупо.
Size aptal yerine koymasından korkmayın. Bravo!
Он уже не боится.
Onu korkutmuyor bile.
Если парень боится, он имеет право сказать "нет".
Arkadaşımız korkuyorsa, isterse hayır diyebilir.
Он боится, что его застрелят бандиты.
Feci bir durumda olmalı. Biberli yemeklerimiz, sindirim organlarını tamamen harap etmiş olmalı.
Он все ещё боится темноты?
Hala karanlıktan korkuyor mu?
- Чего он боится?
Neden korkuyor acaba?
- Он никого не боится.
- O hiç kimseden korkmuyor.
- Он ничего не боится.
- Veya hiçbir şeyden.
Он так боится?
- O kadar mı korkuyor?
Он меня до смерти боится, ни за что не посмеет нас выдать.
Bana yamuk yapmaya cesaret edemez, benden çok korkar.
Он тоже боится.
Ve o da korkuyor.
Он стал причиной того, что этот город боится чужаков.
Bu kasabanın yabancılardan korkmasının nedeni o.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]