Bunu söyleme tradutor Inglês
1,639 parallel translation
- Lütfen bunu söyleme.
- Please don't say that.
Lütfen... bunu söyleme.
Please... don't say that.
Bunu söyleme.
Don't say it.
Bütün erkekler böyle olsa bile, bunu söyleme.
Don't say that, not every man like this.
Bunu söyleme!
You can't say that!
Ama bunu söyleme şansı bulamadım.
I just didn'T... get the chance to say it.
- Bana bunu söyleme.
Don't say that about me.
- Bunu söyleme, Dee.
- Don't say that, Dee.
Hayır... Bunu söyleme... Gerçekten var
No... don't tell me it- - really exists.
Seni aldatmış ve hayatımın en büyük hatasını yapmış... olsam bile bunu söyleme iznim var mı?
Am I allowed to say that even though I cheated on you and I made the biggest mistake of my life?
Lütfen bunu söyleme.
- Please don't say it.
Bana bunu söyleme!
It was never delivered to the hotel.
Bunu söyleme bana!
Don't tell me that!
Bunu söyleme!
Don't say it!
Söyleme- - bunu söyleme.
Don't- - Don't say that.
Ama bunu kimseye söyleme tamam mı?
But you gotta keep that to yourself, okay?
- Sakın söyleme bunu.
- Don't say that.
Bunu tartışma sırasında söyleme ihtimali var mı?
Did she say it during an argument, by any chance?
Pekâlâ, bunu sonra dinlerim. Ayrıca nerede olduğunu bana söyleme, bu sadece beni daha fazla endişelendiriyor.
Don't tell me where you've been.
Sakın bana, dün geceye kadar hiç bunu düşünmediğini söyleme.
Don't tell me you haven't thought about it late at night.
- Bunu bana söyleme.
- Don't tell me.
- Bunu bir daha asla söyleme.
Never say that again.
Sakın Elliot a bunu hala oynadığımızı söyleme.
Don't tell Elliot we're still playing.
Tamam, iyi, ister söyleme sırf, bunu yapmak zorunda olmayacak anlamına gelmez.
Okay, well, just because you don't wanna say it, doesn't mean we won't have to do it.
Bak, anneme daha bunu söyleme fırsatım olmadı.
He's a cool guy.
Ama bunu ona söyleme.
But don't tell her.
Bunu sakın söyleme, tamam mı?
Don't just say that!
Joan ve ben bunu hep söyleriz, eğer birisi hakkında söyleyecek iyi birşeyin yoksa.... hiç birşey söyleme.
Joan and I always say, if you don't have anything nice to say about someone don't say anything at all.
Bunu Trent'e söyleme sakın. O, tam bir aptal.
Hey, man, don't tell Trent about this, that guy's a real tool.
Bunu kimseye söyleme olur mu?
Just please don't tell anybody about it, okay?
Bunu size söyleme yetkim... O benim kocam.
I'm not currently at liberty to discuss this...
Bunu anlayabilirim. Yine de yüksek sesle söyleme istersin.
I can understand that... but you might not want to say it out loud.
Bak, Andrew hiçbirşey söylememi istedi, bu bizim aramızda bir sır olarak kalmalı. Lütfen bunu senle paylaştığımı ona söyleme.
Look, Andrew asked me not to say anything, but I don't want there to be any secrets between us, so please don't let him know I told you.
Bunu senin de hissetmediğini söyleme.
Don't tell me you don't feel it, also.
Bunu ciddi ciddi düşündüğünü söyleme.
Tell me you're not seriously considering this. The bunker.
"Kimseye söyleme" dediler. Açtım ve bunu gördüm.
They said, "don't tell anyone," and I opened it and I saw that.
Bunu, ona değer verdiğin için söyleme.
You would not be telling him for him.
Ben bunu yapamazdım... yani şu internette yaşımla ilgili yalan söyleme olayını.
I couldn't do it, the whole lie-about-my-age-on-the-lnternet thing.
Bunu biliyordum. Bir daha repliği sorarsam söyleme.
Okay, if I ask for the line again, don't tell me.
Bunu hissetmediğini söyleme.
Tell me you don't feel that.
Sakın bana bunu düşünmediğini söyleme.
Don't tell me you haven't thought about that.
Bana bunu hiç düşünmediğini söyleme.
Don't tell me you haven't thought about that.
Ama bunu kimseye söyleme tamam mı?
But you can't repeat this, all right?
Montundaki izler bunu kanıtlıyor. Yani bana yalan söyleme.
Trace from your jacket ties you to the payload, so don't lie to me.
Eğer bana yardım etmeyeceksen neden bunu bana söyleme zahmetinde bulunuyorsun?
Why did you bother telling me this if you're not going to help me?
Peki bunu söylediğimi kimseye söyleme.
Okay, don't tell anybody i told you this.
- Bunu bana söyleme.
- Well, don't tell me.
Düğün töreninde söyleme bunu.
Don't do it during the wedding toast.
Bunu tam olarak ifade etmiyorsan hiç söyleme Carlos.
Don't say that if you don't mean it, Carlos.
Çünkü bunu yaptığınız kişilerin hiçbir şey söyleme hakları yok.
Because the people that you do it to have no say.
- Bunu bir daha söyleme. - Neyi?
- Don't do that again.
bunu söylememeliydim 21
bunu söylemedim 35
bunu söylemek zor 20
bunu söylemekten nefret ediyorum 25
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söylemedim 113
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
bunu söylemedim 35
bunu söylemek zor 20
bunu söylemekten nefret ediyorum 25
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söylemedim 113
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylemeyecek misin 32
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69
söylemesi kolay 78
söylemeliyim ki 66
söylemediniz 20
söylemeye çalıştığım şey 24
söylemene gerek yok 37
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69
söylemesi kolay 78
söylemeliyim ki 66
söylemediniz 20
söylemeye çalıştığım şey 24
söylemene gerek yok 37