English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ A ] / Adını

Adını tradutor Inglês

83,083 parallel translation
Adını bilmiyorum ama vurulduğu gün görmüştüm onu.
Not by name, but I've seen that day that he was shot, yeah.
Adı ne kadının?
What's her name?
Siz bana eşinizin adını söyleyin, ben görmüş mü diye sorarım. - Eminim size döner.
- look, why don't- - why don't you just give me your husband's name and I can ask him myself if he's seen him and- - um, I'm sure he'll let you know.
- Adınız nedir?
What's your name, sir?
- Adınız lütfen.
- Your name, please?
Julia Ramos'un bugün adınıza konuşmasına izin veriyor musunuz?
And do you authorize Julia Ramos to speak for you today?
Jostyn Hall tuvaleti duvarında onun adını gördüm
_
Adını ver, biz de seni iş görevi ve şartlı tahliyeyle kurtaralım.
Give me her name, and we'll let you slide with work duty and probation.
Adınız ne?
What's your name?
Mektubun sonuna adını yazmadığını hiç bilmiyordum.
I didn't know that he never wrote his name at the end of the letter.
"Bize adınızı söyleyin."
"Tell us your name."
- Adının Emma olduğunu sanıyordum?
- I thought your name was Emma?
O eğer ban değilse, Neden Jennifer adını verdi?
If it wasn't for me, why would he call it Jennifer?
Adını listeye koyacağım.
I'll put your name on the list.
Hayır, önce adını öğrenmem gerekir herhalde.
No. No, I should probably find out what her name is first.
- Adını bile bilmiyorsun.
- You didn't get her name.
Adını ne koymuştu?
What did he call it?
Babanın adını kendine sakla.
Keep your father's name to yourself.
Adını bile bilmiyordum.
Not even her name.
♪ yıllar geçtikçe adını unutacağım ♪
♪ Will I forget your name as the years ago by ♪
Adının Willa olduğunu söyledi.
She says her name is Willa.
Adını biliyordum, ama korkarım unuttum.
I knew your name at some point, but I'm afraid it's gone.
Dedesinin adını aldı.
After his grandfather.
- Adın ne? Tam adın.
What's your name?
İyi günler. Merak ediyordum da Norma adında bir kadın geçen akşam oraya uğradı mı?
Good afternoon, I was just wondering if a woman named Norma happened to be there last night.
Chase Park adında bir öğrenci.
- A student named Chase Park. - Oh, n...
- Adın verildi...
- You've been named as... - Yeah, I...
Hastanın adı Todd Groaner.
Great. Patient's name is Todd Groaner.
Kendiniz söylediniz, efendim, halkın güvenini kazanmak adına, sonuç alma beklentisi, bazen dava kapatmak için... bir dedektifte aşırı baskıya neden olabilir.
Well, you said yourself, sir, public trust, expectation of getting a result can sometimes lead to undue pressure on a detective to close a case.
Senin adına beğendiğin adamın evine evlilik teklifi yaptım.
I proposed marriage on your behalf to the guy you like.
Genç adamın adı Barry Finch.
Young man called Barry Finch.
- Tanrının kitabında onların başka bir adı var.
- The Good Book has a different name for them. - Has it?
Onların albümünün adında var.
It's there in the title of their new album.
Adamın adı Gary Silverberg.
His name's Gary Silverberg.
Adın Pavel'di, değil mi?
Pavel, right? Yes.
Benim gördüğüm kadarıyla tahttaki iddianız sadece babanızın adına dayanıyor ve benim babam da Çılgın Kral'ı düşürmek için savaştı.
As far as I can tell, your claim to the throne rests entirely on your father's name, and my own father fought to overthrow the Mad King.
Kraliçem, Demir Adalar'daki tüm sadık kulların adına bu armağanları kabul eyle.
My queen, please accept this gift on behalf of all of your loyal subjects in the Iron Islands.
Olası bir müttefik ile yapıcı bir ilişki yolunda ilk adımı atın.
Take a step toward a more productive relationship with a possible ally.
Cersei Lannister kraliçeyken Kralın Şehri'ne adım atmam.
Cersei Lannister is queen I do not step on the King's Town.
- Ama burada Tanrının adı bile geçmiyor.
There's not a single mention of God.
Senin adın ne?
What's your name?
- Adın ne?
- What's your name?
Adın ne, dostum?
What's your name, man?
Söyle bana, senin adın ne?
Tell me, what is your name?
Benim adıma, acıyı anlayacaksın.
Through me, you shall understand pain.
İlk adımı atmaya hazır mısın?
You ready to take your first step?
Bunların sadece ilk adımlarımız olduğuna söz veriyorum.
I promise you that these are only our first steps.
Kaçırılan aracının güvenliğini sağlamak için hangi somut adımları atıyorsunuz?
What concrete steps are you taking to secure the stolen artifact?
Jon Gottlief ile konuşup kadar sakinleşene kadar bu odadan dışarıya bir adım bile atmayacaksın.
You will not take one step outside this room until you're calm enough to talk to Jon Gottlief.
Geri adımın zamanı geldi Molozdan dolaşmadan önce, Kendimizi kayalar ve sopalarla savunuyoruz.
It's time to step back before we're all wandering through the rubble, defending ourselves with rocks and sticks.
Ameliyatlarımın yarısında adın var.
Your name's been on half my surgeries.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]