Buraya oturabilirsin tradutor Inglês
59 parallel translation
Buraya oturabilirsin.
Sit down over here.
Buraya oturabilirsin.
Here. Sit down.
Sen... buraya oturabilirsin.
You... you sit here.
Buraya oturabilirsin.
You can sit down here.
Buraya oturabilirsin.
We can sit over here.
Elbette, otur dostum, buraya oturabilirsin.
Sure, sit down, my friend, you sit right down there.
Buraya oturabilirsin.
You can sit here.
Buraya oturabilirsin.
Ehm.. sit here.
Buraya oturabilirsin.
You can sit over here.
İstersen buraya oturabilirsin.
You can sit here if you want.
Buraya oturabilirsin!
Sit down here!
Buraya oturabilirsin, Connie.
You can have a seat right here, Connie.
Orası dolu. Buraya oturabilirsin.
Oh, but you can sit here.
Buraya oturabilirsin.
have a seat.
Buraya oturabilirsin. Burası otobüsü beklerken oturduğum yer.
You can sit here right there...'cause this is where I usually sit when I'm waiting for buses.
Buraya oturabilirsin.
You could sit here.
Buraya oturabilirsin.
You can sit there.
- Buraya oturabilirsin.
- Could I hold the bag for you?
Buraya oturabilirsin.
You can come on over here and sit.
İstersen buraya oturabilirsin, Summer.
You can sit here if you want, Summer.
Bu uyku tulumu görüldüğü gibi kötü değil, buraya oturabilirsin.
That's sleeping bag's not as damp as it looks. You can sit there.
- Buraya oturabilirsin dedim mi?
- Did I say you could sit here?
Sen buraya oturabilirsin.
You can sit here.
- Buraya oturabilirsin.
- You can sit here.
- Buraya oturabilirsin.
- Here, you can sit right there.
- Her neyse buraya oturabilirsin.
- Anyway, you can sit right here.
- Nick, buraya oturabilirsin.
- Nick, you can sit there.
Gel, buraya oturabilirsin.
Here, come and sit down.
Buraya oturabilirsin.
You can have a seat right here.
İstiyorsan, buraya oturabilirsin.
You can sit here if you want.
Maruge, buraya oturabilirsin.
Maruge, you can sit there.
Buraya oturabilirsin.
Here. You take that one.
Oturabilir misin? Buraya oturabilirsin.
Can you sit down?
- Büyükanne buraya oturabilirsin.
Granny, you can sit here
Jill, eğer istersen, buraya oturabilirsin.
Jill, if you'd like, you could sit here.
İstersen buraya oturabilirsin.
There's a spot over here if you want it.
Şimdi tatlım, buraya oturabilirsin...
And now dear, if you just sit here...
İstersen buraya oturabilirsin.
You can... You can sit here if you want.
- Merhaba, buraya oturabilirsin.
- Hello. Sit here if you want.
Buraya oturabilirsin, Jake.
You can sit here Jake.
- Buraya oturabilirsin.
There is a stool here..
Buraya kadar gelmişken, bizimle yemeğe oturabilirsin.
But since you're here, you might as well stay.
Buraya ait bir masa o. Nazik ol. Bu seferlik başka birinin yerine oturabilirsin.
You can sit at someone else's station.
Buraya oturabilirsin.
Oh, but you can sit here.
Buraya oturabilirsin.
Can sit here.
Buraya taşınırsan Westside'da oturabilirsin.
If you moved here, you could live on the West Side.
Buraya, Axl'ın hardalla osuruk yazdığı yere oturabilirsin.
Here, you can have from the mustard stain to where Axl wrote "Fart."
Buraya oturmak istemiyorsan başka yere oturabilirsin.
If you don't want to sit here, you can just sit someplace else.
oturabilirsiniz 55
oturabilirsin 39
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
oturabilirsin 39
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya neden geldin 73
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya kadar geldik 26
buraya gelin 820
buraya getir 71
buraya gelsene 50
buraya koy 29
buraya gelebilir misin 28
buraya gelip 69
buraya geldim 45
buraya gelirken 28
buraya kadar geldik 26