English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ A ] / Adını biliyorum

Adını biliyorum tradutor Inglês

747 parallel translation
Adını biliyorum.
I know what his name is.
Adını biliyorum.
I know your name.
Ne mi biliyorum - adını biliyorum.
What do I know about him? I know his name.
Ne kim olduğunu ne de adını biliyorum.
I don't know who he is. I don't know his name.
- Adını biliyorum.
I know his name.
O zaman ben de aynı durumda olurdum, ama ben adını biliyorum, siz bilmiyorsunuz.
Then I should be in the same boat as you, but I know his name and you don't.
- Kod adını biliyorum. Bavul Matthew
Suitcase Matthew.
Adını biliyorum.
I know what it is.
- Bilmiyorum, fakat babamın adını biliyorum
- Your true name. I do not know it. But I know my father's name.
Adını biliyorum bunun
I know its name
Adını biliyorum.
I know her name.
Birisi benim peşimde, adamı ne gördüm, ne de adını biliyorum.
Somebody's trying to get to me. Somebody with no face and no name.
Beni öldüremez çünkü adını biliyorum.
She may not kill me, for I know her name.
Adını da biliyorum.
I know his name. Raskolnikov.
- Adını da, adresini de biliyorum.
- I know your name, and I know your address.
Yolun her adımını biliyorum.
I know every foot of the way.
Ben yolun her adımını biliyorum, eğer biri yapacaksa bu benim işim.
I know every foot of the way. Anybody can make it, I can.
Adının Barry olduğunu biliyorum.
Barry, I know, is your name.
Adını elbette ki biliyorum.
I know his name, of course.
Şirketimin, bu kalemin reklamına imzanızla destek olursanız, size $ 5000 ödemekten memnuniyet duyacağını biliyorum.
I know my company would be glad to pay you $ 5,000 if you'll endorse the ad.
Adının Jones olduğunu biliyorum, ama nerede oturduğunu bilmiyorum.
I know his name is Jones, but I don't know where he lives.
Senin hakkında her şeyi biliyorum. Gerçek adını ve geçmişteki politik faaliyetlerini biliyorum.
I know all about you, your real name and your past political activity.
.. biliyorum, ancak 20 yıl da uzun bir süre. Kitabımın adını sakın sorma.
Don't ask me to tie the rope.
Kahverengi gözleri vardı sanırım ama- - Ne adını ne de evini biliyorum.
Brown eyes, I think, but I don't know her name or where she lives.
Artık adını, nerede yaşadığını, ve neye benzediğini biliyorum.
Now I know your name, where you live, and how you look.
Adımın ne olduğunu biliyorum.
I know my own name.
Ben Mary. - Adınızı biliyorum, Madam.
My name is Mary- - I know your name, madame.
Adını ve çalıştığı bölgeyi bildiğinizi biliyorum.
Now, I know you know his name and I knowyou know his precinct.
Mesela adımın Carl Lanser olduğunu biliyorum.
I KNOW FOR EXAMPLE THAT MY NAME IS CARL LANSER.
Biliyorum, ama onu kovmazsam çiçeğe Deli Mushnik adını verecekler çünkü vergi borcundan hapse düşeceğim.
And then the call? N Mushnick madness... And I be?
Onun ailesine bakacağını adım gibi biliyorum.
He'll take good care of us.
Siz erkekler her adımı dikkatlice atmak zorundasınız, biliyorum.
I understand how you men have to watch every step.
Verilmiş bir sözü tutmak adına buradasın, bunu biliyorum.
You are here on a rain check, and I know it. Hanging on by your nails.
İkinizden birinin adının Bay Blanchet olduğunu biliyorum ya!
'There were two, chief. I knew one of them. It was Mr Blanchet.'
Çünkü diğerlerinin de geri adım attıklarını biliyorum artık.
Because I know that everyone else is lifting his.
Hartum'a seni yolluyorsam numara yapacağını, emirleri dinlemeyeceğini biliyorum, ve bir takım mistik zorunluluk adı altında sadece kendini ortaya çıkaracağını, ve bu hükümeti bulaştırmak için elinden gelenin en iyisini yapacağınıda biliyorum.
I know if I send you to Khartoum... you'll play tricks, you'll exceed your orders... and in the name of some mystical necessity... apparent only to yourself... you'll do your ingenious best to involve this government... up to the hatband.
Sadece evlenmeden önce adının Rita Nielson olduğunu ve Columbia Towers'da barda çalıştığını biliyorum.
All I know is her maiden name is Neilson and she worked in a bar at the Columbia Towers.
Kabul etmeniz için şirkettekilerin ne olursa vermeye hazır olduklarını biliyorum ancak sizden bunu istemenin bir yararı olmadığını düşünüyorlar. O yüzden ben de bu reklam afişini kendi başıma hazırladım çünkü düşündüm ki, yani, denemekten ne zarar gelir ki?
So I had this ad made up all on my own... because I thought, well, what's the harm in trying?
Ama biraz farklı düşünmekteyim. İnanın bana, askeri meselelere burnumu sokmak istemiyorum, fakat bu ülkeyi adım gibi biliyorum.
Believe me, I don't want to interfere in military matters, but I know this country well.
Olayı İncil satıcılığı olarak düşünmekten vazgeçin. Çünkü başkaları için yaptığınız şeyin farkına vardığınız vakit adım gibi biliyorum güç ve ayrıcalığın sizde olduğunu bilerek başkalarının hizmetinde olarak kendinize olan saygınız öyle bir artacak ki, bu saygı kibirden değil tevazudan ileri gelecek.
Stop thinking in terms of Bible peddling, because I am confident that once you realize... what you are doing for others, you in your own esteem will rise so high... not with conceit, but in humility,
"Ben zaten kimin yaptığını biliyorum." dedim. Ona adını söyledim. "Sana kim söyledi?" diye sordu.
What is it like nowadays, for someone like you, to have neighbors in the village or surrounding areas, who were informers?
Tachibana'yı devirmek için adımı kullandığınızı biliyorum ve bundan hoşlanmıyorum!
I know you've been using my name to take down Tachibana, and I don't like it!
Adımın Melinda Tentrees olduğunu elbette biliyorum, cahil.
Of course I know my name is Melinda Tentrees, dunce.
Ayrıca kocamın adını, yaşımızı, nerede yaşadığımızı, caddeyi, numarayı ve şehri de biliyorum.
And I also know my husband's name and how old we are and where we live, the street, the number and the city.
İkinci adımın ne olacağını biliyorum.
Let's just say I know what the next step will be.
Adının Goodridge olmadığını biliyorum... iki eşin olduğunu dolandırıcılıkla suçlandığını da biliyorum.
I know that your name isn't Goodridge at all... you're also a bigamist... and has been accused of swindle.
Biliyorum, bu yüzden adın, Güneyin yumruğu "Pai Yu Ching"
I know, that's why they call you Southern Fist Pai Yu Ching.
Ama daha fazlasını söylemeden önce, babama bağımlı olduğumu biliyorum. Oğlu olarak adını taşımakla onun rızasına tabiyim. Onun onayını almadan sözlenmek en büyük hata olacaktır.
But, before I say more, let me tell you I know I depend on my father and that the name of son subjects me to his will that it would be wrong to engage ourselves without his consent that heaven has made him our master and that it is our duty not to dispose of ourselves but in accordance to their wish.
O güzel yüzü biliyorum, ama adını unuttum.
I know that lovely face but I've forgotten your name.
Adının Mike olduğunu biliyorum.
I know your name is Mike
Adını ve nerede yaşadığını biliyorum.
I know her name and where she lives.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]