Anlaşalım tradutor Inglês
805 parallel translation
Anlaşalım mı?
Want me to help you out?
Şu konuda anlaşalım. Vasiyeti okuyacağız ve kim kazanırsa kazansın,
Okay, Just So We're Clear, We Read The Will,
Ama bir şeyde anlaşalım.
But look, let's agree on one thing.
Anlaşalım...
Let me settle it...
Seninle anlaşalım.
I'll make a deal with you.
Seninle anlaşalım.
I'll make a bargain with you.
Beyler, en başından anlaşalım.
Gentlemen, we might as well reach an understanding at first sight.
2 dolara anlaşalım, ha?
Two bucks and the justice of the peace, huh?
Belli bir fiyatta anlaşalım. Poliçe değerinin bir kısmına..
A settlement for a certain sum, a part of the policy value.
Hadi Pop, anlaşalım?
Come on, lets have it Pop, Huh?
- Şey, haydi anlaşalım.
- W-Well, let's get on with it.
- Şunda anlaşalım. Ben okula gidiyorum.
Dr. Campbell, now let's get this thing straight. I'm leaving.
Pekâlâ, şimdilik halada anlaşalım.
Oh well, let's settle for Aunt for the time being.
500 diyelim ve anlaşalım.
Let's do 500 and that's it. Give him the blankets!
Biliyor musunuz... kendimize bir sınır koyalım, aramızda anlaşalım... o miktara ulaşınca toparlanıp gidelim.
You know what? We ought to put a limit on our take, agree between us... when we get so much we pull up stakes and beat it.
Anlaşalım.
Make us a deal.
Gelin son iki rakamda anlaşalım : 65.
Let's just deal with the last two digits : Six and five.
Bir konuda anlaşalım, ya bir şeyler olursa?
Let's call it quits, what if something happens?
Seninle anlaşalım. Kimse bırakmayacak.
We'll have a pact, you and I. Neither of us quit.
Bir şeyde anlaşalım.
Then let's come to an understanding.
Mesele çıkarmak istemiyorum Bick ama şu konuda anlaşalım.
I don't want to chew on this, Bick... but I think we'd better get it straight.
Dinle, anlaşalım :
So let's be clear.
Şimdi sen ve ben aramızda birkaç konuda anlaşalım.
Now let's you and me get something straight between us.
Gel bir konuda anlaşalım, Phillips.
Let's get one thing straight, Phillips.
Çarpım tablosuna güvenme konusunda anlaşalım.
Let's agree to trust in the multiplication table.
Pekala, anlaşalım öyleyse.
All right, we'll compromise :..
Anlaşalım. - Olabilir.
- That could be done.
Chadwick, bir konuda hemen anlaşalım.
Chadwick, we might as well have an understanding right off.
Pekala, anlaşalım.
Well, let's just compromise.
Şimdi, bu işi gözün kesiyorsa anlaşalım.
Now if you're at liberty, I could...
Tamam. Öncelikle şu şey hakkında anlaşalım.
Let's get straight on one thing first.
Bir konuda anlaşalım.
There's one thing we ought to get straight, though.
- Anlaşalım.
Now, we deal.
Elli dolara anlaşalım.
I'll settle for $ 50.
Öncelikle bunun imkansız olduğunda anlaşalım.
GANATUS : Let's make sure this is impossible first.
Pekâlâ, 10.000'de anlaşalım, gerçekten çok ucuz oldu.
Here's 10.000. That's really cheap.
Önce sizinle anlaşalım.
First, agree you two.
- Anlaşalım.
- I'll make a deal.
Şöyle anlaşalım, Medina.
Here's the deal, Medina.
Baştan anlaşalım.
Let's get it straight.
Gelin, orta noktada anlaşalım.
Tell you what, let's split it down the middle.
Tekrar anlaşalım.
I deal again.
- Hareketlerimiz konusunda anlaşalım.
Let's make a deal on our movements.
Birkaç konuda anlaşalım.
Let's settle 2 things at least.
84te anlaşalım.
84, and it's a deal.
Şimdi diğerinde anlaşalım.
Now we understand each other.
Konuşup anlaşalım.
Let's just all settle down.
Bay Leyden, anlaşalım.
Mr. Leyden, we must reach an understanding.
Bir düzinede anlaşalım.
Suppose we just make it a dozen.
Anlaşalım.
We stand over the things.
Kızlar, konuşarak anlaşalım.
Girls, girls...
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşıldı tamam 19
anlaşabiliriz 26
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşıldı tamam 19
anlaşabiliriz 26