Hepsi bu kadardı tradutor Inglês
156 parallel translation
Hepsi bu kadardı.
That's just it.
Hepsi bu kadardı.
That was all.
- Hepsi bu kadardı.
- That's all there were.
Aslında, elimizdekinin hepsi bu kadardı ta ki siz...
- In fact, that's all we had to go on until you - - [Gasps]
Şey hepsi bu kadardır umarım.
Well, I guess that's the end of that.
Sanırım hepsi bu kadardı çavuş.
I think we've had it now, sergeant.
Hepsi bu kadardı.
That would be all.
Hepsi bu kadardı.
That was all of it.
Ama hepsi bu kadardı.
But that was it.
Umarım hepsi bu kadardır.
Well, I hope that's all.
Bakın, hepsi bu kadardı işte.
See, that's all there's to it.
Julia bir miktar duyma zorluğu yaşamıştı. Ama hepsi bu kadardı.
Julia just turned deaf a little, but that was all.
Umarım hepsi bu kadardır.
I hope that's all it is.
* Hepsi bu kadardı *
That was all
Tamam, hepsi bu kadardı.
OK, I guess I've got all I need. Thank you.
Hepsi bu kadardı.
That's all of them.
Hepsi bu kadardı.
No more
Hepsi bu kadardı.
That was that.
Hepsi bu kadardı Bay Proctor.
THAT'LL BE ALL, MR. PROCTOR.
- Hepsi bu kadardı.
That's all there is.
O gitmişti, hepsi bu kadardı.
She was gone, that was all.
Evet, tam olarak. Hepsi bu kadardı.
Yes, that's right... it's the same for everyone...
- Hepsi bu kadardı.
- That's all there was.
Hepsi bu kadardı.
That's all of it.
- Hepsi bu kadardı.
- That was it.
Sanırım, hepsi bu kadardı.
I guess that's it.
Hayır, aklıma hiçbir şey gelmiyor hepsi bu kadardı.
No. I can't think of anything. That's about it.
Sanırım hepsi bu kadardı.
I think that's all of them. - Thanks.
Hepsi bu kadardı.
And that was all.
Neden diye sormaya cesaretim yoktu ama hepsi bu kadardı ve beni geri yolladılar.
I didn't dare ask why or what but that was the end of it and they sent me back.
Odasının önünde öpüştük, ama hepsi bu kadardı.
We kissed outside her room but that was it.
Hepsi bu kadardı, gerçekten.
That's all it was, really.
Hayır, hepsi bu kadardı.
No, that's it.
Hayır, hepsi bu kadardı.
No, that was all.
Ve hepsi bu kadardı.
And that was it.
- ve hepsi bu kadardı.
- and that was it.
Hepsi bu kadardı canım.
That's it.
Gitti. Hepsi bu kadardı.
She took off, and that was it.
Hepsi bu kadardı.
And that was it.
Hepsi bu kadardı tatlım.
You're all done, sweetie.
Umarım hepsi bu kadardır.
I hope this is all of it.
- Hepsi bu kadardı.
- That's all it was.
Bir kez de öpüştük. Hepsi bu kadardı.
And we made out once, and that was that.
Yemin ederim hepsi bu kadardı Duş aldı, hemen birine telefon etti.
I swear that was it. Took a shower, she made a phone call. When I came out, she was gone.
- Hepsi bu kadardı.
That was it.
- Eminim hepsi bu kadardır.
- I'm sure that's all it was.
Onun için yapabileceklerimin hepsi bu kadardı.
That was all I could do for her, then
İçinde bulunduğu Humvee ters dönmüştü. Hepsi bu kadardı.
They said his Humvee turned over... and... that was it.
Ve belki yaptığımın hepsi bu kadardı. Bir adamı kurtarmak içindi. Kendimi.
TO SAVE ONE MAN--ME.
İşte hepsi bu kadardı.
That was the end of it.
Ama... hepsi... bu kadardı.
But that... was... all it was.
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsi bu kadar 752
hepsi bu mu 684
hepsi bu kadar mı 205
hepsi bu değil 97
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu işte 16
hepsi bu da değil 19
hepsi buydu 30
hepsi bu 3203
hepsi bu kadar 752
hepsi bu mu 684
hepsi bu kadar mı 205
hepsi bu değil 97
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu işte 16
hepsi bu da değil 19
hepsi buydu 30
bu kadardı 28
hepsi 500
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsini istiyorum 28
hepsine 52
hepsi mi 80
hepsi 500
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsini istiyorum 28
hepsine 52
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsi benim hatam 120
hepsi aynı 112
hepsini al 58
hepsi doğru 60
hepsi bitti 104
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsi benim hatam 120
hepsi aynı 112
hepsini al 58