O zaman anlaştık tradutor Inglês
534 parallel translation
Pekala, o zaman anlaştık.
Very well, then, it's settled.
O zaman anlaştık.
Well, it's a deal then.
- Güzel. O zaman anlaştık.
It's settled, then.
- O zaman anlaştık.
- Then its all settled.
O zaman anlaştık.
Then it's settled.
O zaman anlaştık mı?
Then i s agreed?
O zaman anlaştık.
- Then it's settled.
- O zaman anlaştık, Scotty.
- Got yourself a deal, Scotty.
O zaman anlaştık.
Then we agree.
Pekala, o zaman anlaştık.
Right, we have a deal then
- Tamam. O zaman anlaştık.
- Then it's agreed.
O zaman anlaştık
Then it's a promise
O zaman anlaştık, yarın başlıyor.
It's agreed then, he'll start tomorrow.
- O zaman anlaştık.
- You got a deal.
O zaman anlaştık.
Then we have a bargain.
- O zaman anlaştık yani?
- No, no, no.
- Bu fiyata anlaştık o zaman.
- Then we're agreed on that.
- Anlaştık o zaman.
That's settled, then.
"Anlaştık o zaman." dedi.
That's settled. "
Anlaştık o zaman.
We agree then
Evet, tayfanın da hoşuna gider. Anlaştık o zaman.
Yeah, sure, I guess the fellas would like that.
- Tamam, anlaştık o zaman.
- Okay, it's a deal.
- Bir çeşit açıklama düşünmeliyim. - Anlaştık o zaman.
Is it a deal then?
Anlaştık o zaman beyler, tekrar barıştık.
All right, then, gentlemen, we are all friends again.
Anlaştık o zaman.
All right, then.
Peki o zaman, anlaştık.
Well, then, we agree.
Anlaştık o zaman.
All right, it's a deal.
- Anlaştık o zaman!
- Then it's settled!
Pekala o zaman, anlaştık.
All right then. Not another word.
Peki, o zaman, anlaştık gibi görünüyor.
Well, then, sounds like a deal.
Anlaştık o zaman.
It's settled.
Anlaştık o zaman.
Well, that settles that.
Tamam o zaman, anlaştık!
Right then, it's a deal!
Anlaştık, o zaman buraya kadar boşuna geldin.
then we are in agreement. In fact, your journey here was completely useless.
- Tamam o zaman, anlaştık.
- Alright. Deal.
O zaman, anlaştık.
Well, then it's settled.
Tamam o zaman, Tripolina'yı getireceğim, Evet, anlaştık o zaman.
Well, okay, then I'll bring Tripolina, Yes, it's okay then.
Pekala, anlaştık o zaman.
Well, it's done.
- Anlaştık o zaman.
- Then we are agreed.
Anlaştık o zaman.
That's settled.
Anlaştık o zaman.
It's settled then!
Anlaştık o zaman.
We agree then.
Tamam, anlaştık o zaman.
Okay. You got a deal.
Anlaştık o zaman.
It's settled, then.
Tamam, anlaştık o zaman!
Right, it's agreed then
- Anlaştık o zaman.
- It's a date, then.
O zaman her konuda anlaştık mı?
Well, is it all set?
Anlaştık o zaman.
It's all set, then.
- Anlaştık o zaman.
- Okay.
İyi, anlaştık o zaman.
Good, then it is decided.
O zaman anlastık.
Then we're both agreed.
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75