English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bir kız vardı

Bir kız vardı tradutor Inglês

2,885 parallel translation
Sadece zencilerle çıkan çok güzel bir kız vardı.
There was this beautiful girl who only dated black guys...
Bir kız vardı.
There was a girl.
Babasıyla küçük bir kız vardı.
It was a little girl and her dad.
Hoşlandığım bir kız vardı.
There's this girl I like.
- Kimseyle. Bir kız vardı ama her şeyi elime yüzüme bulaştırdım.
There was a girl... but I messed it up.
Bizim orada, Wal Mart'ta çalışan bir kız vardı.
Back home, there's a girl works at the Wal-Mart.
Bir kız vardı, öğrencilerinden biri. Orada öylece durmuş ağlıyordu.
There was a girl, one of her students, just standing there crying.
Ona verdiğimiz çalışma kitabını taşıyan küçük bir kız vardı.
A little girl was carrying a workbook we gave her.
Sert delikanlı olmaya çalıştım ama içimde dışarı çıkmaya korkan tatlı küçük bir kız vardı.
I tried to be the tough guy, but inside was a pretty little girl afraid to come out.
Mesela hep iyi notlar alan Kathy Geiger diye bir kız vardı biz de gözünü ve ellerini bağlayıp gece yarısı bir mısır tarlasına bıraktık.
Like, okay, this one girl, Kathy Geiger, got really good grades, so we blindfolded her, tied her up and left her in a cornfield overnight.
Küçük oğlumun başına bela açan bir kız vardı eskiden. Ama şimdi Kore sınırına bile yaklaşamıyor.
The girl who bothered my second son couldn't come back to Korea.
Bir kız kardeşi vardı, Shari.
He has a sister Shari.
Genç bir kız vardı.
There was chaos everywhere.
Bir grup zalim kız vardı ;..
There was one group of mean girls - -
... tanıdığınız tüm kahramanların iki dünya arasında kapana kısıldığı bir kasaba vardır.
Where every storybook character you've ever known is trapped between two worlds.
Bütün gece Tyler'ın kız arkadaşını izleyen bir takımım vardı.
We had a team on Tyler Lee's girlfriend all night.
Diyebileceğim, yangın yolunda bir kamyonet vardı ve işte o zaman diğer kızı gördüm.
Well, best as I could tell, there was a van out there on the fire road, and that's when I saw the other girl. The other girl?
Biliyor musun, benim küçük bir kız kardeşim vardı?
You know, I had a kid sister.
Benim bir kız kardeşim ve erkek kardeşim vardı.
I... had, um... a sister, and, uh, a brother.
Hayır, o, o kızın peşinde muhtemelen onu etkilemek için vakıf fonlarını sömüren bir sürü zengin kazma vardır.
No, that... that girl's probably got a dozen Ivy League jerks draining their trust funds trying to impress her.
L.A'deyken yalnız olduğunu sanıyordum. Bir kız mı vardı?
Thought you were alone in L.A. Was there some girl?
Colin'in kız arkadaşına ürkütücü bir ilgin vardı.
And you had a creepy fascination with his girlfriend.
Şimdi bir kız, iki kız vardı.
There was one gi... two gi... there was...
Özür dilerim, Bir an kimden bahsettiğinizi anlayamadım Çünkü o kadar yakındık ki takma adlarımız vardı.
I'm sorry, I didn't know who you were talking about because we were so close that we gave each other nicknames.
Mandy bir kız--başkalarının evlerine giden çok çekici bir genç kız. Belki birisinin evinde--bodrumunda falan kafes mafes vardır.
Mandy is a girl- - an attractive teenage girl showing up at strangers'houses, one of which might--might have a cage in the basement.
Örneğin Fransız filmi "Yüzü Olmayan Gözler" de bir cerrahın kızının biçimi bozuk bir yüzü vardır. Bu yüzden bir maske takar.
In the French film Eyes without a Face for example, a surgeon's daughter has a disfigured face, so she wears a mask.
Ancak davalarımızı birleştirme kararı aldık çünkü tek bir şey üzerinde fikir birliğine vardık.
But we decided to combine our lawsuits because we agree on one thing.
İşte bu yüzden asla aşık olma, çünkü yalnız bir Fransız bıçağının bile derinlerde duyguları vardır.
That's why... Never have a lover lonely male knife France inside is have feelings.
