English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Buraya gelirken

Buraya gelirken tradutor Inglês

1,065 parallel translation
Buraya gelirken hiç bir şeyin yoktu, hatta kalıcı bir işin bile.
You came down here with nothin', not even a job permanent.
Bu gece arabayla buraya gelirken... bu işin başarıya ulaşacağını bildiğinden Aschenbach'ın içi rahattı.
Coming here in the car tonight... Aschenbach was perfectly clear in his own mind that it was going to be successful.
Buraya gelirken içimde kuşku vardı, ama buraları çok sevdim.
I had doubts about coming here, but I like it.
Seni buraya gelirken ilk gördüğümde çok şaşırdım.
Well, at first when I saw you coming in this tart factory I was surprised.
- Evet? Annenizi, un tüccarı Magoemon ile buraya gelirken gördüm.
I saw your mother coming here with Magoemon, the flour dealer.
Buraya gelirken bir araba beni ezmek istedi!
So a car tried to run me down on my way here!
Buraya gelirken her şeyi düşündüm.
On the way up here I had it all figured out.
Daha bu akşam, buraya gelirken yolda, hiçbir şeyin üzerinde olmayan bir şey gördüm. - Ne kötü!
I myself, on my way here this evening, saw a thing that was not on top of another thing in any way.
Üç saat önce buraya gelirken, önünden bir Fransız birliği geçmiş.
Three hours ago on his way to the market he passed a French patrol.
Buraya gelirken kulaklarım dondu.
My ears were frozen as I was coming here
Evet, tıraş olabilirsiniz tabii ki buraya gelirken!
Yes, of course you've got time to shave... on your way here!
Çünkü ben, uh, buraya gelirken biraz püro olmak için yiyecek mağazasına uğradım, ve fark ettim ki, kapalı ve polis arabaları etrafta.
'Cause I, uh, stopped by the grocery store on the way here to pick up some cigars, and I noticed it was closed and the cops'cars around.
Buraya gelirken nerden hangi yönden geldiğimi bulmak için yardımın gerek.
Helpir me to get to where it was that... to get to where it was that I was headed for.
- Buraya gelirken yeni arabanızı gördüm, Oh, mükemmel bir araba.
Saw your new car, by the way. Oh, that's some automobile.
Buraya gelirken bir şey fark ettiniz mi?
Did you notice anything on the way here?
Bu gece onu buraya gelirken hiç kimsenin görmediğini söyledi.
He said that no one saw him come in here tonight.
Buraya gelirken sevimli bir yaşlı beyle konuştum, Bay Ferguson...
On the way here, I bumped into a nice old fellow that works in your service station, Ferguson.
Onu buraya gelirken gördüm!
I saw him come in here!
- Buraya gelirken sorun oldu mu?
- Any trouble getting here?
Buraya gelirken keyifliydim. Ağlamamaya kararlıydım.
On my way over I was determined not to cry.
Buraya gelirken seninle yatmak hissine kapıldım. Bir şey hissedip hissetmeyeceğimi anlamak için.
I wanted to have sex with you today to see if I felt anything.
Görevliler New York'tan buraya gelirken Century Limited'de yüksek limitli oyun oynadığını söylüyor.
The porters say he runs a braced game on the Century Limited... when he comes out here from New York.
Buraya gelirken taksi parasını benim ödememe izin verdiler.
Coming back here, they let me pay for the taxi.
Ama benimle buraya gelirken çok mutlu gibiydin.
But you seemed so happy to come here with me.
Hani şu sarı renkli, iri olan, ben buraya gelirken, peşimden gelen.
You know, that big yellow one that was following me when I come here.
Buraya gelirken, sorun yaşamadınız umarım.
You had no problems getting here, I hope?
Çünkü buraya gelirken yolda...
Because as I was walking along the sidewalk...
Aklımda tutmaya bile çalışmadım... Çünkü buraya gelirken gerçek ismini vermediğini biliyorum
I didn't try to remember it... because I knew he didn't use his true name when he came here
Şey, hayvan yorgun, buraya gelirken onu çok zorladım.
Well, the animal is tired. I rode him pretty hardcoming over here.
Ama buraya gelirken, yanında 2 çocuk getirmişti.
Butwhen he came, he'd broughttwo children here.
Buraya gelirken yanından geçtiğimiz şeker rafinerisini hatırladınız mı?
Remember that sugar refinery we passed on our way here?
Buraya gelirken sürüyü bir başına bıraktım... kurtlar ve haydutlar avlayıp yemesin diye.
To come here I left my sheep prey to foxes and bandits.
Buraya gelirken...
Then when I got here...
Sen buraya gelirken güçlü kal.
You just gotta keep coming back stronger.
Buraya gelirken kendimin patronuydum, buradan gidince de kendimin patronu olacağım.
I was my own man when I came here and I'll be my own man when I leave.
Buraya gelirken,
While coming in now,
Buraya gelirken bana denmişti ki ;
When I came here, my Master told me that
Buraya gelirken çok zorluk çektim.
I had so much difficulty coming here
Marilyn buraya gelirken yolda neredeyse bir sapık ona saldıracakmış.
On her way here, Marilyn was almost attacked by some pervert.
Gemide buraya gelirken, askerler ilk VC'yi kimin alacağı konusunda şaka yapıyorlardı.
Court-martial. On the ship coming over here, the blokes used to joke... about who'd be the first to get a VC.
Buraya gelirken yağmur yağmıyordu.
It wasn't raining when I got here.
Buraya gelirken takımın kaybolacağından korkuyor yani geri gidip ellerinden tutarak buraya getirmemiz gerekiyor.
He's afraid the platoon's gonna get lost coming up here... so we gotta go back and handhold them all the way right here.
Klandan sürüldüğümde... takip edildiğimi hissetmiştim... Aynı hissi buraya gelirken de hissettim! O 10 ünlü süikastçinin... bu bölgede cirit attığını duymuştum
When I was driven out I felt I was followed I felt the same way when I came to see you I have heard the ten assassins are lurking around these parts you'd better be careful
Buraya gelirken koca gemide bayağı düşündüm.
I thought a lot about you while I was on the big trip coming here.
Kaptan, buraya gelirken gemisini fırtınadan kurtardığınızı söylüyor.
The captain says you saved his ship during the storm on your trip here.
Ve buraya gelirken yolda gördüğümüz bir iki gezegeni daha!
And one or two others we noticed on the way over!
Buraya gelirken....
On my way back
Buraya gelirken beni bazı askerler rahatsız etti.
On the way here some of the crew molested me.
Savunma ve Dışişleri Bakanı'yla buraya doğru gelirken cihazla aralarındaki ilişkinin nasıl olacağına dair ufak bir toplantı yaptık. Kurumu da bilgilendirdik.
Our secretary of defense, the secretary of state and myself had a discussion on our way out here and as to the treatment needed we told the company about it.
Söylemek isterim ki, buraya gelirken...
I meant to say as I was coming here...
Ve biliyor musun, taksiye atlayıp, buraya davetsiz gelirken kusura bakmayacağınızı umut ettim.
And I had to, you know, get in a taxi and come on out here in the hopes that I would not be intruding myself.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]