Bunu kabul edemem tradutor Inglês
738 parallel translation
"Bağışla beni Helius, tek dostumdan bunu kabul edemem..."
"Spare me, Helius, to have to accept this from my only friend..."
Bunu kabul edemem.
I can't accept this.
Bunu kabul edemem.
I shouldn't really accept these.
Bunu kabul edemem!
I won't stand for this!
Bunu kabul edemem.
I shouldn't ought to take this.
- Ama pantolon! İşte bunu kabul edemem!
- But pants, I cannot swallow.
- Hayır, bunu kabul edemem.
- No, I couldn't take it.
- Bunu kabul edemem.
- I could never accept.
Hayır, bunu kabul edemem zaten.
- Oh, no. I wouldn't dream of it.
Bunu kabul edemem.
I can't make it.
Bunu kabul edemem.
I resent that.
Bunu kabul edemem.
I can't take it in.
Çok incesin Mara, ama bunu kabul edemem.
Oh, it's exquisite, Mara, but I can't accept it.
Bunu kabul edemem.
I can't go through with this.
Hayır, hayır. Bunu kabul edemem.
No, no, I don't expect this from you
Bunu kabul edemem, etmem.
I can't admit that, and I won't.
Ama bunu kabul edemem.
But I couldn't possibly accept.
Bunu kabul edemem.
I can't accept that.
Bunu kabul edemem.
I won't have it.
Bunu kabul edemem.
This I cannot accept.
Bunu kabul edemem.
I cannot accept this.
Bunu kabul edemem.
I no longer accept them.
Ama bunu kabul edemem.
But I'm not taking this.
- Sayın bakan, bunu kabul edemem.
- Mr. Home Secretary, I can't agree to this.
Philip, Ben bunu kabul edemem.
Philip, I cannot possibly assume this.
- Hayır, bunu kabul edemem, Komutan.
- I won't have it.
- Çok naziksiniz ama bunu kabul edemem.
- It's very chivalrous, but...
Ne var ki, ben bunu kabul edemem.
Well, I'm prepared not to accept that.
Tüm bunlardan sonra bunu kabul edemem.
I can't accept that after what happened.
Bunu kabul edemem.
I won't accept that.
Hayır, bunu kabul edemem.
No, I couldn't agree to that.
Hayır, bunu kabul edemem, çünkü onlar kiliseye aitler.
No. I protest. They're the property of the church.
Problemin ne olduğunu öğrenene kadar bunu kabul edemem.
I won't admit that until I know what's troubling you.
Bunu kabul edemem.
I don't accept this. Anything.
Bunu kabul edemem.
I can't accept it.
- Bunu kabul edemem.
- I could not accept that, however.
Bunu kabul edemem!
I won't have this.
Bunu kabul edemem.
I can't take that.
Para için değil.Bunu kabul edemem. Sadece Quintero için.
Oh, it's not for the money - I could not take it - but it's for Quintero.
Ben bunu kabul edemem!
I can't take it!
Bunu kabul edemem, Peder.
I can't accept that, Father.
Bunu asla kabul edemem.
I'll never accept that.
- Bunu hayatta kabul edemem.
- Well, I couldn't accept it.
Bunu asla kabul edemem!
And I wouldn't take it from you.
Yani bunu değeri çok büyük olduğu için kabul edemem.
I mean, I can't accept it because of its great value.
- Zorla mı? Bunu da kabul edemem.
I can't agree to that either.
Bunu kabul edemem.
- Mr Peabody!
Ama bunu, kabul edemem.
But no, I cannot accept.
Bunu kabul edemem, Bones.
I can't accept that, Bones.
Bunu kabul edemem.
I haven't dismissed you yet.
Ve bunu asla kabul edemem.
And I would never accept that.
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul ediyorum 44
bunu kabul edebilirim 23
kabul edemem 51
edemem 93
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul ediyorum 44
bunu kabul edebilirim 23
kabul edemem 51
edemem 93
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143