... tanıdığınız tüm kahramanların iki dünya arasında kapana kısıldığı bir kasaba vardır.
Where every storybook character you've ever known... is trapped between two worlds.
... tanıdığınız tüm kahramanların iki dünya arasında kapana kısıldığı bir kasaba vardır.
Where every storybook character you've ever known... Is trapped between two worlds.
... tanıdığınız tüm kahramanlarının iki dünya arasında kapana kısıldığı bir kasaba vardır.
Where every storybook character you've ever known... Is trapped between two worlds...
Marty'nin küçük, kırmızı, üzeri açılan bir arabası vardı bil bakalım adını ne koymuştu?
Now I remember Marty had this little red convertible and guess what he called it?
Kısacası bizim güneşimizin ölü bir yıldız arkadaşı vardı.
In short, a death star companion to our Sun.
Tecavüz edilmiştir, bir kızı vardır. Babasının yanında, çiftlikte çalışır.
She's raped, and has a daughter, works on the farm with her father.
İlgimi çeken bir yangın çıkışı tabelası vardı, ve başka birinde de "Tanrınızı sahiplenin" yazıyordu.
There was a fire escape sign that piqued my interest and another one that said "get your God on."
Ben küçükken, büyükannen anne-kız olarak uyumlu kıyafetler giymemizin güzel olacağını düşündü ve kasaba boyunca dükkanları gezip doğru kıyafeti aradık, ve sonunda, mükemmel elbiseyi bulduk, ama ellerinde sadece bir tane vardı ve o da büyükannene uydu..
When I was little, your grandma and I decided it would be fun to get matching mother-daughter dresses, so we went shopping all over town looking for the right ones, and finally, we found the perfect dress, but they only had one, and it fit grandma, but it didn't fit me.
- Bir kızım vardı.
Had a daughter.
Ve bir de Caz vardır,... insanların takım elbise giydiği, ama uyumlu olmayan takım elbiseler çünkü kırmızı gömlekle yeşil ceket ve mavi kravatın altına tarif edilemeyecek kadar karmaşık pantolon giydiği.
And then there's jazz, you know, where you get people in suits but they're non-conformist suits'cause they're wearing a pink shirt with a green jacket and a blue tie and trousers too complex to describe.
Kızımın da bir tane yavrusu vardı.
My Selin had a child too.
Ayrıca kızınızın bu adamla bir kaç haftadır ilişkisi vardı.
Plus, for a few weeks now, your daughter has been having an affair with this man.
"Sapık" filmine çok da uymayan başka bir şey vardır. Sanki bir şeyi gerçekten kopyalayamayacağınızın bir örneğidir.
There's something else there that doesn't really fit with what "Psycho" is, so it kind of became a, you know, an example of like how you can't really copy something.
Senin bir kızın vardı. O... O çok güzel bir küçük kızdı.
She was... she was a beautiful little girl.
Şehirde bir tanışık siz vardınız, siz de yoksunuz.
You were the only two person I knew in the city but you weren't there forme.
Eger telefon hattımız olsaydı ve bize telefon acabilseydiniz, şimdi hatlar kapalı olurdu ve zaten bir karara vardık.
Well, if we had had phone lines and theyd been open, they would now be closed and we have a decision.
Hani bir kızın külodunu ilk kez çıkardığın an vardır ve engel olup olmayacağını bilemezsin.
You know that moment when you're taking a girl's panties off for the very first time and you don't know if she's gonna stop you.
Bir çift ayakkabımız ve bir kıyafetimiz vardı.
In those days you never have... You might have one pair of shoes. One suit of clothes.
Tarım reformu... Grev yapanlar... Ve deniz subaylarımız Bir sonuca vardık.
... agricultural reform is strikers to be thrown in and our naval officers.
Bu adamlar sokak köşelerinde takılıp çalışmazlardı. Kız arkadaşları, arabaları, paraları vardı. Herhangi bir yerde ve zamanında olmak zorunda değillerdi.
The guys hanging on the street corner, not working, they have girls, they have cars, they have money, they seemingly don't ever have to be anywhere at any certain time.
Kızın bir kardeşi vardı ve çok korkmuşlardı.
And uh, she had a brother, and they were so scared.
Benim bir ara bir kız arkadaşım vardı. Bana hep Carlos Castenada'yı okutmaya çalışırdı.
I had... a girlfriend once, she kept trying to get me to read Carlos Castenada.
Ama bir kızı vardı.
But he had a daughter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]