Bir dakika önce tradutor Inglês
2,025 parallel translation
- Bir dakika önce istiyordun!
- A minute ago you did!
- Evet bir dakika önce.
Yes, a moment ago.
Yani, bu fahişe bir dakika önce ölü değil miydi?
I mean, wasn't that bitch dead a minute ago?
Bir dakika önce mutfaktaydı.
I just saw him in the kitchen a minute ago.
Hayır, bir dakika önce oradayken, aniden yok oldu da.
'Cause one minute it was there, and the next it was gone, so.
Bir dakika önce gençtim.
I was young a moment ago.
- Çünkü bir dakika önce, bunları giydiğimde pelikana benzediğimi söyledin.
- Because a minute ago, you told me I Iooked like a pelican wearing them.
Bir dakika önce nefes alırken birden her şey bitiveriyor.
One minute, you're alive, and then just like that, it's all gone.
Dur bir bakayım. Bir dakika önce bir şeyi yoktu.
She was fine a minute ago.
Bir dakika önce, odaklamıyordu.
A minute ago, it was all out of focus.
Bir dakika önce öyle yazıyordu vallahi.
It did a minute ago, I swear.
Bir dakika önce, seni bir kurye geçti.
One minute ago, a courier walked past you.
Ama hızlıca, son birkaç gündür, bir dakika önce morali bozuk, mürettebata sinirli.
Well, yeah. But quickly, the last few days, one minute, depressed, angry, at the--at the crew.
Demek istediğim, herşeyi bir dakika önce konuştuk.
I mean, everything we said a minute ago is still true.
Bir dakika önce burada olmadığını düşünmüştüm.
I thought you weren't here a minute ago.
Kızımı oğlun evlenmeden bir dakika önce evlendireceğim.
I'll get my daughter married one minute before.. ... your son gets married.
Bir dakika önce, "Bu iş tahminle yürümez." diyordun.
A minute ago it was, "That's not how the process works."
Bir dakika önce öyleydi.
A minute ago, it didn't.
- Cüzdanım bir dakika önce elimdeydi.
- I had my purse a minute ago.
Bir dakika önce çok iyiydi, bir dakika sonra yere yığıldı, sonra ambulans çağırdık.
You know, one minute he was fine, the next, he collapsed, and--and we called him an ambulance.
Bir dakika önce geldiler.
Just a minute ago.
Bir dakika önce internete yüklenen bu video sayesinde olayı doğruladık...
We have confirmation that this video, uploaded via Internet minutes ago...
Generalim, 15 dakika önce bir Prior geçide geldi ve derhal temas kurdu.
General, a Prior arrived through the gate 15 minutes ago and immediately made contact.
Önce kız çocuğu gibi davranırım. Sonra sen "aptal karı" dersin. 5 dakika sonra bir şeyleri kırarsın.
First I act like a girl... then you say I'm a beast... then you break something.
Bir de yirmi dakika kadar önce.
Ana, recently.
Bir dakika. Seninle daha önce tanışmış olabilir miyiz?
Wait...?
15 dakika önce bir komşusu Jibraan Al-Zarian'ı evinden gürültüler geldiği için şikayet etmiş.
A DCPD officer recognized Jibraan Al-Zarian from a domestic disturbance call he took 15 minutes ago.
Bir algoritma uyuşmazlık tespit etti. Tüm para aslında 30 dakika önce transfer edilmiş.
One of the trace algorithms caught a discrepancy, all that money was really just deposited 30 minutes ago.
Yaklaşık beş dakika önce Dışişleri Bakanlığı'nın alt ağına bir sesli mesaj gönderilmiş.
Approximately five minutes ago, an audio message was routed to the state department's subnet.
Koyu gri renkli bir jip, 2 dakika önce, 11. caddenin güneyinden döndü.
It's a dark gray jeep grand cherokee, turned south on 11th street about two minutes ago.
9 yıl, 2 ay, 14 gün ve 9 dakika önce, Rollie Stingwell, nişanlısı Emily von Alistair'i takip ettirmek amacıyla bir dedektif tuttu. Rollie aldatıldığından şüpheleniyordu.
Nine years, two months, 14 days and nine minutes earlier Rollie Stingwell hired the PI to tail his fiancée Ms. Emily Von Alistair, who Rollie suspected was having an affair.
Bu telefon görüşmesi, 27 dakika önce oldu bir araba değişiminden bahsediyor.
This is a phone call conversation from a car dealership from 27 minutes ago.
Bir keresinde şehir merkezinde 40 dakika bekledim ve kimse beni almadı.
I once stood outside downtown for 40 minutes and nobody would pick me up.
İlk kez bir erkekle 15 dakika önce tanıştın.
You met your first man, what, like 15 minutes ago.
Bir kaç dakika önce yukarda Çılgınlar sunağında dua ediyordu.
A few minutes ago he was upstairs, praying at the altar of Crazy.
Bu bölgede meydana gelen bir Kundaklama olayını araştırıyoruz. Yaklaşık 15-30 dakika kadar önce.
We're investigating an arson fire that took place over in section 15 about a half an hour ago.
Şu anda tarihi binanın önündeyiz ve bu arada balo başladıktan birkaç dakika sonra kuyrukluyıldız buradan Khwaish üzerinden birkaç noktaya dağılacak bu bir milyon yıl önce düşen kuyrukluyıldızla aynı.
I'm standing outside the Memorial building.. .. where the Students'Ball is about to begin in a few minutes.. .. and in some time, we'll also see the comet passing..
Bir dakika sonra bir karar daha vereceksin.
You make Once one that affects your life.
Bir kaç dakika önce, gözlerini bana dikip "İğrenç derecede zayıfsın."
A couple of minutes ago, he stared at me and told me, "you're disgustingly thin."
Elimize geçen son bilgi, 5 dakika önce bir ambulansın hapishaneye giriş yaptığı. Ama neden geldiği konusunda bir fikrimiz yok.
The only new information we have is an ambulance entered 5 minutes ago but that's all we know.
Ateşi hâlâ 38,5. Birkaç dakika önce 39'dan düştü. Ama bir saattir 37'nin üstünde.
She's still running a fever : 101.3, down from 102 a couple of minutes ago, but up from 100.8 at the hour.
5 dakika önce adamın bir şeyi yoktu!
That man was okay five minutes ago!
- Booth ile fidye aramasından, bir saat 47 dakika önce konuşmuştum.
- I talked to Booth an hour and 47 minutes - before I got the ransom call.
Telefonu bir kaç dakika önce kapattım.
I said I was Serena's dad.
Beş yıl önce, öğrencilerle uygunsuz fiziksel temas nedeniyle Oregon'daki bir lisede koçluk görevinizi kaybetmişsiniz. Bir dakika.
Five years ago, you lost a high school coaching job for inappropriate physical contact.
- Dört dakika önce baktım. Bir daha bak.
- Checked it four minutes ago.
- Bir kaç dakika önce.
- A couple of minutes ago.
Bir dakika, bunu yapmadan önce, durumu, ben senin önüne sereyim.
Hang on. Before you do that, let me lay it out for you.
Sonunda, ambulans gelmeden, bir kaç dakika önce birinin fısıldadığını duydum...
Moments before the ambulance finally arrived, I heard someone whisper... don't worry, edie.
Çünkü... Tamam, bir dakika bir süre önce, birisi herkese bir mesaj atmış.
Okay, wait, so a while back, someone sent this text message, right?
Hasta yedi dakika önce başka bir doktor istiyorum diye çığlıklar atıyor olmalıydı.
The patient should've been screaming for another doctor seven minutes ago.
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika daha 36
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika daha 36
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40