English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ O ] / O zaman ben

O zaman ben tradutor Inglês

7,697 parallel translation
O zaman ben ısmarlıyorum.
Oh, then I'm buying.
Hikaye yaz. O zaman ben de görebilirim. Ama bu saçmalığa son ver.
Or write a story, so that maybe I can meet her but just-just fucking stop this.
Bu gece burada kalacaksan, o zaman ben gideceğim ve gideceğim.
If you're staying here tonight, then I'll go ahead and leave.
O zaman ben de yapamam.
Then neither can I.
O zaman ben eve dönüyorum.
Then I'm driving home.
O zaman ben de Laurie Bream'a Russ kahrolası Hanneman'la alenen ortak olduğunu mu söyleyeyim?
Okay, so I'm supposed to tell Laurie Bream that she is publicly co-invested with Russ fucking Hanneman?
- O zaman ben yaparım.
- Then I will do it.
Tanrım, ama o zaman ben çok zayıftım.
God, but I was so weak then.
O zaman ben alayım.
Then I'll take it.
Tamam o zaman ben gidiyorum.
Fine. I'm leaving.
Herhalde. Tamam, o zaman, ben...
All right, well, I'm gonna...
Ben su alayım o zaman.
Actually, I'll have a water, please.
Yani bazıları birini sever çünkü o kişi onları daha iyi insanlar haline getirir ama ben seni seviyorum çünkü her zaman sadece kendim olmamı istiyorsun.
I mean, some people love someone because they make them a better person, and that's not why I love you, because you've always just wanted me to be myself.
Tanrı aşkına! O saçmalığı zaman zaman söylerim ben.
Oh God I say that crap sometimes.
Tamam o zaman, sen ne dersen ben onu yapacağım.
Well then.
Ben de bıçağımı çıkardım ve "Yap o zaman." dedim.
So I slid over my knife, said, "Go ahead."
Peki, ben... ben gidip arabaya bırakayım o zaman.
Fine, I'll just... I'll just go leave it in the car then.
- O zaman bana o değneği getir. Böylece sen ve ben bundan daha fazlasını görebiliriz.
- Well, then get me the wand and you and I can see all that and so much more.
- O zaman niye ben aramadı, akıllı çocuk?
Then why didn't she call me? Huh, smart guy?
ahbap, ben çok çılgın biriyim, işte o zaman sen ve kızına tarfi edilmez acılar yaşatırım.
I'll put you and your daughter in a world of pain.
Bağışlanmak istedi ve ben de bağışladım ama işin aslı yapmış olduğu her şeyi ve uzun zaman önce yapabileceği her şeyi o gün bağışlamıştım.
She asked forgiveness, and I gave it. But the truth is, I'd forgiven everything she'd done and everything she could do long before that day.
- Tamam o zaman. Ben...
- Yeah, I'm gonna...
- Ama o zaman nasıl... - Ben.
- But then, how...
Ben de gıdıklarım o zaman.
I can do tickle time too.
Ben de o zaman bırakacaktım.
That's when I would stop.
O çok iyi bir adam ve ben de programda harika zaman geçirdim.
He's such a great guy, and I've had a lovely time on the show.
Ben götüreyim o zaman.
I'll take it to him, then.
O zaman Facebook sayfamıza neden tek ben girebiliyorum?
Okay, then how come I am the only one with the administrator password to the Facebook page, Lucy?
- Ben bir oğlan mıyım? O zaman sikimi yala.
"Am I a man?" Suck my dick.
Eğer gecenin sonunda Mösyö Brousseau'ın rüyaları süsleyen büyük Fransız siki nefis kalçanın dibine kadar gömülmüş olmazsa o zaman yanlış bir şey yaparsın bu durumda ben...
If, by evening's end, monsieur Brousseau isn't imagining his big French cock buried deep between your delectable thighs, then you've done something wrong, in which case, I will be...
O zaman erkeği ben olacağım.
Then I'll be her man.
Ben seni okula götüreyim o zaman.
Why don't I just, uh, take you to school?
Ben de eski Maithili isem, o zaman adını mutlaka yazmalıyım.
If I were the same old Maithili then I definitely would have misspelled your name.
Ben hiçbir zaman o insanlardan biri değildim.
I was never one of those people.
Doğduğumda olmam gereken kişi değilsem, olmak istediğim kişi de değilsem... ben neyim o zaman?
If I'm not what I was when I was born, and I ain't what I've become instead... what the fuck am I?
Ben, Ka ra korku zamanında doğmuşum. 1988'ki, o da Ejderha YıIı yapar.
I'm the Year of the Ti... phoid scare of 1988, which also happens to be the Year of the Dragon.
Onunla ben konuşmalıydım. Yola gelir o zaman.
You know, you should let me talk to her.
O zaman patronla ben belki de denge yatağına gitmeliyiz.
Well, then the boss and I... Maybe go on the inversion table?
Ben de fasulye yerim, hemşehri sayılırız o zaman.
I eat beans. I'm a gringo.
O zaman acele edip öl, çünkü ben gitmeye hazırım.
Well, then hurry up and die,'cause I'm ready to go.
O zaman nasıl, ben ve bir grup mu?
( Chuckles ) So what then, just me and an ensemble?
O zaman kesinlikle bunu alacağım ben.
I'll take this one then definitely.
O orospu kabadayıyla iddiaya tutuştukları zaman beni almaya çalıştı. Ama ben kabul etmedim.
When she had that bet thing going on with the bully butch bitch, she tried to get me, but I didn't do it.
O zaman aklı başında taraf ben olacağım ve olayların karışmasını engelleyeceğim.
Then I have to be the responsible one and keep things from getting out of hand.
O zaman, ben de konsere Mike'la giderim.
Well, I'll just go to the concert with Mike.
O zaman, ben gideyim.
Well, I'll be going.
O zaman, ben de serileştirilmeyi... hedeflesem mi?
Then, I will also aim for serialization... perhaps?
o harika bilmem belki o adam ben olabilirim yılın bu zamanında isveç hakkında güzel şeyler sölemek zor olabilir çok karanlık ve moral bozucu bence öyle değil ışık karlardan yandığında çok güzel oluyor ek olarak havası güzel ve temiz nefes felan alması güzel
Oh, that's great. I don't know, I don't think I can be the guy. Well, it might be tough to find nice things to say about Sweden this time of year.
Ben de sana bir şey söyleyeceğim o zaman.
Then I'll tell you something.
- Ben senin yerine sorayım o zaman.
- Then I'll ask for you :
O zaman, eğer sen bu toplama işini yapacaksan ve ben burda kısılı kalacaksam, bize bu yatırım işlerinde fikirleriyle yardımcı olacak fazladan bir ele ihtiyaç duyacağımızı düşünüyorum.
So if you're gonna be on the road and I'm stuck here, I'm thinking maybe we could use an extra hand around here to help out at least with the investment ideas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]