Yapmam gerekeni yaptım tradutor Inglês
532 parallel translation
Ben yapmam gerekeni yaptım ve sen yanlış olduğunu düşünüyorsun.
I done what I had to, and you think it was wrong.
Yapmam gerekeni yaptım.
I just did what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım, başka yolu yoktu çünkü.
I did what I did because there was no other way.
- Yapmam gerekeni yaptım.
- I've done what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to do.
Onlara anlat, sadece yapmam gerekeni yaptım, ne yapmam söylendiyse.
Tell them that I only did what I had to do, what I was told to do.
Yapmam gerekeni yaptım Rebecca.
I did what I had to do, Rebecca.
Yapmam gerekeni yaptım.
I had to do what ldid.
Ben yapmam gerekeni yaptım.
I've done what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım öyle değil mi?
I did as I should, didn't I?
Elbette, yapmam gerekeni yaptım
Of course. This is what I should do.
Kes artık zırvalamayı! Ben yapmam gerekeni yaptım.
Stop it, I did what I had to do!
- Sadece yapmam gerekeni yaptım.
- I just gotta do what I gotta do.
Ben yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to do.
Sadece yapmam gerekeni yaptım.
that's just the way i'm made.
Yapmam gerekeni yaptım.
What I did, I had to do.
Soyguncu tabancasını karnıma dayayınca, yapmam gerekeni yaptım ve yere çıkardım!
Well, when the robber jammed his gun in my stomach I did what I felt I had to do. I threw up on the floor.
Orada, yapmam gerekeni yaptım.
There, I've done what I needed to do.
Ben yapmam gerekeni yaptım. Ama bir daha asla... Gal Gath'thong ateş şelalelerini göremeyeceğim.
What I did had to be done but... never again to see the firefalls at Gal Gath'thong and the spires of my home as they rise above the Apnex Sea at dawn.
Bu operasyonu sürdürmek için yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to do to keep this operation alive.
Hayatta kalmak için yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to to survive.
Üzgünüm, yapmam gerekeni yaptım.
I'm sorry, I did what I had to do.
Yapmam gerekeni yaptım ben.
I did what I had to.
Ama işler benim için kötü gidiyordu ve hayatta kalmak için yapmam gerekeni yaptım.
But things were gettin'bad for me, and... I had to do what I had to do to s... to survive.
Ben de yapmam gerekeni yaptım.
That woman tried to escape and I did what I had to.
Ben de yapmam gerekeni yaptım.
So, you know, I just did what I had to do.
O yüzden kolumu sıyırdım, damarımı buldum ve yapmam gerekeni yaptım.
So I rolled up my sleeve, I spiked my vein, and I did what had to be done.
Yok olma tehlikesindeki türleri toplamak için yapmam gerekeni yaptım.
I do what I must to preserve species threatened with extinction.
Tam olarak değil. Ama yapmam gerekeni yaptım.
Not particularly, but I did what I came to do.
Yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to.
Yapmam gerekeni yaptım.
- I did what I had to do.
Hayatta kalabilmemiz için yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to do to ensure our survival.
Çoğumuz gibi, geçinmek için yapmam gerekeni yaptım.
Like most of us, I've done what I've had to do to get by.
Çok para kaybetmiştin, ve ben de yapmam gerekeni yaptım.
You were in a hole, and I did what I needed to do.
Yapmam gerekeni yaptım, canım.
Just what I had to do, dear.
Seni ve kardeşlerini korumak için yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to to protect you and your sisters.
Hayatta kalabilmemiz için yapmam gerekeni yaptım.
What do you know about that?
- Ben yapmam gerekeni yaptım. - Bu adamı hayatıma, Sam'in hayatına sonsuza dek tekrar nasıl sokarsın?
- You had to bring that guy back into my life... back into Sam's life forever.
Yapmam gerekeni yaptım.
I did what I had to do
Bana kızgın olduğun için üzgünüm ama ben yapmam gerekeni yaptım.
Well, I'm sorry you're mad at me but I only did what I had to do
Yapmam gerekeni yaptım. Sana kaptanlığı devredince takımımı mahvettin! Onu yerin dibine soktun!
I did what I had to do to win at Nationals, and ever since I handed the reins over to you, you've run my squad straight into the ground!
Pilot, ben geminin iyiliği için yapmam gerekeni yaptım.
Pilot, I did what I had to, for the good of the ship.
Yapmam gerekeni yaptım.
I've done what i had to do.
Kocanız eve geldi ve ben yapmam gerekeni yaptım.
Your husband's home and I think I've done what I'm supposed to do.
Anlamıyorum, Virginia. Sadece yapmam gerekeni yaptım.
Split!
Shang hanım, Görevimiz gereği... yapmamız gerekeni yaptık
Miss Shang, we have accomplished what we had to do
Yapmam gerekeni yaptığım için gerçek büyücülüğün ne olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?
Do you think I don't know what the true witchery is, just because I do what I do?
Bakın, ben sadece arayıp tüm hayranlarımıza haber vermek istedim biz aşk için yapmamız gerekeni yaptık.
Look, I just wanta call up and let all our fans know that we did what we had to do for love.
Müvekkilimi kurtarmak için yapmam gerekeni yaptım. Seninkini bile kurtarmış olabilirim. - Tabii.
"Make your vehicles safe".
Ben yapmam gerekeni yaptığımı biliyorum çünkü seni vurdu, seni öldürmek istedi.
I do know that I did what I did because he shot you. He wanted you dead.
Yapmam gerekeni yaptım, Fry.
I had to.
yaptım 350
yaptım bile 41
yaptım mı 24
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yaptım bile 41
yaptım mı 24
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapmamalıydın 32
yapma bunu 151
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapma be 35
yapmam 83
yapmamalıydın 32
yapma bunu 151
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69