Bir kez olsun tradutor Inglês
2,296 parallel translation
Bir kez olsun bir içeceği de yumurtasız yapamaz mısın?
Can you make a drink without any fucking eggs for once?
- Katie, bir kez olsun sana söyleneni yap.
Katie, for once, do as you're told.
Bir kez olsun beni dinlesen, anlayacaksın!
I haven't been home. If for once you'd listen to me you'd understand!
Günahlarımın bedelini ödedim ve ölmeden bir kez olsun oğlumun elini tutabildim.
I have paid for my sins. And I get to hold my son's hand one time before I die.
Lütfen, bir kez olsun, sana bunu yapmasına izin verme.
For once, please, don't let her do this to you.
Görünüşe bakılırsa bir kez olsun doğru bir şey yapmış.
Looks like he actually did something right for once.
Bir kez olsun haklı olduğumu kabul edemiyorsun.
You can't admit, just for once, that I'm right.
Henry, bir kez olsun benim tarafımı tutamaz mısın?
Jesus, Henry. Just once could you take my side?
Bu yüzden savaşın ardından Nazi işgali sırasında kesin olmak gerekirse sekiz sene üç aydır neden bir kez olsun yeni gerçekçiliğin inşasına katkıda bulunmadığım sır değildir.
So it's no secret what I did during the Nazi occupation than after the war, and why for some time, eight years and three months to be exact, I couldn't join in the building of the new reality.
Hayatında bir kez olsun, dinleyecek misin?
For once in your life, will you please just listen!
Sam Cooper'ı 20 yıldır tanırım ve bir kez olsun emirlere karşı geldiğini görmedim.
I've known sam cooper for 20 years, And I've never seen him defy an order.
Yani 12 yıldır onun amiriyim bir kez olsun özel hayatı hakkında konuşmadı.
I mean, in the 12 years I was his supervisor, I don't think we ever had one personal conversation.
Hayatında bir kez olsun iyi bir şey yapacaktı.
For once in his life to do something good.
Bir kez olsun, hepimiz bir şeyler yapmaya uğraşıyoruz. Daha büyük.
For once, all of us are trying to do something bigger
Bir kez olsun birbirimize dürüst olabilir miyiz?
Can we just be real with each other for once?
Bir kez olsun, 60 yardlık bir bomba göndersin.
Let him throw that 60-yard bomb, man, just once.
Oğlum bir kez olsun ağzını kültürel bir klişe kusmadan açabilecek misin acaba?
Dude, can you even open your mouth without spewing a cultural stereotype?
Bir kez olsun gülümsemedin.
You have never smiled even a little bit.
Hayatımda bir kez olsun, peşime düşeceğinden endişe duymuyordum.
For one second of my life, I wasn't worried about her coming after me.
Bırak da bir kez olsun iyilik yapayım.
Let me do this one good thing.
Ben de ona bir kez olsun parayı nereden bulduğunu sormadım.
And I never once asked him where he got the money from.
Bir kez olsun bana güven.
Trust me, for once.
bir kez olsun onu utandırmayacağız.
For once, we are not going to embarrass him.
Neden bir kez olsun tepene binmesine izin vermemeyi denemiyorsun?
Why don't you try not letting her walk all over you for once?
Ama bir kez olsun kendinden geçmek zorunda kalmamıştın, değil mi?
But you never had to pass yourself off as one, have you?
Hayatına bir kez olsun bile kim yapmamıştır ki?
Who hasn't plagiarized once in their lives?
Biliyorum senin huyun bu ama bir kez olsun kafana takmamaya çalış.
Look, I know it's your specialty, but let's... let's try not to overthink this one, okay?
Ömründe bir kez olsun, sana ilgi duymayan bir kadın çıkmış olamaz mı?
Is it possible that maybe, for once in your life, that there's a woman that's just not interested in you?
Lütfen bir kez olsun yanlış alarm çıksın.
Oh, please let this be a false alarm for a change.
Bunda daha önemlisi acaba yakalnacak mı... bir kez olsun bile?
And more to the point, is he going to get caught... for once?
Bahse varım, teşkilatı bırakmayı bir kez olsun aklına dahi getirmedin, değil mi?
I bet you never even once considered leaving the force, did you?
- Bir kez olsun istiyorum işte.
Oh, just once I wish I did.
Steve, hayatında bir kez olsun erkek gibi davranıp örümcekten kurtul.
Steve, be a man for once in your life and get rid of the spider.
Bir kez olsun beni dinle.
Just listen to me for once.
Haberin olsun bana bir kez olsun yalan söylersen, sen affetmem.
I'm telling you... if you ever lie to me, I'll never forgive you.
Tamam, bir kez olsun, 3000 tane gazeteci hayırımıza bir şey başardı.
Okay, for once, having 3,000 credentialed reporters in our city works in our favor.
Bir kez olsun seksi bir şeyler giymk istiyordum.
I just, for once, would like to wear something a little sexy.
Hayatında bir kez olsun, kendine biraz itimat edebilir misin?
For once in your life, will you give yourself some credit?
Bir kez olsun, sıradan bir aile gibi beraber yiyelim istiyorum.
Just once, I'd like us to eat together, like a normal family.
Sadece sizden bir kez olsun, suçluyu düşündüğünüz kadar kurbanı da düşünmenizi istiyorum.
I'm asking you, for once, to think of the victim as much as you think of the criminal.
Bir kez olsun koca bebek numaraların işe yaradı!
For once being a huge baby actually worked out for you!
Bir kez olsun partileri sorunlarınla mahvetmeyip eğlenmemize müsade eder misin?
Could you for once just let us enjoy a party Instead of making it about all your issues?
Bir kez olsun bana güvenir misin?
Could you just trust me for once?
33 yıl çalıştım. Emekliliğime 2 gün var. Bir kez olsun adım gazeteye çıkmadı.
33 years, two days left to retire, not once did I have my name in print.
Bir kez olsun barışa bir şans tanıyın * *.
For once, give peace a chance.
Baba lütfen bir kez olsun benim için.
Dad... Please. For once,
Benim emrim altında çok hızlı yükselebilirsin hayatında bir kez olsun gerçek para kazanmaya başlayabilirsin.
With me in the position I'm in, You could be working up the ranks pretty quick yourself, Start making yourself some real money for once.
- Karşınızda Felicia'nın bir sürü fotoğrafı varken bir kez olsun ona bakmadınız. - Nereden çıkarttınız ki...
What makes you think...?
Bir kez olsun bile kimliğimi tek başıma keşfetmem için beni terk edip gitmedi.
I could knit. You don't know.
Eğer bir kez daha uyurken senin nefesin duymak için yanında yatarsam tanrıya yeminim olsun ki...
And if I have to lie there listening to you breathe in your sleep one more time. I swear to God...
Danny, Tanrı şahidim olsun bunu bir kez daha soracak olursan seni vuracağım.
I swear to God, Danny, if you ask me that again I'm gonna shoot you.
bir kez 117
bir kez daha 333
bir kez daha deneyelim 24
bir kez bile 18
bir kez daha söylüyorum 16
olsun 342
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez daha 333
bir kez daha deneyelim 24
bir kez bile 18
bir kez daha söylüyorum 16
olsun 342
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kere 190
bir katil 56
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir katil 56
bir kız mı 24
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32