English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bir dakika daha

Bir dakika daha tradutor Inglês

1,652 parallel translation
- Bir dakika daha.
- One more minute.
- Bir dakika daha Kaptan.
- Just another minute, Captain.
Bu kaskı bir dakika daha taksaydım... yemin ederim kafama kaynamış olacaktı.
If I had to wear this helmet for one more minute... I swear it would " ve fused to my skull.
— Canım bir dakika daha bekler misin?
- Honey, can you just wait a sec?
O pislikle bir dakika daha geçirmek yerine bu çorak eyalette kalmayı yeğlerim.
Either way, I'd rather stay in this barren wasteland of a state than spend one more minute with that filth.
Bir dakika daha bekle.
ALL RIGHT, HONEY. COME ON. JUST GIVE IT ANOTHER MINUTE, OK?
Bana bir dakika daha ver.
Give me one more minute.
"İnsanlar yanarak öldü, çok kişi yakıldı." "Tüm bunları düşünseydim bir dakika daha yaşayamazdım."
people burnt to death, so many were burnt, if I thought about all of that I wouIdn`t be able to live one minute longer.
Bir dakika daha, lütfen.
Just one more moment, please.
- Sadece bir dakika daha ver.
- Just give me one minute.
- Bir dakika daha efendim.
- It'll be just another minute, sir.
- Bir dakika daha verin.
- Give me a minute.
Tamam, bir dakika daha ve sonra eğer iki pembe çizgi çıkarsa...
Okay, one more minute, and then if there are two pink lines...
Konuşmaya devam et, bir dakika daha, lütfen.
Keep talking, one more minute.
Bir dakika daha geç kalsam birbirinizin saçlarını örmeye başlardınız.
Another minute and you guys would've been braiding each ether's hair.
Bana bir dakika daha ver.
Give me another minute.
- Bize bir dakika daha ver.
Give us another minute, please.
- Bir kaç dakika daha, Eddie.
- Just a few more minutes, Eddie.
Gideli daha bir dakika oldu!
You've only been gone for a minute!
On dakika sonra İngiliz Doug bir tane daha aldı.
Then 10 minutes later, British Doug bought a jolly good one.
Geciktiğin her on dakika için bir parmağı daha keseceğim.
Every ten minutes you keep me waiting, I will remove another finger.
Bir dakika.Bunun için bu iyilik için çok geç değil.O daha 1.sınıfta.
Wait a second. It's not like it's too late. She's in first grade, for goodness sake!
bir kaç dakika daha.
Any... any... any minute now.
Sadece bir iki dakika daha bekle.
Just give me a few minutes.
Sonra... Paramı bağışlamaktansa ömrümü bir 10 dakika daha uzatmaya karar verdim.
Rather than give the money, I will serve to extend my life expectancy of 10 min.
Rahatla, Clark. Bekçilerin dönmesine daha bir kaç dakika var.
We still got a couple of minutes before the guards swing back around.
Şöyle bir göz attım son on yıldır 40 dakika uçup düşen 6 uçak daha var.
I went back and there were six plane crashes over the last decade that all went down exactly forty minutes on.
Bir dakika, daha sorum bitmedi.
One moment, that's not my question.
Bir dakika, seni daha önce görmüştüm.
Wait a second, I've seen you before.
- Bir 5 dakika daha mı?
- Another five minutes?
10 dakika daha geç gelse bir başkası ilgilenecekti.
10 minutes and there would have been someone else.
O kimyasallara birkaç dakika daha mâruz kalsaydınız tamamen uykuya dalıp bir daha hiç uyanmayabilirdiniz.
A few more minutes of exposure to those chemicals... and you would have gone into full arrest, never woken up.
Masanızın hazırlanması bir kaç dakika daha sürecek...
It is gonna be a few more minutes for your table...
bir beş dakika daha!
Another five minutes!
Birkaç dakika sonra bir çiftlileri daha geliyor.
They've got another double coming up in just a minute.
Suyu daha yeni koydum, bir kaç dakika önce, bir kaç saniye içinde hazır olur.
All right, well, look, I just put that on... a couple of minutes ago, so it will only take a couple of seconds.
Bir beş dakika daha.
Another five minutes.
Sadece beş dakika ve bir daha beni hiç görmeyeceksiniz.
Just five minutes and you'll never see me again.
Beş puan geridesiniz ve daha bir dakika kadar süremiz var.
All to play for now, just five points behind with one minute on the clock.
Dur bir dakika, burada kalman daha iyi olur.
Hold up, now. You better stay down here.
Onu bir iki dakika daha bekleyelim Bernie, ne dersin?
We'll give him another minute, shall we, Bernie?
Dur biraz, bir kaç dakika daha kalamaz mısın?
Well, wait a minute. Couldn't you stay a few more minutes?
Anlaşmanın imzalanması, planlandığından bir buçuk dakika daha geç olacak.
They're a minute and a half ahead of schedule.
Miriam, 30 dakika içinde başka bir saldırı daha olacağını düşünüyoruz.
We believe there's gonna be another attack within 30 minutes.
15 dakika içinde, Başkanınız, kesin kararımızın bir başka kanıtını daha görecek.
In 15 minutes, your president will get another demonstration of our commitment.
Komik olan ise, bir iki dakika daha uğraşsalardı, obje ellerine geçecekti.
Funny thing is, a couple more minutes, they would have had the damn thing.
Birkaç dakika önce bir rehine cesedi daha yolcu kapısından dışarı atıldı.
just moment | | ago, the body of one hostage | | Was unceremoniously thwn out the passenger door.
Bana bir kaç dakika daha vermek zorundasin.
Oh, you got to give me a few more minutes.
Daha bir kaç dakika öncesine kadar onu tanımıyordun bile. Birden bire, bu ne acele?
A few minutes ago, you didn't know who she was, and suddenly you're in a hurry?
Bir şeyler olmuş olmalı 10 dakika daha beklerim.
Something could have happened. I'll give him ten more minutes.
Bir kaç dakika daha bekleyelim.
Let's just give him another few minutes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]